Özge YAVUZ / İŞİN İÇİNDEN

Geçmiş yıllarda yönünü Ortadoğu’ya çeviren birçok üretici, son dönemde Avrupa’da yaşanan enerji krizi sonrasında kapanan fabrikalar nedeniyle bu pazarda bir ihracat fırsatı görüyor. Bu firmalardan biri de Kütahya Porselen. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğimiz ve kendisine ‘Yeni ekonomi düzeninin reel sektörlere etkisi nedir’ diye sorarak sohbete başladığımız Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, 2023 hedeflerini açıkladı. 2022’nin özellikle enerjiye gelen, bekledikleri ama bu kadar yüksek oranlarda olacağını tahmin etmedikleri enerji maliyetlerinin üretimi zorladığı, özellikle hammadde bulmada yaşanan sıkıntıların da yaşandığı bir yıl olduğunun altını çizen Sürmeli, “Ancak 2023’ten daha fazla umutluyuz. Çünkü pandemi nedeniyle ötelenen birçok fuar, buluşma gibi etkinlerin artacağını görüyoruz. Öte yandan gaz sıkıntısı nedeniyle Avrupa’da porselen üretimi yapan birçok fabrika kapandı. Bugünlerde bunların haberlerini alıyoruz. Dolayısıyla Avrupa’da porselen üretimindeki bu boşluğu doldurabiliriz. Gelecek yıl özellikle Avrupa pazarına odaklanacağız” diyor.

‘Mevcut yatırımları geliştiriyoruz’

Sema Güral Sürmeli’ye yeni yatırım planlarını soruyoruz. ‘Başlayan yatırımları geliştirmeye odaklandık. Mevcut sistemleri upgrade ediyoruz. Her ne kadar porselende ürünler temel ürünler gibi gözükse de, bir o kadar modası olan, süreklilik arz eden, çağı yakalamanız gereken unsurlar var. Hep şunu söylüyoruz; yıllar öncesinde Türk porselen sanayi Avrupa’daki porselen sanayisini takip eden bir sektördü. Şimdi Avrupa’da yaprak dökümü var porselende” diyor. Avrupa’daki kapanan firmalarla ilgili biraz daha detay almak istediğimizde ise şu bilgileri veriyor: “Almanya’da geçen hafta itibariyle birçok porselen fabrikası kapandı gazlardaki artışlardan dolayı. Artık baş edemiyorlar, bunlar bizler için fırsat. Türkiye, bütün dünyanın tedarik merkezi olacak birçok sektör için, elbette porselen de bunların içinde. Türkiye’deki üretim çeşitliliği ve imkanları Avrupa’ya ve hatta tüm dünyaya hizmet etmek için büyük bir kapasite. Burada herkes için inşallah çok şeyler bekliyoruz, fevkalade bir şey.” İçinde bulunduğumuz dönemde, üretimle alakalı olarak eskiden biraz daha öngörü yapıp hedefi tutturabildiklerini ancak şimdi biraz daha konjonktür neyi getiriyorsa o kadar hareket edebildiklerine işaret eden Sürmeli, “Şu anda bütçeleri revize ettik, hedefleri revize ettik. Satış beklentilerinin farklılaşabileceğini gördük. Harcamalarımızda minimuma gitmeye çalışıyoruz. Ama ülkemizin şöyle bir avantajı var. Biz yaşadığımız her sorunu kendimize avantaj olarak çevirebilen bir ülkeyiz. Yaşadığımız sıkıntılar hayata hazırlıyor, o anlamda planlarımız doğrultusunda gidiyoruz” diyor.

Efsane Kasım bereketi yaşanabilir

Sema Güral Sürmeli, son dönemde HO-RE-CA kanalının hareketlendiğini, bunun da porselen satışlarına pozitif katkı sağladığını söylüyor. ‘Yılsonunda bu yılki hedeflerinizi tutturacak mısınız’ diye sorduğumda ise şunları anlatıyor: “İki ay daha var. Kasım ayı piyasası başka bir dünyaya döndü artık biliyorsunuz Türkiye’de. Kasım ayına heyecanla bakıyoruz artık, efsane kasım oldu. Bakalım nasıl bir ivme yakalayacağız, bekliyoruz. Bizim alışkın olmadığımız bir trend efsane kasım. Ama sadece bizimle ilgili değil bütün sektörlere hizmet edecek bir ay. Tam sene sonuna yaklaşırken ciro hedeflerinin tutturulması açısından da güzel bir şey. Aralık ayında da işlerin istediğimiz gibi gitmesi durumunda hedeflerimizi tutturacağız.” Sürmeli, ihracatın üretim yapan fi rmaların olmazsa olmazı olduğunu söylüyor. İhracat hedefleri ile ilgili bilgiler veren Sürmeli şöyle devam ediyor: “İhracat, üretim yapan bütün şirketlerin ön koşuludur. İhracatı desteklemezseniz, onunla ilgili doğru pazarları yakalamazsanız, ürettiğinizi tüketmeniz, elden çıkartmanız mümkün değil. Bizde ihracatın cirodaki payı yüzde 50. İç pazara da ciddi anlamda hizmet veriyoruz. Hedefimiz ihracatın daha da artması, yüzde 60’lara çıkarma hedefi miz var. Uzun zaman oldu bu hedefi koyalı aslında ama bazı şeyleri oturtmak da zaman alıyor. Son üç yıldır fuarların olmaması uluslararası arenada zorluk yaşattı. Ama biz kendi fuarlarımızı kendimiz yaptık. Otellerimizde balo salonunu fuar alanı haline getirdik, müşterileri aradık, geldiler. İç pazara yönelik de organizasyonlar geliştirdik. Hızlı aksiyon alabilen bir şirketiz. Bunun avantajlarını yaşıyoruz.”