Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, daha fazla ticaret ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumunu kuvvetlendirmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin, bu coğrafyada en büyük sanayi üretim kapasitesini kuran ülke olduğunu belirterek, “Dolayısıyla eksenimizi genişletmeli, daha fazla ticaretle ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumumuzu kuvvetlendirmeliyiz. Bu coğrafyadaki ülkeler küresel ekonomiye daha çok entegre olmak, küresel değer zincirleri içinde yer almak istiyorlar. Geçmiş tecrübelerimiz, hızlı adapte olan dinamik yapımızla ve yeni ortaklıklar kurarak, bu süreçte en büyük payı alabiliriz” ifadelerini kullandı.

Salgının geride bırakılmasıyla hızla toparlanması beklenen küresel ekonominin, bu defa enerji ve gıdadaki arz-tedarik sorunları, artan enflasyon, jeopolitik gerilimler ve savaşların olumsuz yansımalarını yaşamaya başladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, bu süreçte küresel durgunluğun yaygınlaştığını ve belirginleştiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, etkileri bir süre daha sürmesi beklenen tüm bu faktörlerin gelecek seneki ekonomik büyüme üzerinde de baskı unsuru haline dönüştüğüne işaret ederek, “Dünya ekonomisinin 2022 yılında yüzde 3,2 ve 2023 yılında yüzde 2,7 ile daha düşük oranda büyümesi öngörüldü. Küresel finansal krizin yaşandığı 2009’dan bu yana kesintisiz büyümeyi başaran Türkiye ekonomisi, önce salgın döneminde ve şimdilerdeyse küresel durgunluk ortamında olumlu yönde ayrışmayı başardı. Bu senenin 9 ayında yüzde 6 büyüme sağlandı. Yakalanan yüksek büyüme performansı istihdama da yansıdı. Son 2 senede toplam istihdamda 4,9 milyon kişi artış gerçekleşti” diye konuştu.

“Küresel ihracattan aldığımız pay tarihi seviyelerde”

Özel sektörün, dinamik yapısı sayesinde salgın sonrasında dünyadaki değişimlere karşı hızla uyum sağladığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şu değerlendirmede bulundu: “Küresel ihracattan aldığımız pay tarihi yüksek seviyelere ulaştı. Ana ihracat pazarlarımızdaki durgunluk belirtilerine ve beklentilerine rağmen ihracatımızın 250 milyar doları geçmesi ve üretimle istihdamda ulaşılan rekor seviyeler ekonomide yakaladığımız güçlü performansın göstergeleridir.”

Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin gelecek sene yüzde 5 civarında güçlü ve dengeli bir büyüme sergilemesinin beklendiğine işaret ederek, “Bu da hem istihdama ve hem de yatırımlara olumlu yansıyacaktır. Ekonomi yönetiminin finansman imkanları artırma ve maliyetleri düşürme yönündeki adımlarının olumlu etkileri görülmektedir.” dedi. Özel sektörde artan yatırım iştahının bir yansıması olarak organize sanayi bölgelerinde (OSB) neredeyse boş parsel kalmadığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Anadolu’nun pek çok yerinde sanayi yatırımı yapacak yeni arazi üretilmesi ihtiyacı doğmuştur. Hükümetten beklentimiz, reformlara odaklanılmasıdır. Geçmişte bu yönde atılan adımların olumlu etkilerini şimdi görüyoruz. TOBB olarak, üreten kesimlerin sıkıntılarını çözmek üzere hükümetimizle paylaştığımız birçok konu hayata geçti. Özel sektör koordinasyonunu TOBB’un yaptığı iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesini teminen gerçekleşen kapsamlı çalışmalar sonucunda tarihi bir başarıya da imza attık. 190 ülkeyi kapsayan ‘Doing Business’ yani İş ve Yatırım Yapma Kolaylığı Endeksi’nde tarihimizin en iyi seviyesine yükseldik. 190 ülke arasında 60’ıncı sıradan 33’üncü sıraya geldik.”

“Ekonomide başlayan toparlanma gelecek için umut verici”

Rifat Hisarcıklıoğlu, her yeni takvim yılının yeni bir başlangıç umuduyla geleceğini belirterek, şunları kaydetti: “Reel sektör olarak yeni bir yıla girerken ekonomide başlayan toparlanmayı gelecek için umut verici görüyoruz. Nüfus yapımız, üretim kapasitemiz, merkezi konumumuzla büyüme potansiyeli en yüksek ülkelerden biriyiz. Özel sektör olarak üretime, istihdama, yatırıma, ihracata devam etmeliyiz. Risklere değil, fırsatlara odaklanmalıyız ve ekseni genişletmeliyiz. Temkinli ama kararlı bir şekilde ilerlemeyi sürdürmeliyiz. Türkiye çok büyük bir ülke. Karşımıza çıkan her sıkıntıyı geride bırakacak azme, inanca ve imkana sahibiz. Burada esas olan bizim birlik ve beraberliğimizi sürdürmemiz ve kardeşliğimizi unutmamamızdır. Biz birlikte güçlüyüz. 2023’te reel sektörümüz için belirsizlik yerine umut hakim olmasını ve bereketli bir büyüme süreci diliyoruz.”