Piyasalar açısından oldukça hareketli geçen bir yılı geride bırakmaya sayılı günler kaldı. 2022 yılına girerken dünyanın en önemli gündemi Covid-19 pandemisi olurken, 24 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dünyaya pandemiyi unutturdu demek çok da yanlış olmaz. Bu tarihte, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekât başlatmasıyla jeopolitik risk yükseldi ve dünyanın gündemi bir anda değişti.

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla enerji fiyatları hızlı artışlar kaydetti ve bu da dünya genelinde enflasyonu 40 yılın en yüksek düzeyine tırmandırdı. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere majör merkez bankaları (Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası) enflasyondaki yükselişin önüne geçebilmek ve enflasyonu yeniden makul düzeye indirebilmek için sıkılaşma politikasına giderek agresif faiz artırımlarına başladı. 2023 yılında önemli gündem maddeleri arasında, dev ekonomilerin yüksek enflasyon ile savaşı ve faiz artırımlarının hız kesmesi hatta faiz indirimlerine ne zaman başlanabileceği yer alacak gibi görünüyor.

PİYASALARDA NELER YAŞANDI?

Bütün bu gelişmeler eşliğinde, yatırım araçlarında aşağı ve yukarı yönlü sert dalgalanmalar yaşandı. Amerikan hisse senedi piyasasının yüzde 75’ini taşıyan S&P 500 endeksi, 2022 yılında yüzde 17’nin üzerinde kaybetti. Almanya’nın en büyük şirketlerinin bulunduğu Dax Endeksi’ne dolar bazında baktığımızda yıl geneline yüzde 23,50 kaybettirirken; İngiltere FTSE 100 endeksi yine dolar bazında yüzde 4,70 kaybettirdi. Çin Shanghai Endeksi ise, dolar bazında yüzde 23 geriledi.

Değerli emtialara baktığımızda, ons altın yıl bazında yatırımcısına yüzde 3 kaybettirdi. Ons gümüş ise, yıl başından bu yana yüzde 4’ün üzerinde geriledi. Brent petrol 2022 yılında yüzde 2’ye yakın değer kazandı. ABD dolarının Euro, Japon yeni, , Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangı olmak üzere 6 para birimine karşı değerini ölçen dolar endeksi, yıl içerisinde 20 yılın zirvesine kadar tırmandı ve yıl başından bu yana yüzde 10,35 değer artışı sağladı.

Yurt içine baktığımızda, reel getiri olarak tek kazandıran yatırım aracı Borsa İstanbul görünüyor. Borsa İstanbul 100 endeksi, dünkü kapanışına göre yatırımcısına 2022 yılında yüzde 167 kazandırdı. BIST 100 endeksi, dolar bazında ise yüzde 87 yükseldi. yılbaşında bu yana yüzde 35 kazandırırken; gram gümüş ise yüzde 33,50 yükseldi.

Peki, 2023 yılında hangi yatırım aracı yıldız olmaya aday? Birbirinden değerli 10 isme sorduk; alanlarında uzman kişiler hurriyet.com.tr okuyucuları için öngörülerini paylaştı…

İKİNCİ ÇEYREKTEN SONRA İYİMSERLİĞİN HAKİM OLMASINI BEKLİYORUZ
Gökhan Uskuay – Allbatross Portföy Fon Yöneticisi

Pandemi ile birlikte ekonomik büyümeye yönelik para ve maliye politikaları sonucunda enflasyonist etkiler ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi tarihi bir enflasyon şokuna yol açtı. 40 yılın en yüksek enflasyonu karşısında, global merkez bankaları son 40 yılın en hızlı faiz artırımlarını önden yüklemeli gerçekleştirdi. Halbuki, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali olmasıydı; tedarik zincirlerinin açılması, arz sıkıntılarının açılması ile büyüme ve enflasyon doğal seleksiyonu ile daha erken dengelenebilecekti.

Pandemide, aşırı gevşek para politikaları dünyada hızlı bir şekilde resesyonun çıkmasını sağlamıştı. 2022’de merkez bankalarının önden yüklemeli faiz artırımları, hızlı bir şekilde dünyayı yeniden resesyona sokabilir. 2023’ün ilk yarısında bunların etkilerinin izlenmesini, yılın ikinci yarısında ise aşırı sıkılaştırma yapan merkez bankalarının enflasyonu da göz önüne alarak gevşetici adımlar atmasını bekliyoruz.

