Ocak ayında Reel Kesim Güven Endeksi, bir önceki aya göre 3,4 puan artarak 109,5 oldu.

Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, genel gidişat, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki toplam istihdam, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya göre 1,8 puan artarak 111,9 seviyesinde gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre zayıfladığı, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre güçlendiği gözlenmektedir.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görülmektedir.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenler lehine olan seyrin güçlendiği görülmektedir. Gelecek üç aydaki istihdam ve gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentilerin de güçlendiği gözlenmektedir.

Ortalama birim maliyetlerde, son üç ayda artış olduğunu bildirenler ve gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 8,2 puan artarak yüzde 43,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.

2022 yılı Ocak ayında, ankete katılan işyerlerinin yüzde 52,6‘sı üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 12,7‘si hammadde-ekipman yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtmiş, onu sırasıyla talep yetersizliği, mali imkansızlıklar, işgücü yetersizliği ve diğer faktörler izlemiştir.

Son üç aydaki rekabet gücüne ilişkin gelişmeler değerlendirildiğinde, yurt içi piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak bir önceki dönemde artış bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı gözlenmektedir. Avrupa Birliği içindeki ve dışındaki yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin artış yönlü değerlendirmelerin de zayıfladığı görülmektedir.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 10,3‘e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 68,2‘ye yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 21,5‘e gerilemiştir.”