FAİZ-DÖVİZ-ENFLASYON

Ekonomide az rastlanan bir süreç yaşıyoruz. Faizler düştükçe döviz kurları yukarı yönlü hareket ediyor. Döviz kurları arttıkça da enflasyon ve pahalılık gündemden düşmüyor.

T.C. Merkez Bankası para piyasaları kurulu Eylül 2021 ayından bu yana politika faizini düşürmesiyle birlikte artan döviz kurları ve hayat pahalılığı belirli bir kesim haricinde halkımızın büyük çoğunluğunu olumsuz olarak etkiledi. Parası olan vatandaşlar kazançlarını arttırdı ama dar gelirliler ve emekliler geçim derdine düştü.

Hükümet bu arada vatandaşların azalan alım gücünü dikkate alarak asgari ücret, emekli maaşı ve buna bağlı olarak maaşların iyileştirilmesi yolunda çalışmalar yapmakta bir taraftan da kaynakların doğru kullanımına özen göstermektedir.1 Ocak 2021 tarihindeki dolar kurunu baz aldığımızda 7,4 TL olan dolar kuru bugün için 12,5 TL dir. Yani Türk Lirası %70 değer kaybına uğramıştır. Bu durumda neredeyse her ürünün dolar bazlı fiyatlandırıldığı ülkemizde asgari ücrete %70 zam yapıldığı taktirde kaybedilen alım gücü yerine konmuş olacaktır. Başka bir deyişle 4800 TL olmalıdır. Ancak işin bir de işveren tarafından maliyetini de yabana atamayız.

İşletmeler bu karmaşık süreçte yarını bile göremediklerinden dolayı yatırım yapmayı göze alamamakta, hammadde bulamamakta veya bulsalar da bedelini ödemek kaydıyla stok yapmaya çalışmaktadır. Bu durumda maliyet muhasebesi bir adım daha öne çıkmaktadır. Ticaret dünyasında da durum benzer özelliklere haizdir. Tüccar sattığı malı yerine koymak zorunda olduğundan vadeli satışlar ortadan kalkmış, fiyat konusu da belirsizleşmiştir.

Asgari ücret konusunda devlet yıllardır işverene verdiği %5 desteği bu defa da işçilere verebilir ve hatta %35 oranında vergi almaktan da vazgeçmelidir. Yıllardır canını dişine takan asgari ücretliler yaklaşık nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Faize hepimiz karşıyız ve sıfırlanmasını istemeyen hiç kimse yoktur. Ancak gerekli ekonomik koşullar oluşmadan politika faizinin indirilmesi konjonktür el dalgalanmalara yola açar ve enflasyonu yukarı yönlü harekete geçirir. İhracatın artması, döviz girdilerinin çoğalması yönünde atılan bu adımlar hedef olarak doğrudur. İhracatımızın artıp, ithalatımızın azalması cari fazla vereceğimiz ve döviz rezervimiz oluşacağı anlamına gelir. Fakat üretim girdilerinin yaklaşık %50 si de ithal mallardan oluşmaktadır. Yani enflasyona katkı sağlayabilir.

Politika faizi enflasyonun altına indiği zaman (bugün olduğu gibi) iş insanları kendi faaliyetleri dışında finans işlemleri ile iştigal ederek daha çok para kazanmaya yöneleceklerdir. Hatta bazı işletmeler üretimlerini de durdurma yoluna gideceklerdir. Çünkü üretmeden daha fazla kazanç elde edebilirler.

Bundan bir süre önce marketler denetlenerek 5 büyük market ve 1 de tedarikçi işletmeye ciddi para cezaları uygulandı ama fiyatlar bir türlü düşme eğilimine girmedi. Buradan anlaşılıyor ki bu yöntem çözüm değilmiş.

Kurlarda yaşanan volatilite nedeniyle belli bir kesim ciddi miktarlarda para kazanıyor. Yani ekonomik belirsizliklerin kol gezdiği şu ortamda zengin iyice zengin, fakir iyice fakir oluyor.

İktidar mensupları ise az yemek, eski otoyolları kullanmak gibi gelişigüzel vaatlerde bulunmaya devam ediyor. Yetkililer çıkıp olayları sebebini ne zaman düzeleceğini, neler yapmamız gerektiğini halkımıza dürüstçe anlatmalıdır. Ekonomide güven unsuru herkes için çok önemlidir. Geleceğimize güvenle bakmak zorundayız.

Geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileri ile Sn: Cumhurbaşkanımız arasında yapılan 10 milyar dolarlık anlaşmadan sonra dolar düşmüştür yani yurtdışından gelecek sıcak paraya ihtiyacımız olduğu kesindir.

Paramızın değerinin düşmesi sonucu şirketlerimizin değeri de yabancı gözünde düşmeye başlamıştır. Yabancılar ülkemize gelirken kendi paraları ile değerlendirme yaptıklarından yatırımlarının değeri düşük kalmıştır. Örneğin bir bankanın İspanyollara satılması gibi.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım ekonomik darboğazdan kurtulmamız için en az altı aylık zamana ihtiyacımız vardır. Başka bir deyişle bir müddet kemerleri sıkmak zorundayız.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist