Güldağ: Fed 3 yıl sonra politika faizini artırdı. 25 baz puanla artırıma başladı. Zaten öyle bekleniyordu. Başladı diyorum çünkü 6 faiz artırımı daha yapacağı anlaşılıyor. TCMB ise politika faizini sabit tuttu. Merkez Bankası diyor ki, küresel barış tesis edildiğinde dezenflasyon da artık başlayacak. Enflasyondaki tırmanışın neredeyse sadece savaşa bağlanması ilginç geldi bana. İkincisi, cari fazla vurgusu Merkez Bankası metninden çıkmış…

Ağaoğlu: Merkez Bankası ile başlayalım, Fed’i de buna bağlayalım. Sebebi de zamanlama itibariyle önemli. Çünkü Merkez Bankası, Fed’in faiz kararı açıklayacağından toplantıları bir sonraki güne koydu. Önce şunu vurgulayayım, Fed tarafından gelen faiz adımı geç kalmış bir adım…

Güldağ: Enflasyon yüzde 8’e dayanmadan adım atması gerektiğini söyleyen çok. Avrupa’da da enflasyon 5’lere geldi ama ECB de adım atmadı. Faiz artırımlarının geç kalması neye yol açar?

Ağaoğlu: Bir kez bedava parayı alan her yere saldırdı. Emtia fiyatlarında olması gerekenin üzerinde bir yükseliş geldi. Şimdi bir yıldan fazla bir süre yüksek enflasyon dönemi yaşanacak. Bir nebze de olsa kontrol altına alabilmesi için sinyal vermesi lazım merkez bankalarının, orada geç kaldılar.

Güldağ: Şimdi 25 geldi de ne oldu?

Ağaoğlu: Piyasaya orta yollu bir çözüm geldi. 7 kez faiz artışı bekleniyordu daha da düşer mi tartışmaları başladı.

Güldağ: 6 faiz artışı beklentisi var. Tabii, enflasyon nasıl seyredecek? Bu yıl için beklentisini 3.8’den 4.2’ye çıkardı.

Ağaoğlu: 6 kez 25 puanda mutabık kalırız. Daha yüksek faiz artışı gelmez.

Güldağ: Bizim Merkez bankamızın yaklaşımlarına ne diyorsun? Karar öncesi 250- 300 baz puan artış beklentileri vardı. Hiç inandırıcı değildi ama…

Ağaoğlu: 300-500 her neyse, bu faiz artışlarının ne demek olduğu konusunda inanın benim bir fikrim yok. Eğer böyle bir faiz artışı gelecekse bunun bir amacı, bir hedefi ve bir niyeti olması lazım. Benim gördüğüm açıklamada hiçbir resim değişikliği çizilmiyor. Öyle bir niyet yok. Zaten enflasyon 60’a merdiven dayamış, politika faizi 14 iken 20 yapsanız ne demek olacak bu? Mevcut düzeyinde tutmaları en azından kendi içinde tutarlıdır. Yoksa 300-500 baz puanla çözülecek sorunlarımız yok bizim.

Güldağ: Bir dengenin yerleşmesi için başka bir politika izlenmesi lazım. Sadece faiz artışına da bağlı değil bu.

Ağaoğlu: Evet ama bugün o politika ufukta görünmediği için, ne deniyor diye baktığımızda 3 şey çıkarttım diyeyim. birincisi, maalesef söylemek zorundayım ki çok kötü bir Türkçesi var metnin. İkincisi, cari işlemlerle ilgili de yeni bir tanımımız olmuş. ‘Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalacağı’ söylenmiş. İyi de biz dengede değiliz ki? Üç, bunun için enerji fiyatlarının baş suçlulardan biri olduğu belirtiliyor ama ortada faiz-enflasyon dengesinden dolayı öne çekilen bir talep var. Onu nasıl ayrıştıracaksınız? Çünkü siz yüzde 15-20 faiz veriyorsunuz 55-60’a gelen bir enflasyona… İnsanların ne yapmasını bekliyorsunuz ki?

Güldağ: ‘Küresel barış tesis edilince dezenflasyon süreci başlayacak’ demek gerçekleri yeterince kavramadığımızı ya da makyajlamaya çalıştığımızı gösteriyor. Fed teşhisinde yanıldığını kabul ediyor biz etmiyoruz.

Ağaoğlu: Benim takıldığım cümle de; “Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.” Nasrettin Hoca çok daha iyi bir yatırımcıymış!

