Türkiye ekonomisi pandemi kısıtlarının azaldığı 2021 yılında ihracat ve iç talep öncülüğünde yüzde 11 büyüdü. İş dünyası temsilcileri sürpriz olarak görmedikleri bu büyüme performansını ‘oldukça değerli’ olarak yorumlarken, mesajlarının odağında ‘sürdürülebilir büyüme’ yer aldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Yaşanan sorunlara rağmen girişimcilerimizin çalışmaları, alınan tedbirler sonuç veriyor. Sıkıntıda olan sektörler başta olmak üzere verilecek destekler büyümeyi sürdürülebilir kılacaktır. Şimdi enflasyonla mücadeleye, 2022’ye odaklanma zamanı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak: Ülkemizin 2021 yılında çift haneli büyümesini görmek, iş dünyamız açısından sevindirici ve güven veren bir tablo ortaya koyuyor ve iş dünyamızın salgın döneminde yaşananlara rağmen sıkıntıları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz. Tüm dünyada tedarik zincirlerinde sıkıntılar yaşanırken özellikle sanayi sektörümüz “İşlerimiz askıya almıyoruz” sloganıyla üretime ara vermeden devam etti. Böylece en büyük ihracat pazarlarımızdan olan AB ülkeleri, Uzak Doğu’da yaşanan tedarik sıkıntısını ülkemizden karşılama yoluna gitti. Tedarik Zincirinde elde ettiğimiz bu pozitif algının devamını sağlamak çok önemli. Türk iş dünyasının “Dünyaya Açılan Penceresi” ve misyonu “Ticari diplomasi” olan kuruluşu DEİK olarak, önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin daha fazla nitelikli büyümesi, büyümenin tabana dengeli yayılması için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı payı en üst seviyeye taşımak için dünyanın dört bir yanına daha fazla dokunmaya, dış talebe dayalı büyümesine daha fazla katkı sunmaya devam edeceğiz.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı: Yüzde 11’lik büyüme oranı bizler için bir sürpriz değil, milli ekonomimize olan haklı itimadımızın tescili niteliğindedir. Net dış talebin büyümeye 4,9 puan katkı vermesi, büyümenin sürdürülebilirliği adına oldukça olumlu bir gelişmedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve ekonomi yönetimimizin idaresinde uygulamaya konulan Yeni Ekonomik Model sayesinde Türkiye ekonomisi, 2022 yılında da küresel ekonomi içerisindeki iddiasını artıracak ve bu dönemde de tahminlerin üzerinde büyüyecektir.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: Sanayi sektörümüz yüzde 16,6 ile ekonominin genelinden pozitif ayrıştı ve GSYH içindeki payını da yüzde 22,8’den yüzde 26’ya yükseltme başarısını gösterdi. Asıl önemli olan konu ekonomimiz açısından büyümenin sürdürülebilirliğidir. Gelecekte öncelikle enflasyonu düşürerek, büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir kılarak toplumsal refaha yansıtabilmeliyiz. Bu yıl için en önemli konu, sanayiye dayalı ve makro dengeleri olumsuz etkilemeyecek sürdürülebilir bir büyüme patikasına girmemiz olacaktır. Bu bağlamda başta konjonktürel ve jeopolitik riskleri yönetmek olmak üzere içeride enflasyonist ortamı en iyi şekilde yönetebilmemiz ve kontrol altına alabilmemiz gerekmektedir.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç: Gücünü ihracattan alan yüzde 11’lik büyüme oranı Türkiye Modeli’ni pekiştiren bir rakam. Salgının başından bu yana üst üste 6 çeyrektir büyüyen ekonomimiz, bu trendin geçici olmadığını gösteriyor. Bu hükümetimiz, iş dünyamız ve halkımızın ortak başarısıdır. Mümkün olduğu kadar yatırıma ve sanayiye ağırlık vermeye devam edeceğiz. Merkez Bankamızın katma değerli sektörleri odak noktaya alan selektif kredi politikası, KGF ve Eximbank destekleri bizi bu hedefe götürecek temel araçlarımız olacak.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir: Yüksek maliyet ve likiditeye ulaşma zorluğu, tedarik zincirindeki bozulmalar, lojistik maliyetlerindeki artış gibi zorluklara rağmen sanayi sektörü ekonomimizin yüz akı olmuş ve 2 yıldır büyümeye önemli katkı sağlayarak, Türkiye ekonomisini ayakta tutmuştur. Ülke ekonomisinin, mevcut olumsuz konjonktürü geride bırakıp, sürdürülebilir büyüme patikasına girebilmesi için; verimlilik, insan kaynağı planlaması, rekabet gücü ve ihracat artışına yönelik ekonomi politikalarının revize edilerek; üreten, katma değer yaratan bir ekonomi yapısına dönüşmesi gerekir. Sanayi sektörünün büyümeye katkısının devam edebilmesi için firmaların kar etmesi, bunun için de her türlü desteğin verilmesi gerekir.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister: Kimya sektörü olarak ülkemizin ihracatına dolayısıyla büyümesine en çok katkı sağlayan ikinci sektör olduk. Kimya sektörümüzün bu başarısından dolayı tüm ihracatçılarımız ile gurur duyuyoruz. 2022 yılı ihracat hedefimiz 28 milyar dolara ulaşmak. Rusya-Ukrayna krizi enerji maliyetlerini ve emtia fiyatlarını yükseltmeye devam ediyor. Hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı olan kimya sektörü olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Dünyada yaşanan bu ve benzeri jeopolitik gerilim ve krizlerin en kısa zamanda son bulmasını diliyoruz. Kimya sektörü olarak, ihracatımızın katma değerini yükseltmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle birlikte daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye ve ihracatımızı artırmaya devam edeceğiz.