Güncel olarak kullandığımız hemen her servis ya da uygulama bir seviyede yapay zekâ ya da makine öğrenme altyapılarından destek alıyor. Özel algoritmalar ile desteklenen bu altyapılar, daha önce yapılamaz denilen imkânları gerçek kılıyor. Bu sistemler sayesinde ihtiyaçlarımıza saniyeler içerisinde cevap veren gelişmiş teknolojiler ve uygulamalar hayatımızın olağan bir parçası haline gelmiş durumda. Bu sistemler artık o kadar gelişmiş hale geldi ki insan sağlığı için de kullanılmaya başlandı. Henüz ipler tamamen yapay zekâ sistemlerinin elinde değil. Uzunca bir süre daha sağlığımız konusundaki son kararı doktorlar verecek. Ancak aşırı uzak olmayan bir gelecekte sağlık konusunda yapay zekâ kontrolü ele geçirebilir. Çünkü şu an dahi inanılmaz güçlü yapay zekâ temelli sağlık sistemleri bulunuyor. Örneğin eski hasta verileri üzerinden beslenerek eğitilen gelişmiş yapay zekâ sistemleri, artık tümör ya da kanseri birçok doktordan daha iyi tespit edebiliyor. Piksel seviyesinde hassasiyete sahip bu teknolojiler, insan vücudu üzerinde yapılan taramaların sonuçlarını ve görüntüleri detaylı şekilde analiz ediyor ve doktorların gözünden kaçan bazı çok ufak kitleleri dahi saniyeler içerisinde tespit edebiliyor. Bu tarz doktorların gözünden kaçabilen ufak kitleler, hastalıkların erken aşamada tedavi edilebilmesi için hayati bir önem arz ediyor, kitleler bu sayede daha büyümeden alınabiliyor.

60 SANİYELİK KALP TESTİ

Alanda başka sistemler de yer alıyor. Örneğin kısa süre önce retina taraması ile kalp hastalığı riskini tespit eden bir sistem karşımıza çıktı. Bu halen geliştirme aşamasında olan sistem, sadece 60 saniyelik bir tarama ile kişilerin gözlerindeki damarları analiz ediyor ve yapay zekâ kullanarak kalp hastalıkları özelinde bir risk skalası veriyor. Risk değeri yüksek olan kişilere çeşitli kalp sorunları özelinde önleyici erken tedavilerin uygulanabileceği ya da daha detaylı testlerin yapılabileceği aktarılıyor. Üzerinde çalışmaların devam edeceği sistem, yapay zekâ sistemlerinin kullanıldığı tek sağlık uygulaması da değil. Avustralya merkezli şirket ResApp, kişilerin öksürükleri üzerinden COVID-19 olup olmadığını belirleyen oldukça başarılı bir uygulama geliştirdi. Bu kısa süre önce ilaç devi Pfizer tarafından 116 milyon dolara satın alınan şirketin dikkat çeken uygulaması, yapay zekâ algoritmaları üzerinden kişilerin öksürüğünü dinleyerek sadece COVID-19 değil diğer solunum yolu hastalıklarını da tespit edebiliyor. Pfizer bu uygulamayı ve üzerine kurulduğu algoritmayı daha da gelişmiş hale getirerek ürünleştirmek istediklerini belirtiyor.

Bu ve buna benzer uygulamalar sayesinde kişiler önümüzdeki yıllarda birçok sağlık sorununu hastaneye gitmeden önce akıllı telefonlarına yükledikleri bir sağlık uygulaması üzerinden tespit edebilir hale gelebilir. Bu sistemler sayesinde kişiler bir sağlık sorununun olup olmadığını Google’a sormaya oranla çok daha etkili şekilde öğrenebilir, sadece gerçekten bir sorun olduğunda doktorun yolunu tutabilir. yapay zekâ temelli algoritmalar kullanan akıllı saatlerin ve getirdikleri sağlık özelliklerinin etkisiyle önümüzdeki yıllar herkes gerçek anlamda “kendisinin doktoru” olmaya başlayabilir.

 

APPLE BÜYÜK BİR IPAD GELİŞTİRİYOR

Ortaya çıkan en son iddialara göre Apple, 2023’ün sonunda karşımıza 16 inç ekrana sahip bir iPad ile çıkabilir. Şu an en üstte 12,9 inç ekran sunan Apple, 16 inç boyutundaki büyük iPad ile özellikle tasarım profesyonellerini ve çizim sanatçılarını oldukça memnun edecek gibi görünüyor. Modelin henüz diğer teknik detayları konusunda bir bilgi bulunmuyor.

 

460 MİLYONDAN FAZLA ABONE

Çeviemiçi müzik pazarının lideri konumunda yer alan Spotify, yapılan açıklamaya göre şu an 195 milyon ücretli aboneye sahip. Şirketin 273 milyon ücretsiz abone üzerinden şu an 460 milyondan fazla aktif abonesi bulunuyor. Spotify’ın pazardaki en büyük rakibi Apple Music servisi. Ancak Apple bu servisin güncel abone sayısını açıklamayı tercih etmiyor.

 

UZAYDAN İNTERNETTE YENİ ADIM

Elon Musk’ın özel uzay şirketi SpaceX, uzaydan internet hizmeti Starlink için önemli adımlar atıyor. Geçtiğimiz aylarda sistemi deniz araçları için kullanıma sunan firma, süreci kara üzerinde de sabit olmaktan çıkarıyor. Yakında sunulacak özel anten donanımını satın alan kişiler, uzaydan interneti hareket halinde de kullanacak. Bu adımı otomobiller değil özellikle büyük kamp araçları ve otobüsler için atan firma, uzaydan interneti uçaklara da getiriyor. Birçok havayolu firması yakında yolcularına 350 Mbps seviyesinde bir hız sunacak.