Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde iç tüketim ve dış talep öncülüğünde yüzde 7.3 büyüdü. İş dünyası, negatif küresel ortamda büyüme performansının önemli olduğunu vurgularken, sürdürülebilir büyüme için ek önlemlere ve enflasyona odaklanılması gerektiğini aktardı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati: Küresel ölçekte vuku bulan olaylar neticesinde girdi maliyetlerindeki artışlar üretimimiz üzerinde risk oluşturmasına rağmen üretimi destekleyen politikalarımız sayesinde diğer ülkelerden pozitif ayrışmaya devam edeceğimizi öngörüyoruz. 2022’de küresel ticarette Ukrayna’daki savaş kaynaklı bir ivme kaybı öngörülse de ihracatçılarımızın ürün ve pazar çeşitlendirmedeki başarısı ihracatımızın bu yıl da kuvvetli seyredeceğine işaret etmektedir. Turizmde ilk çeyrekteki olumlu görünümün yılın kalan döneminde de devam edeceği, bu durumun büyümeyi destekleyeceği öngörülmektedir. Enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki artışlar, Ukrayna’daki savaş nedeniyle küresel tedarik zincirinde yaşanan ilave aksamaların ticaret ortaklarımızın büyümesi üzerine etkisi ve gelişmiş ülke para politikaları 2022 yılı için başlıca risk kaynaklarıdır. Yüksek katma değerli, sürdürülebilir, dengeli, kapsayıcı ve vatandaşlarımıza refah artışı sağlayan büyüme performansını kalıcı hale getirmek en önemli hedeflerimizdendir. Bu kapsamda ülkemizin üretim potansiyelini artırmak için ekonomimizin tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş: Türkiye ekonomisi 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüdü. Net ihracatın büyümeye katkısı 3,46 yüzde puan oldu. Bu güçlü büyümenin yaklaşık yarısı (yüzde 47’si) net ihracattan geldi. İhracat yine büyümenin lokomotifi oldu.

DEİK Başkanı Nail Olpak: Negatif bir küresel ortamda dahi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüme başarısı gösteren Türkiye ekonomisi, 2021 yılında olduğu gibi bu yıl da dünya ülkelerinden pozitif ayrışacağını bir kez daha ispatladı. Dolayısıyla bu güçlü büyüme ile yıl sonu hedefimiz olan yıllık yüzde 5 büyüme hedefimizi de çok rahatlıkla yakalayabileceğimizi öngörüyoruz. DEİK olarak, Türk iş dünyamızın da güçlü sanayisi, üretim kapasitesi ve yüksek potansiyeli ile büyüme trendinin en önemli itici güçlerinden biri olmaya devam edeceğine inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde hep birlikte odaklanmamız ve çözümü için hep birlikte daha fazla çalışmamız gereken önemli başlık ise yüksek enflasyon olacak.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Maliyetlerdeki artış, tedarik sorunlarına rağmen üretim, yatırım için var gücümüzle çalışıyoruz. Kapsayıcı, sürdürülebilir büyüme için ek önlemlere ve enflasyona odaklanmalıyız. El birliği, akıl birliği ile daha çok çalışma zamanı.

ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Yüksek maliyet ve likiditeye ulaşmanın zorlaştığı bir döneme rağmen sanayi sektörü ekonomimizin yüz akı olmuş ve büyümeye önemli katkı sağlamaya devam etmiştir. Sermaye malı üretiminin dört çeyrek sonra pozitife dönmesi, diğer sektörlerdeki ivme kaybı karşısında yatırımların bunu telafi ettiğini göstermektedir. Ayrıca, büyümenin topluma yansıması da oldukça önemlidir. Burada büyümenin kalitesi ön plana çıkmaktadır. Çalışanların payı geçen yılın birinci çeyreğinde %35,5 iken, bu çeyrekte %31,5 seviyesine gerilemesi, gelir adaleti açısından dikkat edilmesi gereken oldukça önemli bir husus olarak görülmelidir.

ATO Başkanı Gürsel Baran: Pandemi sonrası küresel düzeyde çalkantılar devam ederken, reel sektörün üretim ve ihracat başarısının katkısıyla sağlanan büyüme, Türkiye’yi pozitif ayrıştıracaktır. Dünya ekonomisi hem zor bir dönemden geçiyor hem de sıkıntıların kısa sürede atlatılacağına ilişkin ümit taşınmıyor. Kuraklık ve gıda tedariki tüm ülkelerin gündeminde. Türkiye’nin bu süreçte küresel resesyon riskini de göz önünde bulundurarak en çok ihtiyaç duyulacak tarım ürünlerini üretmeye ağırlık vermesi, tüm destekleme mekanizmalarını bu alana yoğunlaştırması, topraksız ve susuz tarım konusunda gelişim adımları atması büyümeyi ve istikrarı sürdürmek açısından faydalı olacaktır.

TMB Başkanı Erdal Eren: Sektörde büyümeye dönüş için inşaat yatırımlarında canlanmaya ve öngörülemez düzeyde artan girdi maliyetlerinin yarattığı sorunun çözümüne ihtiyaç duyulmaktadır. İstihdama büyük katkı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektöründe yaşanan yüzde 7,2’lik daralma önemli mesajlar içermektedir.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Pelister: İlk çeyrekteki bu büyümenin önemli ve memnuniyet verici olmasıyla birlikte sürdürülebilir olması için mutlaka ihracat ve yatırımı destekleyecek teşviklerin artırılması gerektiğine inanıyoruz.

İSTİB Başkanı Ali Kopuz: İş gücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı yüzde 31,5. Bu oran 2021 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 25,8, ilk çeyreğinde ise yüzde 35,5 idi. Büyümenin geniş kitlelerin refahına yansıması için bu payın artırılması gerekir.