Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, geçtiğimiz 7 yıl şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak dönem oldu. İklim değişikliği milyarlarca insanın hayatını etkilerken, sera gazı emisyonlarının azaltılması çok uzun süredir bir tercih olmaktan çıktı ve bir zorunluluğa dönüştü. Sera gazı emisyonlarının dörtte üçünden sorumlu olan enerji sektöründe büyük bir dönüşümün mecburi olduğuna dikkat çeken raporda, iklim değişikliğinin küresel enerji sektörünü de riske attığı kaydedildi. Paris Anlaşması kapsamında uzun vadeli küresel hedefleri tutturabilmek ve enerjide gerçek anlamda bir dönüşüm sağlayabilmek için yenilenebilir enerji yatırımlarında radikal adımlar atılması ve 2 trilyon değerindeki küresel yatırımların 2030’a kadar 5 trilyon dolara çıkarılması gerektiği belirtiliyor. Enerji politikalarının, enerji güvenliğini çok daha kapsamlı şekilde ele alması gerektiğinin de altı çiziliyor.

SANTRALLERDE KURAKLIK RİSKİ

2020’de termal, nükleer ve hidroelektrikten üretilen küresel elektriğin yüzde 87’si doğrudan su kaynaklarına dayalıydı. Soğutma için tatlı su kaynağına ihtiyaç duyan termik santrallerin yüzde 33’ü ise halihazırda yüksek su sıkıntısı olan bölgelerde bulunuyor. Bu durum, mevcut nükleer santrallerin yüzde 15’i için de geçerli ve bu payın önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 25’e çıkması bekleniyor. Hidroelektrikte de durum çok farklı değil. Hidroelektrik kapasitesinin yüzde 11’i de yüksek oranda su sıkıntısı çeken bölgelerde bulunuyor. Mevcut hidroelektrik barajlarının yaklaşık yüzde 26’sı ve proje halindeki barajların yüzde 23’ü şu anda orta ila çok yüksek su kıtlığı riskine sahip nehir havzalarında yer alıyor. Soğutma için suya ihtiyaç duymayan, deniz seviyesinin yükselmesine ve sel baskınlarına karşı savunmasız olan nükleer enerji santralleri de bu anlamda risk altında.

 

ENERJİ GÜVENLİĞİ VURGUSU

Mevcut risklerin yakın geçmişteki örneklerle desteklendiği raporda, Ocak 2022’de Arjantin’de tarihi bir sıcak hava dalgasının neden olduğu büyük elektrik kesintilerinin yaklaşık 700 bin kişiyi etkilediği hatırlatıldı. Kasım 2020’de ise Rusya’daki yağmurlar nedeniyle, elektrik hatlarının etkilenmesi nedeniyle yüz binlerce evin birkaç gün boyunca elektriksiz kaldığı belirtildi. enerji güvenliğine verilen önceliğin son derece düşük seviyelerde olduğu belirtilirken, iklime uyum odaklı yatırımların da 2019 ve 2020 yıllarında 300 milyon doların biraz üzerinde olduğu belirtiliyor. 2019-2020’de yenilenebilir enerji yatırımlarının çoğu Doğu Asya ve Pasifik bölgesinde (çoğunlukla Çin ve Japonya), ardından Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da yapıldı. Son yirmi yılda bu tür yatırımların sadece yüzde 2’si Afrika’da gerçekleşti.