Mehmet KAYA

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavıoğlu, 2022’nin ilk Enflasyon Raporu Tanıtım toplantısında, para politikasını “Türkiye Ekonomi Modeli” ışığında revize etme çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, yeni politikanın temel unsurlarından birinin TL’nin kullanımını önceleyen, “Liralaşma Stratejisi” olduğunu açıkladı.

Kavcıoğlu çerçeve politika açıklamasıyla, bir süredir kamuoyunda tartışılan ancak belirsizliği devam eden “Türkiye Ekonomi Modelinin” Merkez Bankası ayağının temel çerçevesini de sundu. Buna göre, Merkez Bankası, öncelikle Başkan Kavcıoğlu’nun “Liralaşma” olarak nitelediği politika değişikliğiyle Doların para piyasalarındaki baskın birim olmasını önleyecek. Bunun için finansal ürünler, teminat çeşitlendirmesi ve likidite yönetimi politikaları oluşturulacak. Kur korumalı mevduat ve benzeri yeni araçlar, Merkez Bankasının karşılıklar politikaları ve swap anlaşmaları ve reeskont kredileri araçları kullanılacak.

“Enflasyon düşecek, hepimiz göreceğiz”

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, üretim, istihdam ve ihracat olarak adlandırılan temel hedeflere bağlı olarak, Merkez Bankasının reeskont kredileri kanalıyla, diğer kamu yönetiminin uygulayacağı politikalarla ihracatın artacağını; döviz kurunun kontrol altına alınmasıyla enflasyona etkisinin sıfıra ineceğini belirterek, bunun sonucunda da cari işlemler açığının, dolayısıyla dış finansman ihtiyacının ortadan kalkacağını, enflasyonun da dengeleneceğini anlattı. “Enflasyon düşecek, bunu hepimiz göreceğiz” diyen Şahap Kavcıoğlu, enflasyonun düşüş sürecinin zaman seyrine ilişkin ısrarlı sorulara karşılık herhangi bir dönem işaret etmedi.

Şahap Kavcıoğlu, yaklaşımın temel çerçevesini şöyle anlattı:

“Cari dengenin sağlanmasıyla, uzun dönemde fiyat istikrarı sağlanacağına inanıyoruz. Bu yönde politika oluşturduğumuzu daha önce de söyledim. Bunun en önemli bacağından birisi Liralaşma Stratejisidir. Cumhurbaşkanının da açıkladığı Türkiye Ekonomi Modeli (Bu stratejinin) temelini sağlıyor. Bizim de fiyat istikrarını sağlama, fiyat istikrarına engel olmayacak politikalarla üretim, yatırım, ihracat ve istihdam politikalarını öncelememiz Kanunla verilmiş bir yetki.

Liralaşma stratejisinin Merkez Bankası tarafında, üç saç ayağından oluştuğunu söyleyebiliriz. Hazine ve Maliye, Ticaret Bakanlığı tarafı da var. 20 aralıkta da Merkez Bankasının kur korumalı ürünü, Dolarizasyonun sona erdirilmesinde bir yaklaşım. Bu enflasyonun düşürülmesinde önemli katkı sağlayacak. Kur geçişkenliğinin enflasyona büyük etkisi var, Ekim, Kasım özellikle Aralık ayında gördük, geçmişte de çok yaşadık. Türkiye Ekonomi Modeli ve bunun temeli Liralaşmayla, cari fazlayla, Türkiye’nin üretim, yatırım, ihracatı artırarak, üretimin artmasıyla fiyatların düşmesi; kur korumalı modelimizle kurun üzerindeki oynaklığın kalkmasıyla enflasyona etkisi sıfırlanacaktır. Bu yaşanmaya başladı. Birincisi bu, kur korumalı ürün ve dolarizasyonun etkisinin bitirilmesi. İkincisi Liralaşmada, karşılıklarda TL’ye geçiş ve TL enstrümanın kullanılması, böylece TL’nin etkisinin artırılması. Ağustos ROM mekanizmasının değiştirilmesiyle buna başladık. Üçüncüsü de yine Merkez Bankası’nın sunduğu imkanlar, borçlanma veya piyasaya sağladığı imkanları tamamen TL’leştirerek yada büyük oranda Liralaştırırak enflasyonun düşürülmesi konusunda büyük etkisi olacaktır. Liralaşma stratejimizi tamamen uyguladığımızda enflasyonun düşürülmesinde büyük katkısı olacaktır. Hızlı bir şekilde dezenflasyon sürecini başlatmış olacağız.”

Şahap Kavcıoğlu, başta Hazine’nin dövize endeksli borçlanma araçları olmak üzere, kamudaki döviz ve dövize endeksli yatırım, üretim sözleşmelerine ilişkin bir adım olup-olmayacağına yönelik soruya ise Hazine’nin borçlanma araçlarının Liralaşma sürecinde zamanla eriyeceği yanıtını verdi.

Enflasyon: “Bize haksızlık edildi”

Şahap Kavcıoğlu konuşmasında, enflasyondaki yükselişe ve kur ataklarına yönelik eleştirilerde, “kendilerine haksızlık yapıldığını” da belirterek, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin bu etkilere yol açtığı eleştirilerine karşı çıktı. Küresel olarak bir enflasyon yaşandığının altını çizen Şahap Kavcıoğlu, bu artışla mücadelede gelişmekte olan ülkeler yanında gelişmiş ülkelerde de görüş ayrılıkları gözlendiğini kaydetti. Kavcıoğlu, FED’in faiz artırımı iletişimi yapmasına karşılık, Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyonu hala geçici olarak gördüğünü ve faiz artırmadığını belirtti.

