Geçtiğimiz hafta sohbetimizde, 2020 yılı ilk 1000 ihracatçıdan söz edip kısa bir analiz yapmaya çalışmıştım.

İhracatta görülen güzel artışın yanı sıra, büyük ihracatçıların Türkiye ihracatından aldıkları payların aşağı doğru inmesini memnuniyetle karşıladığımı belirtmiştim.

Zira ihracatın büyüklerde yoğunlaşmasındansa, göreceli olarak daha küçük boyuttaki işletmelere yayılmasının ve ülke sathında yaygınlaşmasının, ekonomimizde yaratacağı çarpan etkisinin daha yüksek olacağını düşünüyorum.

Büyükler elbette büyük rakamlarda ihracat yapacaklardır.

Ancak onlardan daha küçüklerin oyunda daha fazla yer alabilmesi hem herhangi bir ekonomik sarsıntıda karşılaşılabilecek risklerin etkilerinin daha az hissedilmesini ve hem de ihracatın getireceği refahın yurt sathına daha fazla yayılmasını sağlayacaktır.

Bu nedenledir ki büyüklerin ülke ihracatındaki paylarının azalmasını memnuniyetle karşılıyorum.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bu yönde bazı çabalara imza atıyor.

Genç TİM organizasyonu da sanırım bunların en yeni olanı.

TİM Başkanı Sayın İsmail Gülle “İhracat, genç nesillere aktarılması gereken sosyal bir mirastır” demiş. Bu sözlerine, ömrünün son 25 yılını bu çabayla zenginleştirmiş birisi olarak yüreğimin en derininden katılıyorum.

Çünkü ihracat, başka birçok meslek gibi, en iyi usta çırak ilişkisi ile öğrenilebilen bir meslektir. Bu nedenle, Genç TİM çalışmasını önemsiyor ve geleceğini dikkatle izleyeceğimi belirtmek istiyorum.

Bu arada önceki yıllarda ileri sürülen ve beni de çok heyecanlandıran bir TİM Staj projesi vardı ki usta çırak ilişkisinin temellerini atabilecek güzel bir proje idi.

Ancak bu proje ile neler yapıldığı kamuoyu ile pek paylaşılmadığı için gelişmelerin ve mesleki getirilerinin neler olduğunu bilemiyoruz.

Eğer TİM bu projenin işleyişi ve çıktıları konusunda çalışma yaptı ise bilmek güzel olurdu.

Ayrıca TİM, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı birlikte bir iş birliğine imza atmıştı.

Bu işbirliği ile de ihracatçı firmalarda dış ticaret alanında nitelikli ve yetişmiş çalışan ihtiyacının giderilmesi amaçlanıyordu.

4 ilden 6 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi pilot okul olarak seçilmişti.

Bu okullardan mezun olan öğrencilerin ihracatçı firmalarda istihdam edilmesi, onlara burs verilmesi, eğitim ve staj uygulamalarının gerçek hizmet ve üretim ortamlarında yapılmasının sağlanması gibi birçok desteğin sağlanacağı da açıklanan amaçlar arasında idi.

Bu çalışma da acaba ne durumda?

Tüm bunlar çok önemli adımlar ve gerçekten gelecekteki ihracat ordumuzun gücünü tayin edebilecek çalışmalar.

Bu okullardan mezun olacak çocuklarımız, gelecekte Genç İM topluluğunun alt yapısını oluşturmalıdırlar.

Bu okullarda verilen eğitimlerde, ihracatçılarımızın da öğretici olarak yer almalarının faydasını vurgulamıştım. Böyle bir uyulamaya gidilebildi ise çok güzel sonuçlar elde edilebilir çünkü tecrübe paylaşımı o sıralardan başlarsa birikim mükemmel olur.

Yıllar önce ABD’de eğitim gören bir genç ile konuştuğumda, okullarındaki eğitmenlerin yarısından fazlasının sektörün ileri gelenleri olduğunu, tecrübelerini aktararak mevcut uygulamaları paylaştıklarını ve hatta okuldan öğrencileri seçerek işe aldıklarını söylemişti.

Yıllar sonra üşenmeyip o genci bulup konuştuğumda, kendisinin de iş hayatına atıldıktan kısa bir süre sonra o hocalardan birisinin tepe yöneticisi olduğu şirkette çalıştığını öğrendim.

“Bilgi paylaştıkça çoğalır” özdeyişi çok şeyi vurguluyor.

TİM güzel işlere imza atıp başlatıyor.

Onlardaki gelişmeleri ve sonuçları da paylaşıp bizleri mutlu etmelerini umuyoruz.