Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, DÜNYA 81 ildeki oda ve borsa başkanlarıyla ekonominin nabzını tutuyor. “Başkanlar Konuşuyor” söyleşi dizisinin bu haftaki konuğu Burdur oldu. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik ve Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, kentin ekonomisini okurlarımıza anlattı.

Antalya’ya gelen turisti Burdur’da ağırlayacağız

Yusuf Keyik / Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Burdur’da 3 organize sanayi bölgesi var. İkisi merkezde, bir de Bucak ilçemizde. 1. OSB’mizde 50’ye yakın işletmemiz var. 2. OSB’mizin yüzde 90’ını tamamladık. 22 parselimizin tamamını tahsis ettik. Şu anda 500 dönüm bir arazi için genişletme çalışmalarına başladık. Bucak OSB’mizde de yerimiz yok. Burdur daha çok tarım ve hayvancılık kenti. İkinci önemli sektörümüz 20 yıldır çıkarttığımız doğaltaş ve mermer. 2006 yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizi kurduk. 33 bin civarında öğrencimiz var. Bu da aslında kentimizin lokomotifl erinden biri. Dördüncü önemli lokomotifimiz turizm sektörü. Salda gölümüz, Burdur gölümüz, Kibyra ve Sagalassos antik kentimiz var. Antalya’ya güneş ve deniz turizmine gelenlere Burdur’da kültür turizmi avantajı sunabiliriz. Tüm bunların yanında Isparta’ya gül ve lavanta turizmi için gelen Japonları da Burdur’da ağırlıyoruz. Eksiklerimizi hızla tamamlarsak, turizmde potansiyelimizi büyütebiliriz. Burdur ekonomisin bir önemli kuruluşu da 1955’te açılan şeker fabrikamız. Hayvancılığımız temelinde de buradan artan pancar küspesinin yem olarak kullanılması var.

ÇİN’DE VE ABD’DE DOĞALTAŞ OFİSLERİ KURABİLİRİZ

Mermer ifade ettiğim gibi önemli sektörlerimizden biri. Son 10 yılda daha çok ocakçılık yani blok satışlarımız ön plana çıktı. Neden diye sorarsanız Çin ciddi bir pazardı, taşlarımızı blok halinde almayı tercih eden bir ülkeydi. Bizim doğaltaşçılarımız da daha çok mamul işine girmeyi düşünmediler blok satışı işlerine geldi. Biz oda olarak mermerciliği sürdürülebilir kılmak için mutlaka mamul üretimine geçmemiz gerektiğini belirttik. Mermeri 30 ülkeye satıyoruz.
Mamul üretimiyle bu ülke sayısını artırabiliriz. Bunun gerekliliğini pandemide gördük. Çin’e gönderdiğimiz taşların oranı birden yüzde 50 azaldı. O yüzde 50’yi de online sistemler sayesinde sattık. 2.OSB’mizde 5 mermer fabrikasına yer tahsis ettik. Bu mermer fabrikaları bölgenin hatta Balkanların en büyükleri. Bir tanesi faaliyete geçti, bir tanesi yüzde 60 inşaat halinde. Makinaların alımları yapıldı inşallah 1 yıl içerisinde o da devreye girecek. Üçüncüsü Malezyalı bir firma. O da çok büyük bir mermer fabrikası kuracak. Şu anda inşaat işleri ile başladı. Bizim taşımızın adı Burdur Beji. Markası olarak büyüğüz ama zor bir taş. Ocaktan 500 ton bir hamleyi yıkıyorsunuz içinden 50-60 ton taş alabiliyorsunuz. Çünkü çok kırılgan.

Çin’de çok hızlı bir inşaat sektörü var. Bizimkilere ben şunu yaptırmaya çalışıyorum, Amerika’da ve Çin’de proje ofisi yapalım. Bir depo kiralayalım, bu taşlarımızı o depoya gönderelim. Mühendislerimiz bu projelerde yer alsınlar. A’dan Z’ye, döşeme mermerlerinden, banyo mermerine kadar biz satalım. Mermercilikte hedeflerimiz büyük.

ABD’YE TÜFEK İHRAÇ EDİYORLAR

Burdur’da bir başka sektörümüz de silah sanayimiz. Av tüfeği üretiyoruz. Bakanlığımızın denetiminde yedek parça firmalarımız da var. Amerika’ya çok ciddi rakamlarla tüfek ihracatı yapan firmalarımız mevcut.

SANAYİCİ ÇATILARINI GÜNEŞ ENERJİSİ PANELLERİ İLE DONATTI

Sanayicimiz son bir ayda gelen elektrik faturalarından dolayı rahatsız. Ancak güneş enerjisi destekleri kırsala veriliyor. Bir OSB’miz kırsalda diğeri şehirde. Biri yararlanıyor, diğeri yararlanamıyor. Bu durumun düzeltilmesi lazım. Her şeye rağmen tabi birçok sanayicimiz kendi imkânları ile çatılarını yenilenebilir enerji güneş enerjileri ile donattı.

Tarımsal sanayinin çöpleri biyogaz tesislerinde yakılmasın, hayvanlarımız için yem olsun

Ömer Faruk Gündüzalp / Burdur Ticaret Borsası Başkanı

Türkiye rezene üretiminin yüzde 91’ini sağlıyor. Bu üründe Türkiye’nin bir numarasıyız. Anasonda yine Türkiye üretiminin yüzde 41’ini sağlıyoruz. Kültür mantarının yüzde 15’ini sağlıyoruz. Haşhaş üretiminde Türkiye beşincisiyiz. Seracılıkta dördüncüyüz. Süt üretiminde Türkiye 10’uncusuyuz. Burdur’da daha çok ciroyu biz hayvancılık ve şeker pancarı üzerinden yapıyoruz. Burdur üretmeyi seven, tarımsal üretimde Türkiye’nin lider kentlerinden biri. Ancak kırsalda yaşlanan nüfus, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve çağımızın en büyük sıkıntısı olan kuraklık üretimin önündeki engeller. Burdur olarak, bu engelleri nasıl aşabileceğimize kafa yoruyoruz. Üretimi devam ettirmeye kararlıyız. Elbette tarımda artan maliyetler sadece Burdur’un değil, tüm Türkiye’nin sorunu. Özellikle gübrede yaşadığımız anormal fiyat artışı, şu anda üreticinin tarlasına hangi ürünü ekip ekmeyeceğine karar vermesine neden olacak.

SÖĞÜT DOMATESİ, DAYANIKLILIĞI İLE ÖNE ÇIKIYOR

Söğüt domatesi, önemli bir ürünümüz. Onu rakiplerinden ayıran en büyük özelliği dayanıklı ve kendine has bir aroması olması. Buradaki tek dezavantajımız miras hukuku. Araziler çok bölündü ve küçük küçük kaldı. Reform yapılarak bu durumun önüne geçilmesi lazım. Havza modeline geçersek, üretici para kazanır. Para kazanırsa da zaten üretim devam eder. Bitmiş ürüne destek vermemiz gerekiyor. Tarımsal ürünlerde ciddi anlamda biz en büyük ithalatçı durumuna geldik. “Çiftçinin kara gün dostu” dediğimiz bizim en büyük kurumumuz, Türkiye’nin en büyük ithalat ofisi haline geldi. Süt hayvancılığı bizim lokomotifimiz. Yılda 420 bin ton süt üretimi ile bulunduğumuz coğrafyada lideriz. Ama hayvancılıkta aslan payını beslenme giderleri alıyor. Türkiye yem sanayisi olarak yüzde 65 ithal hammadde kullanıyor. Böyle olunca hem kur baskısı yiyorsunuz hem de yurtdışı piyasalardaki ciddi artışın ceremesini benim üreticim çekiyor. Ama unutmayalım hayvancılık dünyanın en büyük organik çöplüğüdür. Sanayinin ne kadar atığı varsa bu atığının tamamını hayvan yemi olarak kullanırız. Yani burada küspeler kepek, şeker pancarı posasını atık olarak kullanırız söylediğim yanlış anlaşılmasın biz posaya atık diyoruz. Bu atıkların tamamını hayvancılıkta kullanırsanız bunları da et süt olarak yani protein olarak insan gıdası olarak tüketime sunarsınız. Biz maalesef bu atıkların bir kısmını yakıyoruz, biyogaz tesislerinde kullanıyoruz. Bu konuda kritik bir karar almamız lazım. Bu konu şu anda bizim yarayan kanamız. Hem pozitif ayrımcılık hem de yasal düzenleme bekliyoruz. Ata tohumları da önemli. Tohumun kontrolü yabancılarda değil bizde olmalı. Üreticinin para kazandığı, mutlu olduğu, gıda sanayisi ile bütünleşen bir Türkiye hayal ediyoruz.

KURAKLIKTAN ÇOK ETKİLENDİK

Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik ve Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp; Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ, Genel Koordinatörümüz Vahap Munyar, Yazıişleri Müdürümüz Handan Sema Ceylan’ın sorularını yanıtladı. Başkanlar; kentin Türkiye’ye göre su zenginliğinin fazla olduğunun düşünüldüğünü ancak kuraklıktan çok etkilendiklerini belirttiler.