Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde çok sık karşılaştığımız kayyum kelimesi dilimize Arapçadan gelmiştir ve yönetmek, icra etmek anlamına gelir. Kayyum, bir mal varlığını veya bir şirketi yönetmek, bir işi yapmak üzere devlet tarafından görevlendirilen kişidir. Kayyumlar mahkeme tarafından gerek görüldüğü taktirde atanır ve bir vesayet makamıdır.

Bir işletme genellikle konkordato ilan ettiği zaman veya sonrası devlet tarafından Türk Medeni Kanunu’na bağlı olarak işletmeyi geçici olarak bir süreliğine bir kişi veya grup yönetimi üstlenir. Mahkemenin atadığı tek kişi ise kayyum, birden çok kişi ise kayyum heyeti adı verilir.

Türk Ticaret Kanunu’nda şirketlere kayyum atanmasına ilişkin özel bir madde bulunmadığı için şirketlere kayyum atamaları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre yapılır. Kayyum atanan şirket vesayet altına alınmış demektir. Mahkeme şirket ortaklarının rızasına bakmadan şirkete veya kuruma kayyum ataması yapabilir. Aynı mahkeme atadığı kayyumun bütün görev ve yetkilerinin sınırlarını, görev süresini belirler.

Şirketlere kayyum atanmasını gerektiren haller 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 421-436 maddelerinde açıklanmıştır;

Yasalarda belirlenmiş suçların (kaçakçılık, zimmete mal ve para geçirme, kumar oynatma, kara para aklama, uyuşturucu ticareti ve benzeri) işlendiğine dair şüphenin varlığı;

Şirketin, mal varlığının, hissedarların ve alacaklılarının menfaatinin korunması gibi amaçlarla iflasın ertelenmesi talebinin bulunması;

Şirket sahibi ya da mirasçısının gaipliğine karar verilmesi.

Kendisine kayyum atanan şirketin bu karara itiraz etme hakkı vardır. Şirketin kayyum atanması kararına itiraz hakkını kullanmak için 7 gün içinde bir üst mahkemeye başvurması gereklidir.

Kanuna göre herhangi bir şekilde usulsüzlük yapıldığı tespit edilen bir şirkete kayyum atanmasıyla, şirketin sorumluluğu ve yönetimi bir kayyuma veya kayyum heyetine devredilmek suretiyle söz konusu şirketin faaliyetlerinin kesintiye uğramadan sürdürülmesi, mal varlığının yönetilmesi ve kayyum atanmasını gerektiren usulsüzlük ve benzeri durumların ortadan kaldırılması amaçlanır. Bu süreçte şirketin faaliyetlerini aksatmadan sürdürebilmesine özen gösterilmesi önemlidir.

Kayyum, şirket yönetimine ilişkin olarak sadece mahkeme tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Kayyumun görev ve yetkileri kanunla belirlenmiş olmakla birlikte duruma göre farklılık gösterebilir.

4721 sayılı Türk Medeni kanununa göre mahkemeler gerçek ve tüzel kişilere gereken hallerde kayyum atayabilirler. Medeni kanuna göre kayyum atamaları bireylerin fiil ehliyetlerini sınırlandırmadan, mağduriyetlerini önlemek amacıyla yapılır. Kayyum atanan bireyler belirli işlerin yapılmasını veya mal varlıklarının yönetilmesini kayyum aracılığıyla gerçekleştirirler. Vesayet makamı olan ilgili sulh hukuk mahkemesi kayyum atanmasına karar verir ve seçtiği kişiyi veya grubu kayyum sıfatıyla atar. Türk Medeni Kanunu’na göre 3 tür kayyumluk mevcuttur;

Temsil kayyumu: Mahkeme tarafından re ’sen veya talep üzerine, yasal temsilci ile küçüğün/kısıtlının menfaatlerinin çatışması halinde küçük/kısıtlının menfaatlerinin korunması amacıyla temsil kayyumu atanır.

Yönetim Kayyumu: Bir kimsenin yönetiminde olmayan malların veya uzun zamandan beri bulunamayan veya adresleri bilinemeyen bireylere ait mal varlığının yönetilmesi amacıyla yönetim kayyumu atanır.

İradi/ İsteğe Bağlı Kayyum: Bireyler, iradi/isteğe bağlı olarak vesayet altına alınmaya ilişkin kanun hükümleri çerçevesinde yaşlılık, hastalık, tecrübesizlik gibi nedenlerle kendilerine bir kayyım atanmasını talep edebilirler.

Kayyumun Görevleri

Kayyumun görev ve yetkileri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleriyle sınırlandırılmıştır. Buna göre:

Belli bir iş için görevlendirilmiş olan kayyum, kendisini atayan vesayet makamının talimatına aynen uymak zorundadır.

Belirli bir mal varlığının yönetimi, gözetimi ve korunması ile görevlendirilen kayyum sadece söz konusu mal varlığının yönetimi, gözetimi ve korunması için gereken işleri yapmakla yükümlüdür.

Kayyumun yukarıda belirtilenlerin dışındaki işleri yapabilmesi için temsil ettiği tarafın veya ilgili vesayet makamının kendisine açıkça yetki vermesi gereklidir.

Kayyumun görev süresi ve alacağı ücret kayyumu atayan mahkeme tarafından belirlenir.

Kayyum Neden Atanır?

Türk Medeni kanununa göre aşağıdaki hallerde mahkeme yani vesayet makamı ilgililerin talebi üzerine veya re ‘sen gerçek veya tüzel kişilere, temsil kayyumu, yönetim kayyumu veya iradi kayyum atanmasına karar verebilir;

Miras paylaşımına ilişkin anlaşmazlıklarda mirasçılar tarafından mirasçılardan birinin yerine kayyum atanmasının talep edilmesi,

Küçük yaştakiler veya kısıtlı olanların veli/vasileri ile aralarında çıkar çatışması olması veya veli/vasinin görevini yerine getirmesine engel bir durumu olması,

Şirketler veya kurumlar gibi tüzel kişiliklerin yönetim sorunu bulunması veya şirket yöneticilerinin gaipliğine karar verilmesi durumunda.

Bireylerin, yaşlılık, sakatlık, deneyim eksikliği ve benzeri nedenlerle işlerini yürütemediklerini ispatlayarak kendilerine kayyum atanmasını talep etmeleri halinde.

NOT: Yazıyı döviz.com sitesinden aldım.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist