Bakan Yanık’ın açıklamaları şöyle:

Hem milletimizin hem İslam dünyasının Ramazan ayını tebrik ediyorum. Ramazan ve sonrasında da inşallah bu çatışma durumunu geride bırakmış olur insanlık.

Gerçek dostlar kromozom saymaz diyoruz. Her 2 Nisan’da bu konuya zaten dikkat çekiyoruz. 1. Otizm Eylem Planımızın icrası gerçekleşti, 2. Otizm Eylem Planımızı hazırlıyoruz. Ancak şunu söylemem gerekiyor, hem ailelerin hem kamu olarak bizim yaptığımız çalışmalar… Tanı faaliyetleri çok yoğunlaştığı için geçmişten bugüne baktığımızda ciddi bir otizm sayısının yükselmesi söz konusu. Sebepleri ortaya konmamış olsa da otizmli çocuk sayısında bir artışın olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki günlerde eğitimle ilgili bir takım güzel haberlerimiz de olacak. Yarın da Sakarya’da bir otizm merkezimiz var biliyorsunuz. Orada bir etkinlik alanı açılışı yapacağız.

“SOSYAL YARDIMLARIMIZ HAK TEMELLİDİR”

Sosyal yardımların artması yoksullaşmayla ilgili değil, onu net bir şekilde ifade etmem lazım. AK Parti hükümetleri zamanında sosyal yardımlar arttı. Bugün biz kendi personelimiz, saha personelimiz eliyle kapı kapı dolaşıp hane bazlı ziyaretler yapıyoruz. Bizim düzenli sosyal yardım yaptığımız kitlenin yüzde 78’i istihdama dahil olamayacak kitle. Sosyal yardımlarımız hak temellidir. Fakirleşmeyle ilgisi olmadığı gibi, istihdama katılmanın önünde de bir engel teşkil etmiyor. Şu anda 48 ayrı başlıkta sosyal yardım yapıyoruz. Şunu söyleyebilirim; doğumdan başlayarak ölüme kadar, o arada herhangi bir ihtiyacı olduğunda bir onları sosyal yardımlarımızla destekleyeceğiz. Bireyler olarak biz Türkiye vatandaşları olarak; ben sıkıştığımda devlet arkamda. Bu hizmeti kamudan alabileceğim, herhangi bir yoksulluk çekmeden kamu bana bunu sağlayacak güvenini sağlamaya çalışıyoruz. 2002’de sosyal yardımlar 1.3 milyar TL’ydi, 2021’de 73.9 milyar TL’ye çıktı.

İnsanız, insanın olduğu yerde hata olur. Sıfır hatayla çalışıyoruz diye asla iddia etmem. Vatandaşlarımızın gördüğü hata, istismar varsa bize ulaşsınlar. Dünyanın en kolay ulaşılabilir bakanlığı biziz. Alo 183’ümüz var, 144 yardım hattımız var, mail hesaplarımızdan, hiçbir şey yoksa CİMER’den ulaşabilirler. Özellikle E-Devlet üzerinden başvuru, sisteme ne kadar güvendiğimizin göstergesi. Anadolu’da, taşrada, vakıflarımız kendi çevrelerindeki vatandaşların durumlarını biliyorlar. Vatandaşın bir miktar tarlası var ama o çok küçük bir ekonomik değer onun için. Hayatını idame ettirmeye yetmiyorsa yardım konusunda destek olmaya çalışıyoruz. Şikayeti olan vatandaşlarımız varsa mutlaka bize ulaşsınlar.

“KADIN İSTİHDAMINA ÖNEM VERİYORUZ”

Bizim kadınların, daha doğrusu aile üyelerinin aile eğitim programları çerçevesinde bir takım eğitim programlarımız var. Bunlardan bir tanesi ev ekonomisini yönetme eğitimidir. Biraz sonra belki o konuya da gireriz; kadın kooperatifi projemiz var. Kadın istihdamına önem veriyoruz. İş hayatına katılımı kooperatifler yoluyla yapacağız. Biz aynı zamanda Sabancı Vakfı’yla bir çalışma başlattık. 18-29 yaş arası genç kadınların geleceğini kurma projesi. Bu konudaki her türlü katkıya açığız. İş dünyasına buradan da çağrı yapmış olayım.

KADINA VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET

Şiddetin önüne geçebilmek için her alanda ve her noktada çaba göstermemiz gerekecek. Şiddetin önlenebilmesi konusunda etkisi olacağı kuşkusuz. İnsan davranışları maalesef birden bire bırakılan haller değil. Bir taraftan farkındalık, bir taraftan çocukluktan başlayan eğitim, cezalandırma ve mağdurun mağduriyetini telafi etme yönündeki yaptığımız çalışmalar gibi, bütün bu başlıkları bunun için yapıyoruz. Şiddet öğrenilen bir şey, herhangi bir şekilde şiddet uyguluyorsa ihtimal ki fırsatını bulduğu her noktada uygulayacak. Nerede ne tür bir fırsat olursa şiddeti eyleme geçirme durumu söz konusu. Özellikle spesifik noktalarda kadına yönelik şiddet fiilini teorik olarak tanımlamamakla beraber, ağırlaştırıcı sebep haline getiriyor. Bu çok önemli bir şey. Kadına yönelik şiddet var evet bununla mücadele ediyoruz. Töre saikiyle cinayet işlemek hafifletici sebepti, sosyal olarak da desteklenen bir mekanizmaydı. Biz bunu tam tersine çevirdik. Töre saikiyle cinayet artık söz konusu değil.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ÇOK SAYIDA ÇALIŞMAMIZ VAR”

Şimdi biz bu düzenlemeyle kadınlara yönelik şiddet fiillerini nitelikli hale getiriyoruz. Biz kadına yönelik şiddetle mücadele ederken yaptığımız ilk önemli şey, kendisini savunma zorluğundan kaynaklanan fiillerin tanımını yapmaktır. Bu yeni düzenlemede bu anlamda bunu daha ciddi hale getiren bir noktaya getiriyor. Gerçekçi olalım; hiçbir düzenleme tek başına bir şeyi bütünüyle izale etmez. Kadına yönelik şiddet meselesi çok komplike bir mesele. Bütün alanlarda çalışıyoruz. Bunu bir mazeret olarak söylemiyorum, biz hiçbir zaman hiçbir meseleyi mazeret olarak ortaya koymadık. Sadece bir durum tespiti yapıyorum. Bir kanun çıkardık meseleyi bitirdik olmayacak. Pek çok başlıkta bir arada çalışmalar yapıyoruz. Sayın Emine Erdoğan bu konuda gerçekten çok hassas, Sayın Cumhurbaşkanımızın zaten yaklaşımını bilmeyen yok. Kadınların hak ettikleri bir şekilde, bu çok önemli, kadınlara insan onuruna yakışır şekilde hayatlarını sürdürmeleri, sahip oldukları hakkın kullanımı konusunda imkan sağlıyoruz.

“ERKEN YAŞTA EVLİLİĞİ AZALTTIK”

Erken yaşta evlilikle alakalı kamuoyunda haberler çarpıyor olabilir ama bunlar geriye dönük. Güncel tabloda çok ciddi bir iyileşme var, erken yaşta evlilik konusu önemli mesafe kat ettiğimiz konulardan bir tanesi. Zorunlu eğitimin süresinin uzamasıyla birlikte çocukların eğitimi uzadı. Erken yaşta evliliğin maalesef en önemli sebeplerinden biri eğitimden uzakta kalma durumunu bir tersine çevirdik. 

(Kadınlara hijyen ürünlerinin ücretsiz olarak verilmesi) Onu çalışıyoruz, bir süredir arkadaşlarımız kadınlar üzerinden yapabilir miyiz diye bir çalışma yapılıyor. Bu düzenleme KDV indirimi konusu ilk adım olarak oldukça önemli bir adım. Bununla ilgili bir çalışmamız var, olgunlaştığında inşallah duyururuz.

SÜRESİZ NAFAKA TARTIŞMASINDA SON DURUM

Benim yaklaşımım çok açık; her konuşmamda hemen hemen aynı şeyi söylüyorum. Ana akım tartışma başlığı şu; Bir tarafta evliliklerde ömür boyu ödenen bir nafaka var, diğer tarafta bunu ödeyemeyecek bir taraf var. Bütün boşanma davalarında her çifte nafaka kararı verilmiyor. Taraflar kendileri nafaka istemeyebilir, anlaşırlar boşanma üzerinde, çocuk varsa velayet konusu vs. konusunda taraflar düzenleme yapabilirler. Biz şu anda tarafların anlaştığı değil, anlaşamadıkları nafakaları konuşuyoruz. Nafakanın bir sorun olduğu gerçeğinden habersiz değilim, süresiz nafakanın bir mağduriyete dönüştüğünden habersiz değilim ama nafaka üzerinden kadınların bir dart tahtası haline geldiğinin de farkındayım. Bir mağduriyet oluşturuyor ama nafakaların yüzde 66’sı da ödenmiyor. Ödeyemeyen de vardır ama yüzde 66’sı sadece ekonomik nedenle ödemiyor değildir. Mahkeme kararıyla verilen nafaka ortalaması 300-400 TL Türkiye’de. Ünlülerin kendi boşanmalarındaki tespit ettikleri rakamlar üzerinden büyük nafaka rakamları konuşulmuyor. Süresiz nafaka diye bir mecburiyet yok.

Nafaka süresiz değildir, Yargıtay süreli nafakaya hükmedebilir. Hukukta takdir hakkı vardır, her olayın kendi özelliklerine göre bir esneklik sağlayabilmek için. Şunu söyleyebilirsiniz; 2 yıl. Ama bunu dediğinizde kadınların boşandıktan sonra ortadan kalmasıydı. Her olayın kendi özellikleri için mahkemeler bir karar versinler.

Ayrıntılar geliyor…