ABD’de 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 3,5’e kadar gerilemesi, ekonomik beklentimizin piyasada fiyatlamasını yansıtmaktadır. Yine bu yılın son çeyrek kar sezonu ile birlikte, global ölçekte karlarda 2019 öncesine doğru bir normalleşme ve gerileme göreceğiz. 2023’ün, ilk çeyrek başta olmak üzere zor geçebileceğini, ama ikinci çeyrekten sonra global bir iyimserliğin enflasyon el verdiği ölçüde hakim olmasını bekliyoruz.

BORSAYA OLAN İLGİNİN DEVAMINI BEKLİYORUZ

Türkiye’de para ve ekonomik politikalarının seçime kadar sürdürebilirliği önemli etken olacaktır. Seçimler sonrasında yeni para ve ekonomik politikaları seçimleri etkileyecektir. Türkiye’de sürdürülmesi zor politikaların sürdürebilirlik süreci; yurt dışı konjonktürün yardımı, Türkiye’de ekonomik büyümenin yavaşlaması, enerji ve hammadde fiyatlarının düşmesi ile birlikte artmıştır. Seçime kadar düşük reel faizler, yurt içinde sosyal transferler, asgari ücret ve EYT gibi destekler iç talebi destekleyecektir.

Bu ekonomik tahlil sonunda kurların yatay seyrinin sürdürebilirliği, borsaya olan ilginin seçim belirsizliğine rağmen devamını bekleyebiliriz.

Yurt içi piyasalar yılın ilk yarısında gücünü koruyacakken, yurt dışı piyasalar ikinci çeyrekten itibaren iyimserliğin artmasını bekliyorum.

GÜMÜŞÜN ŞANSINI DAHA YÜKSEK BULUYORUM
Eral Karayazıcı – Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü

Yıldız adayı dendiğinde şüphe yok ki ilk akla gelen 2022 yılının ilk 11 ayında yüzde 170 değer artışı kaydederek 5000 puan üzerinde başlayan BIST geliyor. Bu cephede hareketin bir süre daha devam etmesi mümkün. Ancak 2023 yılı yıldız adaylarım içinde yer almıyor.

Döviz tabanlı yatırım araçları içinde iki ayrı kanat var. Biri geleneksel yabancı paralar ile altın-gümüş ikilisi. Bu segmentte gümüşün şansını görece daha yüksek buluyor, Euro ve altını dolara tercih ediyorum.
Döviz tabanlı bu dörtlünün her ne kadar 2022 yılında TRY bazı değer artışı Türkiye TUFE’nin altında kalmış ve reel olarak göreli bir iskonto oluşmuş olsa da 2022 yılında fazla artmadılar 2023 yılında değer kazanırlar demek güç. Çünkü Türkiye’de döviz tabanlı finansal seçenekler TRY değer kaybettiği için 2018-2021 parkurunda çok fazla artış kaydetmişti.

2023 yılında bu cephenin reel getiri sağlaması için Türkiye risk priminin yılın ikinci yarısında yüksek kalmaya devam etmesi ve 2024 yılına yönelik enflasyon beklentilerinin yukarıda oluşmasına ihtiyaç var. İşte bu konu da belirsiz ve senaryo üretmeyi güçleştiriyor.

İPİ EUROBONDLAR GÖĞÜSLEYEBİLİR

Döviz tabanlı geleneksel olmayan diğer cephe Türk Eurobondları.

Eğer 2023 içinde, Türkiye 2024 yılından itibaren enflasyonu düşürecek beklentisi baskınlık kazanırsa bu risk primini aşağı getirerek döviz tabanlı yatırım araçları içinde ipi Eurobondların göğüslemesine zemin yaratır.

Yok aksi olur ve CDS yeniden yükselmeye başlarsa, roller değişir ve bu cephe sıralamada alt sıralarda kalmaya aday olur.

ALTININ ONSU YENİ YILDA DAHA PARLAK BİR DÖNEM GEÇİREBİLİR
Ergün Tekgül – İnfo Yatırım VİOP Genel Müdür Yardımcısı

2022 yılı yatırımcıların ve piyasa profesyonellerinin bile beklemediği bir biçimde borsa tarafında çok olumlu geçmiştir. Burada özellikle eksi reel faizden ve KKM’nin kura olan etkilerinden dolayı ciddi bir getiri arayışı oluşmuştur. İnsanlar yüksek enflasyon ve düşük faiz sebebiyle ciddi bir getiri arayışına girmiş ve yabancı yatırımcının da çekilmesiyle birlikte borsa yerli yatırımcılar için uygun bir zemin oluşturmuştur. Böylece borsa belki de tarihinin en parlak dönemini geçirmiştir.