Türkiye’deki enflasyon görünümüne ilişkin olarak ise Merkez Bankası, bütün gruplarda fiyat artışlarının gözlendiğini, döviz kurunun en önemli belirleyicilerden biri olduğunu, uluslararası fiyat artışlarının ithalattaki fiyatları artırması, kuraklık, tedarik-lojistik sorunların etkisinin gözlendiğini vurgularken, enflasyondaki artışta temel mal, gıda ve enerji gruplarının öne çıktığını kaydetti.

Şahap Kavcıoğlu, “faizin enflasyonun üzerinde olacağı” mesajına yönelik eleştiride de haksızlık yapıldığını belirterek, Bankanın veriler ışığında politika faizi oluşturduğunu “Endonezya hariç reel faiz veren yok” diye konuştu.

Enflasyondaki düşüş: Ani bir müdahale olacak mı?

Merkez Bankası Başkanı, sunumunda yıl içinde enflasyonun yüzde 50’leri gördükten sonra sert bir iniş yapacağının gözlendiği bir grafik görseline bağlı olarak, planlanmış sert bir müdahale olup-olmadığı sorusuna net bir yanıt vermekten kaçındı. Kavcıoğlu, uygulanacak liralaşma stratejisi ve para politikasıyla enflasyonun düşüşünün sağlanacağını vurgularken, ulaşacağı zirve nokta veya düşüş zamanına yönelik yorum yapmadı.

Enflasyon hedefi revize edildi

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini büyük oranda revize ettiklerini, enflasyonun yüksek seyrettiği ortamda tahmin aralığının da arttığını açıkladı. 2022 Enflasyon Raporu 1’de, revizyonlar şöyle:

2022: 23,2 (Tahmin aralığı: 18,6 – 27,8)

2023: 8,2 (Tahmin aralığı: 3,4-13,0)

Orta vadede: Yüzde 5

“20 Aralıkta tek kuruş satmadık”

Şahap Kavcıoğlu, kamuoyu gündemine gelen, 20 Aralık’ta kurlardaki sert düşüş sırasında Merkez Bankası’nın satış yönünde müdahale ettiği iddialarını yanıtladı. Kavcıoğlu. ‘20 Aralık’ta TCMB tek kuruş satmamıştır. Bireysel ve kurumsallar 20 Aralık’ta 2,25 milyar dolar sattı. Bilançoda rezervlerin düşmesine yönelik yorumlar yanlıştır. Rezervlerdeki düşüşte BOTAŞ’a yapılan döviz satışı etkili oldu. Rezervlerimizin yükseltilmesi yönündeki çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. BAE ile swap anlaşması yaptık. 1-2 ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

“Merkez Bankası ihracatçılara zorluk çıkarmıyor”

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankası’nın altın alımı, swap anlaşmaları ve reeskont kredileri ile ihracatçıların ihracat bedellerinin Merkez Bankasına bozdurulması uygulamalarının destek nitelikli olduğunu ve rezerv artırıcı özelliği bulunduğunu kaydetti.

Swap anlaşmalarının ülke paralarıyla dış ticareti kolaylaştırdığını, reeskont kredileri ve özellikle TL reeskont kredilerinin de büyük maliyet avantajı sağladığını anlattı. İhracat bedellerinin yüzde 25’inin Merkez Bankasına satılmasının da bir ceza, zorlayıcı bir tedbir gibi algılandığını belirterek, “Biz sadece, 180 gün içinde ihracat bedelinin bozdurulması zorunluluğu içinde istediğiniz gün, yüzde 75’ini bankada, yüzde 25’ini Merkez Bankasında bozdurun diyoruz” diye konuştu. Kavcıoğlu, ihracat uygulamalarından Merkez Bankası rezervine yıl sonuna kadar 30-35 milyar TL’lik bir giriş beklediğini açıkladı.

Bankalara mesaj: Size uygun finansman sağlanıyor

Merkez Bankası’nın swap kanalından ve politika faizini oluşturan repo kanalından Bankalara çok uygun maliyetli ve ellerindeki mevduatın maliyetinden daha düşük maliyetli olarak kaynak sunduğunu açıklayan Kavcıoğlu, “Yüzde 30’larla kredi verilmesine rıza göstermiyoruz” dedi. Kavcıoğlu, “Burada sadece Merkez Bankasının sağladığı imkanlar bu işe yetmez. Bütün bankacılık sektörünün de bu işe girmesi ve enflasyonun dezenflasyon sürecine başlamasını satın alması lazım. Bu anlamda bankaların, maliyetleri düşürücü etkiyi yaratan Merkez Bankasının yanında durup, daha düşük oranlarda kredileri finanse etmeleri gerekiyor” dedi.

Kavcıoğlu, kapasite kullanım oranlarının yüzde 78’leri aştığını, işgücüne katılacak gençler ve daha fazla üretim-ihracat için yatırım yapılması gerekeceğini belirterek, bankaları bu sürece katkı vermeye çağırdı.

İhracat ithalata çok bağımlı değil, üretici fiyatı geçişkenliği sınırlı

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, Türkiye’nin ihracatının ithal girdiye çok bağlı olduğu algısının yanlış olduğunu belirterek, “Çeşitli hesaplamalar var, OECD hesaplamasında yüzde 20’lerde görülüyor. Yüzde 70-80 algısı yanlış, bunu kırmalıyız” dedi.

Başkan Kavcıoğlu, üretici fiyatları artışının bire-bir oranında TÜFE’ye yansımayacağını belirterek, bu yönde beklenti oluşturulmaması gerektiğini de kaydetti.