Güldağ: Şimdi bunu niye söyledin? Göle maya çalmaktan mı?

Ağaoğlu: Yok, yola diken ekmekten..Küresel barış ortamının tesisi ve enflasyonda baz etkisinin ortadan kalkmasıyla deniyor. Şimdi barış ortamının tesis edilmesiyle ilgili bir beklenti henüz oluşmuş değil. Baz etkisi denen de esas olarak matematik oyunu. Ona dayanarak politika oluşturmazsınız. ‘Her şey rayına oturacak sonra ben enflasyonu düşürmüş olacağım’ deniyor bir nevi. Bunlarla vakit kaybetmemek lazım.

Güldağ: Biz riskleri dikkate alarak konuya teknik değil, hala kendi siyasi tercihlerimizle hareket ediyoruz. Onun için sözcükler de çok anlamlı olmuyor.

Ağaoğlu: Önümüzdeki dönem faiz artıracakmış ya da ortadoks politikalara dönecekmiş izlenimine bu açıklamanın hiçbir yerinde rastlanmıyor.

Güldağ: Muhtemelen bu son pas geçmeydi. Bundan sonraki adımın indirim olması bekleniyor.

Ağaoğlu: Artırım değil, indirim. Doğrusu bu benim duyduğum bir şey değildi. O zaman, hiç vakit kaybetmeselerdi.

Güldağ: İkna edilmeye çalışılacaktır. Ama sonraki adımda indirim gelebilir.

Ağaoğlu: Sayın Güldağ, ne siz zorlanın ne de biz. Ne de Merkez Bankası zorlansın. 3’e mi inecek faiz, 9’a mı, indirelim de, başarılıysa vakit kaybetmemiş oluruz. Aynı şekilde başarısızsa da görür vakit kaybetmemiş oluruz. Neden oyalanıyoruz ki? Şu anki 14 faizin nasıl bir fonksiyonu var ben anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Bununla iş de yapılmıyor ki? Gelin vakit kaybetmeyelim. Hepimizin zamanına yazık. Hepimizin ömrüne yazık.

Güldağ: Bir kere taşlı tarlaya sürdük arabayı. Çıkarmak kolay değil. Zamanımızı bu kadar harcamamalıyız. O çok doğru. Çünkü güçlü, bütünlüklü ve sürdürülebilir bir programla adım atmadıkça ,kayıplar da artacak.

İran anlaşması olursa petrol 15 dolar düşer

Güldağ: Petrolde tekrar yukarı doğru bir hareket var. Görünen o ki Rusya, Ukrayna meselesinde sıkışınca Viyana’da İran ile nükleer anlaşma konusunda sürdürülen, ABD’nin de dolaylı olarak katıldığı toplantıda güvence istedi. ‘İran’la ekonomik ve askeri ilişiklerimize halel gelmeyecek. Bunun güvencesini verin’ dedi. Sonra o masa bir şekilde dağıldı. İran’la nükleer anlaşma ha bitti ha bitecek derken, o şimdilik masa dağıldı. İran da tuttu Erbil’de bir villaya roket saldırısı düzenlendi. ABD konsolosluğuna çok yakın bir yerde. Ama ABD, ‘saldırı bize değil’ diyor. İran İsrail hedefini vurdum diyor. Mossad ajanları vardı diyor. O arada, Suudi Arabistan aralarında İranlıların da bulunduğu 81 kişiyi idam etti. Tahran tepki gösterdi ve iki ülke arasındaki normalleşme görüşmeleri de kesildi. Ukrayna’daki hesaplaşma bir anlamda Ortadoğu’ya sıçradı. Bu da petrol fiyatlarını yukarı çıkardı. Siyasi, jeopolitik çekişmeler ekonomiyi de bozuyor.

Ağaoğlu: Bence çok güzel bir özet oldu. İşin iki yönü var diye düşünüyorum. Venezuela denemesi de var Batı’nın ama işin aslı, Rusya’yı ikame edecek bir yapı yok. İran onun için önemli. Ama ben şimdi biraz teknik analiz tarafından bakayım petrole… 95,30 gibi bir yere petrol fiyatı zaten teknik olarak gelebiliyordu. Bunun altı biraz zordu. Nitekim şimdi orada adı ‘İran’ olan bir düzeltme başladı diyeyim. Daha önceden adı ‘Venezuela ve İran’ olan bir düzeltme vardı. Şimdi tekrar son hareketinden bir düzeltme olacak, ardından yataylaşması gerekiyor.

