Pakdemirli bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada şunları anlattı: “Rusya ve Ukrayna hem ayçiçek hem de buğday açısından önemli tedarikçiler. Biz işgalin ilk anından itibaren farklı ayçiçek, buğday aynı zamanda sebze ve meyve ithalatı gibi birçok konuda farklı formüller üzerinde çalışıyoruz. Burada alternatifli farklı formüllerimiz mevcut. Arjantin, ABD, Avustralya, Baltık ülkeleri ve Karadeniz’e kıyısı olan Romanya ile Bulgaristan gibi ülkelere ihracatın yapılması konusunda iletişimdeyiz. Görüşmelerimiz devam ediyor.

Farklı pazarlar alternatiflerimizin başında geliyor. Şu anda herkesin kabuğuna kapandığını biz de görüyoruz. Tüm bunların üzerinde çalışıyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. İki ülke arasındaki süreci takip ediyoruz. Bu belirsizliği yönetme sürecidir. Burada Türkiye açısından riskli olacak bir durum yok. Hiçbir ürün Türkiye’nin elinde kalmayacak. İç pazara da dış pazara da yönelecek. Ticaret Bakanlığımızla beraber çalışıyoruz. Fiyat İstikrar Komitemizde de bu konuyu ele alacağız.”

DOMATES VE SALATALIK

Domates ve salatalıkta yaşanan fiyat düşüşü hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bakan Pakdemirli, “Geçen sene gıda ihracatında 20 milyar dolardan 25 milyar dolara çıktık. İhracat fazlalığımız 7.2 milyar dolara çıktı. Bunun anlamı, bazen fiyat geçişkenliğinden, iç piyasada fiyatların artışına sebebiyet verebiliyor. Böyle durumlarda piyasada mal bollaştığı zaman özellikle bizim sebze meyve gibi kolay bozulabilir dediğimiz ürünlerde hızlı bir şekilde fiyat düşüyor. Bunu bugün de domates ve salatalık fiyatlarında da görüyoruz. Burada önemli olan çiftçinin üretiminin yere dökülmemesi ve satılmasıdır. Biz bunu pandemide başardık. Örneğin, Avrupa’da yüzlerce tır sebze, meyve ve çiçek de dâhil olmak üzere her şey atıldı, satıldı. Türkiye’de böyle bir şey olmadı. Yine öyle olmayacak. Çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Buğday fiyatlarının ekmek fiyatlarını etkileyeceği iddiaları konusunda da Pakdemirli, şunları söyledi: “Şu anda sübvansiyon yapıyoruz zaten. Onu devam ettirdiğimiz sürece fiyatlarda bir sıkıntı olmaz. Onun ne kadar daha devam edeceği bizim tek başımıza alacağımız bir karar değil. Savaşa da bağlı. Ayrıca hasat dönemine giriyoruz, buna da bağlı bir durum. Karadeniz’den sevkiyatlar da hâlâ devam ediyor. O günden bugüne mal gelmedi değil. Şu anda onların limanlarından sevkiyatlar peyderpey gelmeye devam ediyor. Ancak, aksamalar başladı. Önümüzdeki dönemde, sevkiyatlar ister istemez büyük gemilerle olmayacak ama küçük gemilerle olacak. Çünkü büyük gemiler Karadeniz’e girmek istemeyecek. Bunların hepsi bizim beklediğimiz senaryolar.”