Hilal SARI

Şirketler 2026 itibariyle gelirlerinin yarısının yeni ürün ve hizmetlerden geleceğini tahmin ediyor. Yönetim danışmanlığı firması Mc- Kinsey & Company tarafından yayımlanan Yeni İş Kurmanın Durumu Küresel Araştırması’na göre; iş liderleri, 2026’ya kadar küresel gelirlerin yüzde 50’sinin, bugün var olmayan ürün, hizmet ve işletmelerden geleceğini öngörüyor. Araştırmanın sonuçlarını ve dijitalleşmede devam eden 2. dalgayı DÜNYA’ya değerlendiren McKinsey Kıdemli Ortağı Ralf Dreischmeier, yöneticilerin dörtte birinin yeni ürün ve hizmetleri stratejik öncelik haline getirdiğini aktarıyor ve “İşgücü darboğazı uzun bir süre devam edecek. Kriz şirketlerin değişmeme direncini kırdı. Yöneticilerin yüzde 51’i yeni iş kurmanın stratejik öncelik olduğunu söylüyor. Bu oran pandemi öncesi yüzde 27-28 civarındaydı” diyor.

Yeni iş kurarken karşılaşılan en büyük zorluğun yetkinlik darboğazı olduğuna dikkat çeken Dreischmeier bu darboğazı aşmanın yolunun “eğitime odaklanmış ve akıllıca planlanmış yatırımlar yapılmasından” geçtiğini söylüyor. İlkokulda herhangi bir kodlama eğitimi görmeyen nesillerin geride kaldığını aktaran McKinsey Kıdemli Ortağı “Yazılım geliştirme çok önemli olacak” diyor. Sadece üniversite ve örgün eğitim değil, yetkinlik kazandırmanın ve işgücüne geleceğin yetkinliklerini kazandırmanın önemine de vurgu yapıyor ve ekliyor: “Daha yapılması gereken çok şey var. Çok başarılı işler çıkaran şirketler de var. Ancak hem hükümetler hem özel sektör bu konuda bir şeyler yapabilir.”

Yeni iş kurarken karşılaşılan en büyük zorluklar:

■ YETKİNLİK AÇIĞI: Yeni iş kurarken en büyük zorluğun, yeni ürün ve hizmete ilişkin yetkinliklerde görülen açık olduğunu vurgulayan Dreischmeier “Başarılı bir şirketi daha önceden başarılı bir şekilde şirket yöneten birine verebilirsiniz. Ancak yeni bir işte ihtiyaç duyulan yetkinlikler çok daha farklı ve ilk sorun yetkinlik açığı sorunu” diyor.

■ GELENEKSELLERİN İŞGÜCÜNÜ ÇEKEMEMESİ: Geleneksel şirketlerin dijitalleşme yolculuğunda en iyi dijital yetenekleri çekememesi de yeni iş kurulumlarında 2. bir sorun. Doğru yetkinlikleri şirket bünyesine çekebilmek için neler yapılması gerektiği üzerine stratejiler geliştirilmeli.

■ BÜROKRASİ: Bazı şirketlerde finansal sonuçların her hafta detaylı bir şekilde geri bildirilmesi gibi zorunluluklar var. Ancak yeni bir şirkette bu tür işlemler hız kesebilir, bu nedenle bürokrasiyi olabildiğince azaltın.

■ BELİRSİZLİK: Yeni iş kurarken belirsizliğin de çok yüksek olduğuna dikkat çeken McKinsey Kıdemli Ortağı “Bu da şirketlerin çok açık fikirli ve esnek bir çalışma mantığı benimsemesini gerektirir. Çok atik ve esnek olunmalı. Eğer yeni bir şirket kuruyorsanız sürat teknesindesiniz gibi düşünün. Sürat teknesinin bir petrol tankerinden çok daha farklı yetkinliklere ihtiyacı vardır” diyor. Girişimcilerin ve yeni nesil işgücünün farklı bir risk-ödül mekanizması olduğuna da dikkat çeken Dreischmeier, “Yazılım mühendisleri veya veri mühendisleri için yaptıkları işin bir amacı olması ve bir çözüme katkı sunması, aldıkları maaştan daha önemli” diyor.

“Dijital dönüşüm hiç bitmeyecek”

Şirketlerin dijitalleşmenin 2. dalgasında eğrinin gerisinde kalmaması için tavsiyeler de veren Dreischmeier C-level yöneticilere şöyle sesleniyor: “Dijitale her daim devam edecek ve sürekli gelişecek bir iş olarak bakın. Dijital dönüşüm, bir noktada başlayıp bir noktada sonlanan geleneksel dönüşümden çok daha farklı bir süreç. Dijital dönüşümde daha kısa, daha atik döngülerle dijital olgunluk açısından bir sonrası seviyeye geçmek hedeflenmeli.

“Kültürel değişim de gerekiyor”

2. dalga dijitalleşmede teknolojik yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Dreischmeier, “Bir teknoloji şirketine dönüşebilmek aynı zamanda kültürel bir dönüşüm de gerektiriyor” diyor. Dijitalleşme yolculuğundaki Türk şirketlere tavsiyelerini sorduğumuzda ise McKinsey Kıdemli Ortağı “Müşteri odaklı olun, her zaman değer ve etki yaratmaya çalışın, yetenek ve kültüre iki katı önem vermeye başlayın” diyor.