2023 yılı yatırımcılar için muhtemelen seçim öncesi ve seçim sonrası olmak üzere iki bölümden oluşacaktır. Bu noktada özellikle faiz indirim döngüsünün sona erdiği varsayımıyla bir dengeleme fiyatlaması izleyebiliriz. Özellikle gösterge tahvil faizinde yaşanabilecek bir tepki bankacılık endeksi üzerinde baskı oluşturabilir. Böylece borsa cephesinde sınırlı bir iyimserlik beklentisi içerisine girebiliriz.

DAHA DENGELİ BİR FİYATLAMA YILI GEÇİREBİLİRİZ

Kur cephesinde ise, KKM’de büyük çözülmeler olmadığı sürece düşük volatilitenin devamı beklenebilir. Ayı piyasasında yer alan yurt dışı borsalarda Fed etkisinin yeni yılda da devam edebileceğini düşünmekteyiz. Bu sebeple kıymetli madenlerde sınırlı bir baskı oluşacak olsa da özellikle altının onsunun yeni yılda daha parlak bir dönem geçireceğini düşünmekteyiz.

Özetle herhangi bir siyah kuğu çıkmadığı sürece 2023’ün aşırı fiyatlamalardan arınmış daha dengeli bir fiyatlama yılı olacağını düşünmekteyiz.

DOĞRU ŞİRKET SEÇİMİNE ODAKLANILMASI ÇOK DAHA ÖNEMLİ
Volkan Dükkancık – Alnus Yatırım Araştırma Direktörü

Yaklaşık son 1 yıldır küresel çapta rekor düzeydeki enflasyonla mücadele adına birçok ülke merkez bankası faiz artırımı ve parasal sıkılaştırma yoluna giderken içeride ise, faiz indirimi ve makro ihtiyati tedbirlerle büyümeyi öncelikleyen bir politika izleniyor. Yatırımcılar bu süreçte, aylardır hem enflasyondan korunmak hem de getiri arayışı adına, küresel resesyon endişeleri arasında hala büyümesini sürdüren ekonomiyi ve yüksek enflasyonun nominal bazda büyüttüğü şirket ciro ve karlarını dikkate alarak borsaya olan teveccühünü devam ettirdi. Neredeyse sadece yerli yatırımcının katılımıyla gerçekleşen bu süreç endeksi TL bazında rekorlara taşırken, dolar bazında ise endeks tarihi zirvesinde hala çok uzakta.

Bu aşamadan sonra gözler, son birkaç haftadır küresel ölçekte artmaya başlayan risk iştahını ve gelişmekte olan ülkelere yönelik bakışında da olumluya dönmeye başladığı süreçte yabancı ilgisinin de borsaya yönelip yönelmediğinde olacak. Büyümede bu yıl dünyadan ayrışan pozitif görünümün sürüp sürmeyeceği ve enflasyonda, çok da mücadele ediliyor gibi görünmese de bir iyileşme olup olmayacağı da yatırımcıların odağında kalmayı sürdürecek.

ONS ALTIN 2023’TE PORTFÖYLERDE BELLİ ÖLÇÜDE YER ALMALI

Özetle, borsadaki rallinin arkasında yatan hikayede net bir değişiklik olana kadar mevcut fiyatlama eğiliminin devam edeceğini söylemek mümkün. Teknik olarak bakıldığında, bir süredir kar satışlarını gün içi destek seviyelerinde karşılayarak yukarı yönlü seyrini sürdüren endekste trend takip modelimiz AL konumunu koruyor.

Önümüzdeki 3-6 aylık vadede getiri arayışındaki yatırımcının adresinin hisse senetleri piyasası olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak risklerin de masada birikmeye başladığını, bu doğrultuda enflasyona karşı yatırımcının kendini korumak adına sadece endekse değil, doğru sektör ve şirket seçimine odaklanmasının çok daha önem kazandığı bir süreçteyiz.

