ABD’de 2023’ün ilk çeyreğinde, AB’de ise bu yılın son çeyreğinde başlaması beklenen durgunluk, hazır giyim sektöründe daha erken başladı. Söz konusu gelişme nedeniyle sektör ihracatında artış hızı düşerken, bu durum kapasite kullanım oranlarında da düşüşe yol açtı. Gelişmelerin bu yıl sektörde yüzde 15’e yakın daralmaya yol açacağını belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, daralmanın 2023’ün tamamına yayılacağını söyledi. Kaya, fast fashion (hızlı moda) devlerinin bu nedenle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de alımları azalttığını, yerli hazır giyim markalarının ise stok eritme gibi stratejilere yöneldiğini dile getirdi. Dünya Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ ve Genel Koordinatörü Vahap Munyar ile bir araya gelen TGSD başkanları Sanem Dikmen ve Ramazan Kaya, hazır giyim ve tekstil sektörlerinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve ileriye dönük beklentileri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Daralma 2023’te de sürecek

TGSD Başkanı Ramazan Kaya, 2022 ile birlikte hem ekonomik kriz hem enflasyon hem de daralmanın belirgin bir şekilde hissedilmeye başlandığını söyledi. Daralmanın yılın son çeyreğinde derinleşeceğini dile getiren Kaya, “Özellikle fast fashion dediğimiz ucuza mal satan markalar şu an buna başladı. Birçok yabancı fast fashion devinin şu anda Türkiye’de hiç işi yok. Sipariş vermiyorlar. Daha önce bu sıkıntıları bir iki çeyrekte çözüyorduk, şimdi 15- 16 aylara varacak bir düşüş olacak. Kapasite kullanım oranları çok hızlı düşecek. Orta ve üst segmentte biraz iş var. Onda da turist alışverişi etkili oluyor. Önümüzdeki yılı da kapsayacak şekilde bir daralma ve ekonomik anlamda da sıkıntılarımız olacak” dedi.

7 ay önceki yatırım iştahı yok

Bunun hammadde ve emtia fiyatlarında bir nebze olsun geri çekilmeye yol açtığını belirten Kaya, öte yandan artan işçilik maliyetlerine dikkat çekerek yıl genelinde yüzde 70’e varan işçilik maliyetine karşı kurun seviyesinin sektörü zorladığını dile getirdi. Kaya, “Şu an ihracatçı için en büyük sorun 2023 siparişlerinde fiyat tutturamamamız. Müşteri ile sürekli çatışma halindeyiz. ‘Ekonomide bir daralma var, ucuza almam lazım’ diyor ve alternatif arıyorlar. Öte yandan ekonomi aktörlerinin aldığı önlemler de nakit akışımızı, yatırım iştahımızı negatif etkiliyor. 7 ay önceki yatırım iştahı şimdi yok.” diye konuştu. Bilindiği üzere geçen yıl başta tekstil sektörü olmak üzere hazır giyim sektöründe de bir yatırım atağı başlamıştı. Her iki sektörde de Anadolu’ya akın başlamıştı. TGSD’nin diğer Başkanı Sanem Dikmen, o dönem başlayan yatırımların şu an üretime geçemediğine, yatırım yapanların çok büyük kısmının ise bugün pişman olduğunu anlattı.

Kırpıntı miktarı yarı yarıya azaldı

Dikmen, “Yatırımcı önünü görmekte zorlanıyor. Bu finansman maliyetiyle yatırımın geri dönüş süresi de belli değil artık” dedi. 2021’de yaşanan iplik krizine değinen Dikmen, şöyle devam etti: “2021’de tüm dünyada pamuğun maliyeti artınca Türkiye’de de ipliğin fiyatı arttı ama 3 dolardan 5 dolara çıkması gerekirken 6 dolara sattılar. Çok da güzel kar ettiler. Çünkü o dönem navlun maliyetleri ve kapanmalar nedeniyle istesek de Uzakdoğu’dan tedarik yapamıyorduk. Bunu iç piyasada fırsata çeviren üreticiler, burada oluşan karlılıkla yatırım yaptı ama aynı hacim ile alım olmayacaktı. Şu an özellikle tekstil sektörünün aldığı her biri 2-3 milyon Euro olan makineler açılamıyor. Makine termin süreleri 2024’e kadar uzamıştı. Şimdi piyasa ciddi şekilde durdu.” Ramazan Kaya ise bu konuda kırpıntı örneğini vererek, “Son 2 aydır 3 fabrikası olan 1’ini kapattı. 5 holü olanlar ikisini kapattı. Bu işin kumaş atıklarından oluşan kırpıntısı var. Ayda ortalama 100 ton kırpıntı toplayan bir şirket, şu anda 50 ton toplayabiliyor. Bu da işlerin ne kadar durgun olduğunun başka bir göstergesi” diye konuştu.

