Reel Kesim Güven Endeksi, mart ayında bir önceki aya göre 1,3 puan azalarak 108,5 oldu.

TCMB’den yapılan açıklamaya göre, endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, mevcut toplam sipariş miktarı, son üç aydaki toplam sipariş miktarı ve sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, genel gidişat, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku ve gelecek üç aydaki üretim hacmine ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiştir. Gelecek üç aydaki toplam istihdama ilişkin değerlendirmeler ise bir önceki ay seviyesinde gerçekleşti.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya göre 1,7 puan azalarak 108,2 oldu.

Açıklama şu şekilde:

“Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin zayıflayarak devam ettiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise güçlendiği gözlenmektedir.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve ihracat sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı, iç piyasa sipariş miktarında ise artış bekleyenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmektedir. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin güçlendiği, gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin ise bir önceki ay seviyesinde gerçekleştiği gözlenmektedir.

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ve son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de güçlendiği gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 5,8 puan artarak yüzde 54,8 seviyesinde gerçekleşmiştir.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 7,0‘a, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 65,2‘ye gerilerken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 27,8’e yükselmiştir. “