Diğer taraftan faiz artırım sürecinin sonuna yaklaşan ABD Merkez Bankası, doların da global çapta güçlü seyrini sekteye uğratmış durumda. Henüz tam anlamıyla kontrol altına alınamamış küresel enflasyonu ve zayıflayan dolar endeksini dikkate alarak ons altının da 2023 için portföylerde belli ölçüde yer alması gerektiğini düşünüyoruz.

ALTIN VE GÜMÜŞTE YUKARI YÖNDE İVME GÖREBİLİRİZ
Rıdvan Baştürk – Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu

Bu yıl küresel bazda artan enflasyon neticesinde neredeyse tüm ülkelerin faiz artırması ve para politikalarını sıkılaştırmaları nedeniyle riskli varlıkların yıl genelinde baskı altında kaldığını gördük. Yılın sonuna yaklaşırken Fed tarafından faiz artırım hızında yavaşlama mesajları geldi. Fakat bu durum her şeyin bir anda pozitife döneceği anlamını taşımıyor. Sıkılaşma en azından 2023 yılının ilk yarısında devam edecektir.

Tabii enflasyonun seyri bu aşamada büyük önem taşıyor. Enflasyonda bir iyileşme beklentisi oluşursa bu durum faiz tarafını aşağı baskılayacaktır. Böyle bir durumda ons altın, ons gümüş başta olmak üzere emtialarda yukarı yönde ivme görebiliriz. Majör borsalarda ise, resesyon riskinin fiyatlanabileceğini unutmamak gerekiyor. Bu nedenle majör borsalarda 2023 yılının ikinci yarısında bir yukarı ivme başlayabilir.

Fed’in alacağı kararlar ve piyasa beklentileri her ay gelecek verilerle yeniden şekilleneceği için uzun bir süre veri bazlı fiyatlamalar göreceğiz.

YILI İKİYE BÖLMEK GEREKİYOR
Murat Özsoy – Biz Finansal Danışmanlık Kurucusu

2023 yılındaki en cazip yatırım aracının hangisi olacağı yanıtı verirken yılı ikiye bölmek gerektiğini düşünüyorum. Hem küresel taraf hem de yurtiçi Piyasalar açısından geçerli. Küresel taraftaki beklentiler Fed politika faiz oranının yılın ilk yarısı sonu itibariyle arzu edilen seviyelere gelmesinin ardından faiz artışlarının duracağı, içerde de yılın ilk yarısının sonunda seçimlerin yapılacak olması.

Küresel taraftaki senaryo sonuçları nispeten daha öngörülebilir vaziyette. Eğer küreseldeki bu baz senaryo gerçekleşirse, yılın ikinci yarısında değerli metallere yapılacak yatırımlar yılın ilk yarısına göre daha cazip halde olacaktır. Para birimleri açısından da Euro’nun ABD doları karşısındaki değeri özellikle yılın ikinci yarısında ilk yarısına göre daha yüksek seviyelerde olacaktır.

İçeride ise, seçim sonuçlarının nasıl bir ortam doğuracağı yılın ikinci yarısını belirgin kılacak. Yılın ilk çeyreğinde içeride borsanın halen en cazip yatırım seçeneği olmaya devam edeceğini düşünüyorum. TL’nin dolar karşısındaki değeri bir süredir yatay bantta hareket etmesine rağmen ihracatçının rekabetçi kur talebi yönündeki beklentileri eğer gerçekleşirse, TL’nin ABD doları karşısındaki bu yatay seyri yukarı yönde harekete dönebilir. Bu yukarı yöndeki muhtemel hareket yavaşça değil hızlı şekilde gündeme gelirse, yabancı para mevduatlar ve KKM’den çıkışlar sonucunda döviz talebine artışların gündeme gelme riskini göz ardı etmemek lazım.

AYI VE BOĞALARIN DEĞİL, TEMELCİLERLE TEKNİKÇİLERİN SAVAŞI OLACAK
Tuğberk Çitilci – InvestAZ Araştırma Direktörü

Covid sonrası dönemin yeni normali yüksek enflasyon olurken, Fed başta olmak üzere merkez bankaları yüksek faiz artışlarıyla enflasyonu kontrol altına alma çabalarını sürdürmektedir. Yüksek enflasyonun maliyeti düşük büyüme veya büyümeme olduğundan 2022 yılında yapılan faiz artışlarının birikimli negatif etkileri 2023 yılında resesyon veya düşük büyüme olarak piyasaların yeni normali olacaktır. Bu durum hisse senetlerini ilk başta olumsuz etkileyecek gözükse bile iş aslında bu kadar net olmayabilir.