“Green Revolution” konuşulacak

Öte yandan TGSD’nin geleneksel olarak her yıl düzenlenen hazır giyim konferansı da yaklaşıyor. Bu yıl Green Revolution (Yeşil Devrim) temasıyla 5-6 Ekim tarihlerinde Çırağan’da düzenlenecek B2B etkinlikte değişen satın alma pratikleri de ele alınacak.

Full entegre sisteme geçiliyor

Sektörde yaşanan dönüşüme değinen Ramazan Kaya, partner entegre sistemden full entegre sisteme geçildiğini anlattı. Kaya, “Sürdürülebilirlik kapsamında baskı, nakış, boyahane gibi birimler içeri alınıyor. Bu da yatırım gerektiriyor. Orta ve uzun vadeli finansmana ihtiyacımız var. En az 1-2 yıl ödemesiz 7-8 yıllık finansman gerekiyor. Bugünkü faiz oranları ile bir fabrika yatırımı yapsanız 10 yılda o yatırımı çıkaramazsınız. Ama mecburen işin devamlılığı için yapıyoruz. Şu an Anadolu dahil brüt çalışan başına maliyet 600 dolar. Rekabet ettiğiniz Bangladeş ve Vietnam’da bu rakam ortalama 150 dolar civarlarında” şeklinde konuştu.

Üretim tesisini kapatanlar var

Ramazan Kaya, yatırımın geri dönüş süresinin çok uzaması ve düşen karlılık nedeniyle bugün sektörde üretim tesisini kapatan birçok yatırımcı olduğunu söyledi. Bunun önümüzdeki dönemde şirket birleşmelerine de yol açacağını anlatan Kaya, “Finansmanı bankadan bulamıyorsanız firmalar birbirini destekleyecek, şimdi onu görüyoruz. Özel bankacılıkta da Eximbank’ta da hep işletme sermayesi odaklı kredileri var” dedi. Bu arada üretim tesisini kapatma kararı alan isimlerden biri de TGSD Başkanı Sanem Dikmen oldu. Dikmen, 2022 başında Tuzla’da bulunan tesisini Anadolu’ya taşıma kararı almıştı. Geride kalan dönemde yatırım kararının fizibil olmaktan çıktığını anlatan Dikmen, “Karlılıklar düştü, işçilik maliyeti arttı. Kurlar da bastırıldığı için zorlamanın anlamı olmadığına karar verdik. Üretimi taşımaktan tamamen kapatmaya döndük” ifadelerini kullandı.

Tamam mı devam mı noktasındayız

Şu an sektörde asıl sorunun geçen seneden başlayan karsızlık olduğuna dikkat çeken Ramazan Kaya, “Kar edemiyoruz. Karlılık yüzde 15-18’lerden tek basamaklı rakamlara geriledi. Tamam mı devam mı noktasındayız. Ülkede dükkan kapamak da çok zor. Binlerce insan çalıştırıyorsunuz bunların hakları var” dedi. Sanem Dikmen ise sektörde borçluluk oranlarının da çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Emtia fiyatlarının artışı ve reel enflasyonu da dikkate aldığınızda varlıklar borçları döndürecek durumda değil” diye konuştu.

Sektör olarak önümüzdeki 5 yıldan umutluyuz

Sektörün geleceği konusunda daha umutlu olan Kaya, “Anlattıklarımız karamsarlık değil, durum tespiti sadece. Yeni iş modelleri öğreniyor, değişime ayak uydurmaya çalışıyoruz. Önümüz açık. Eğer yatırımları sürdürülebilirlik esasında yapılacağını düşünürsek önümüzdeki 5 yılın iyi olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Dikmen de kur konusuna değinerek, “6 ay sonra teslim edeceğimiz malın fiyatını şimdi belirleriz. Artan maliyetler kur artışı ile dengelendiği için arada sapmalar olsa bile radikal farklar olmuyordu. Kendi içinde bir denge vardı. Şu an öyle değil. Ülkede kur dalgalanması var. Baskılanıyor. Hazır giyimcilerin en güvendiği konu kur” diye konuştu.

Yerlilerde de daralma var

Kaya, iç piyasaya yönelik gözlemlerini de paylaştı. Birçok yerli perakende devinin yıl başından bu yana daralmaya gittiğini belirten Kaya, “Yurtdışı mağazaları için Türkiye’den alımı bırakanlar var. Yurtdışı mağazaları için alımı yurtdışından, Türkiye mağazaları için de yurtiçinden alım yapıyorlar. Eylüle kadar stok eritme kararı alanlar da. Onlar bunu yaptığı zaman tüm sistem yavaşlıyor. Ama diğer markalarda da daralma var” diye konuştu. Bu durumun sektörde dökülmeleri getirip getiremeyeceği konusunda ise Kaya, işini kapatma kararını alanlar ya da birleşenlerin olacağını söyledi. Sanem Dikmen ise kasım ayında büyük iflasların bile yaşanabileceğini kaydetti.