Güldağ: Goldman Sachs’dan bu yıl üçüncü çeyrek için varil başına 120 dolar bir fiyat tahmini var.

Ağaoğlu: Bence tam tersine… İran-Venezuela denklemi ve Rusya’nın yazdan sonra bu denklemden çıkartılamadığı ortamda ve İran nükleer anlaşmasının olacağı netleştiğinde, petrol hangi seviyelerde olursa olsun en az 10-15 dolar aşağı inecektir. Çünkü artık İran’ın 100 milyon varile ulaşmış bir yüzer stoğundan bahsediyoruz. Bu 100 tane 1 milyon tonluk gemi demektir. Tabii İran anlaşması sonrası, bir haftada bile tekrar yükselebilir ama İran’ın malını ucuza kapatmak isteyeceklerdir. Eğer 95 dolardaysa petrol, 80-85 bandına düşer. Ama kesinlikle şu sıralarda petrolde yeni bir rekor beklemiyorum.

Güldağ: Bu arada bir barış planından da bahsedilmeye başlandı. Ukrayna tarafı ‘ateşkes sonrasını görüşmeye başladık’ diyor. Kremlin’in; Avusturya, İsviçre gibi tarafsız kalacak bir Ukrayna’yı ve ordusunu kabullendiği ifade ediliyor. Zelenski de NATO’dan soğuduğunu söylüyor artık.

Ağaoğlu: Ben bu kadar uzamasına bile anlam veremedim bu savaşın. Çünkü savaşın Rusya için günlük 10-15 milyar dolarlık bir maliyeti olduğundan söz ediyoruz. Bu kadar maliyetli bir durum varsa ortada bunu 600 milyar dolarlık rezervlerinizle 2 ayda tüketirsiniz. Bu demektir ki bu barış Rusya’nın da işine gelecektir. Hangi şartlarla olacağı tarafl arın karar vereceği bir durum ama Zelenski, duygusal hareketlerle NATO’dan soğudum dedi de, NATO kolay kolay ondan soğuyacak mı, onu bilmiyorum.

Kripto paralar ‘güvenli liman’ değillermiş

Ağaoğlu: Kriptolar, altın ve gümüşe göre geçen senenin enflasyondan korunma aracı olarak kullanılmıştı. Oradaki hareketlerin, vaat edilen birçok sözün aslında geçerli olmadığını gösteren bir şey oldu benim açımdan. Kripto paralar mesela Rusya’dan para kaçırmak için kullanılamıyorlar.

Güldağ: Neden kullanılamıyor?

Ağaoğlu: Çünkü onu aktarmasında, o aktaranın bunu kabul etmesinde, hangi fiyata baz alınacak… Bir değişim aracı olarak kullanılamaz deyip duruyordum. Kolaylıkla kullanılamıyor. Bir şey satın almak için kullanılamıyor, en fazla kendileri parayı cüzdana çekip götürüyorlardır. Kendine veya başka bir hesaba aktarılabiliyor ama mal satın almak için kullanılamıyor. Veya büyük ölçekte kullanılamıyor.

Güldağ: İhracat yapamazsın…

Ağaoğlu: Rusya için ihracat önemli değil, ithalat yapamazsın. Buradaki hareketlere baktığımızda, iki regülasyon hareketi de atlattı. Bir Dubai’den onlar için iyi haber var, onlar bir regülasyona gidiyorlar. Ama ana resim olarak baktığımızda güvenli bir liman değillermiş, onu net olarak söyleyebilirim. Kriptolar da Fed’den çok olumlu etkilenmediler.

Altın ve gümüş savaşta eskisi gibi rağbet görmedi

Güldağ: Altın ve gümüşle ilgili ne dersin?

Ağaoğlu: Altın ve gümüş savaştan dolayı yukarı çıkmıştı. 2071’e geldi altın, şu anda 1940’larda. Hakeza gümüş biraz daha iyi bir performans gösterdi, 26,95’lere kadar gelmiş şu anda 25,20’lerde. Benim açımdan bakıldığında savaş sırasında onlar da eskiden gördükleri rağbeti görmediler. Fed’in faiz artışları da olumsuz yansıdı. İki önemli meta da, altın ve gümüşmüş gibi görünüyor şu anda.