2023 yılı Fed’in sıkı para politikasının büyüme üzerinde ki negatif etkilerini referans alan temel analizcilerle, Fed’e rağmen fiyatlamada en kötüsü geride kaldığını düşünerek karşıt yatırımı referans alan teknikçiler arasında olacaktır. Sıfır büyüme hisse senetleri ve SP500 endeksi için negatif olacağı net olarak bilinse bile, enflasyona karşı getiri arayışında tek adres yine hisse senetleri ve endeksler olacaktır. Ayrıca gelebilecek negatif haber akışı fiyatlamalara ve değerlemelere çok öncesinden dâhil olduğundan piyasa ilave gelebilecek negatif haber akışına reaksiyon vermek yerine, ilave gelebilecek pozitif haber akışına daha fazla reaksiyon vermesi beklenebilir. 2023 yılında temelcilerin düşündüğü gibi 0 büyüme varsayımında hisse senetlerinden uzak durulması piyasanın dinamiğini yansıtmamaktadır.

BORSA İSTANBUL TEK ADRES OLMA ÖZELLİĞİNİ DEVAM ETTİRECEKTİR

Yurtdışı tarafta Fed’e ve resesyon ihtimaline rağmen hisse senetleri öne çıkacakken, benzer durum ultra düşük reel faize sahip Türkiye içinde geçerli olacaktır. TCMB’nin politika faizinin tek haneye indirmesi sonrasında 2023 yılı ilk çeyrekte 200 baz puana kadar indirim alanı oluşabilecekken, Avrupa Bölgesi durgunluk, iç tarafta durgunluk önlemleri ve yeni ekonomi modelinde ihracat faktörlerinin desteklenmesi katalistler olabilir. TCMB faiz indirime gitse veya gitmese bile ultra düşük reel faiz için getiri arayışı ve enflasyona karşı korunma için Borsa İstanbul tek adres olma özelliğini devam ettirecektir. 2023 yılı ilk çeyrekte rallinin zirve yaparak ilk etap 6500 seviyesine ulaşma potansiyeli baz senaryo olurken, devamında seçim sürecine ilişkin beklentiler/anketler endeks yön verecektir.

PORTFÖY YÖNETİMİNDE DAHA AKTİF KARARLAR VERMEK GEREKECEK
Enver Erkan – Tera Yatırım Başekonomisti

2023 yılı net bir yönü olmayıp 2022’ye oranla küresel piyasalarda volatilitenin yüksek olacağı bir sene olmaya aday. Yıl sonuna doğru Fed yetkililerin enflasyonda iyileşme sinyallerinin göründüğüne dair açıklamaları ile parasal sıkılaşma döngüsünde yavaşlanabileceği açıklamaları doların küresel piyasalardaki yukarı yönlü ivmesini azaltırken; altın, borsa, emtia tarafında yükselişe destek verdi. Bununla beraber yılın ilk iki ayında gelebilecek veri akışı Fed tarafında söylemlerde değişikliğe neden olabilir. Bu nedenle portföy yönetiminde daha aktif ve değişken kararlar vermek gerekecektir. Yıl boyunca finansal enstrümanlar arasındaki geçişkenlik paranın akışına yönelik olarak değişim gösterecektir.

YATIRIMCI RİSKE KARŞIN BORSA İSTANBUL’A KAYABİLİR

İçeride ise, seçim öncesi dönemde para politikasının değişmeyeceği varsayımı ile TL’de bir değerlenme beklenmesi mümkün görünmüyor, küresel piyasalarda likidite musluklarının açılması durumunda piyasadaki baskı nedeniyle TL hakkettiği değeri yakalayamayabilir. Bu aşamada getiri arayışında olacak yatırımcı, primli fiyatlar ve riske karşın Borsa İstanbul’a kayabilir. Yabancı yatırımcı ise, bu ekonomik kurallar altında gelmeyeceğini takas oranlarından göstermekte.

Yılın ikinci yarısı, yani seçim sonrası kazanan tarafın uygulayacağı politikalar paranın akış yönünü belirleyecek. Ortodoks politikalara geri dönülecek bir ekonomik yönetimin başa gelebileceği durumda, yabancı tarafında sıcak para akışı olabilir. Ancak faizlerin artırılacak olması, KKM’nin sona erebileceğine dair varsayım altında ise, kurda yukarı yönlü hareket kaçınılmaz. Bu durumda yerli yatırımcının borsadan çıkması da muhtemel. Diğer durumda, yani ekonominin benzer şekilde devam etmesi halinde sağlıksız fiyatlamalar ile tasarruf sahipleri getiri arayışına devam edecek ve bu da varlık fiyatlamalarında normal olmayan fiyatlamaları sürdürecektir. Her iki durumda da değişkenler tasarruf sahibi için zorlayıcı olacaktır; ancak bizce asıl sorun KKM sisteminin nasıl sona ereceği ve de sonrası.

ÖNÜMÜZDEKİ YIL EKONOMİLER YAVAŞLAMA İÇİNE GİREBİLİR
Emre Çayırlı – Trive Yatırım Araştırma Müdürü

Pandeminin etkileriyle geçen 2021 yılının ardından, 2022 yılının ana gündemi küresel çapta yükselen enflasyon ve merkez bankalarının enflasyonda yaşanan yükselişi durdurmak için uyguladıkları sıkı para politikaları oldu. Bu yıl içinde başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere, Avrupa ve İngiltere gibi birçok önemli merkez bankası tarihsel olarak oldukça yüksek faiz artışları yaptılar.

Yılın sonuna gelinirken faiz oranlarının yükselmesiyle enflasyon artışının yavaşlama içinde olduğu fakat ekonomilerin de durgunluk içine girdiği görülüyor. Bu kapsamda önümüzdeki yıl ekonomilerin yavaşlama hatta daralma içine girdiği bir yıl olabilir. Tarihsel olarak ABD ekonomisine dair veriler incelendiğinde, kısa vadeli tahvil faizlerinin uzun vadeli tahvil faizlerinin üzerine geçtiği dönemlerin ardından dolar endeksinin hızla değer kaybettiği görülüyor. Bu kapsamda 2023 yılında dolar endeksinin düşüş eğiliminde olduğunu görebiliriz.

TARIMSAL ÜRÜN FİYATLARINDA HIZLI ARTIŞLAR OLABİLİR

Başta altın ve gümüş olmak üzere, platin, bakır gibi emtialarda başlayan yükselişin 2023 genelinde de sürdüğünü görmemiz olası bir senaryo durumda. Diğer yandan dünya geneline yaşanan kuraklığın sürmesi ve dolar endeksinde yaşanan değer kaybının hızlanması tarımsal ürün fiyatlarında hızlı artışlara neden olabilir.

İSKONTOLU ŞİRKET HİSSELERİ CAZİBENİN KORUNMASINI DESTEKLEYEBİLİR
Seda Yalçınkaya Özer – İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

2022 yılın başından bu yana yüzde 166 getiri sağlayan Borsa İstanbul’da 2023 yılında da yatırımcıların dikkatini çeken yatırım aracı olmaya aday olacağını düşünmekteyiz. Her ne kadar ucuzluğun bir kısmı silinmiş olsa da Borsa İstanbul’da iskontolu işlem gören şirket hisselerinin bulunması borsaya olan cazibenin korunmasını destekleyebilir. Aynı zamanda halka arzların da tekrar hız kazanması yatırımcıların ilgisini çekmekte.

Yeni katılımcı sayısının her geçen hafta artması getiri arayışının ne derecede güçlü olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla talebin devam ettiğini söylemek mümkün. Ancak 2023 yılında endeksin 2022 yılı kadar ya da bundan daha güçlü bir yükseliş kaydedip kaydedemeyeceğini söylemek zor. Buna karşın yeni alternatif bir getiri aracı sunulmadığı takdirde şimdilik Borsa yıldız yatırım aracı olmaya devam edecek gibi görünüyor.

YURT DIŞI HİSSE SENEDİ TARAFI DA HAREKETLİ OLABİLİR

Yurt içinde yılın ilk yarısı ile ikinci yarısında para ve maliye politikaları karaları arasında farklılık olabilir. Dolayısıyla yurt içi enstrümanların akıbetini kestirmek zor. Gözde yatırım aracı olur mu bunu söylemek zor ancak TL tarafında hareketlerin daha hızlı olmasını beklemekteyiz. Bununla birlikte Fed’in sıkı para politikasında görece yumuşama olması ABD hisse senedi piyasasının canlanmasını destekleyebilir. Bu durumda 2023 yılında yurt dışı hisse senedi tarafının da hareketli olmasını beklemekteyim.