Tohum, gübre, mazotun yanısıra ağır kış koşullarının seraların ısınma maliyetini de artırdığını ifade eden Tavşan, “Birkaç 100 metrekare evlerimizi ısıtmakta zorlandık. 20 bin metrekare bu seralar ve enerjiyle ısınıyor kolay bir şey değil, üretici serasında elektrik kullanamadı” dedi.

‘DESTEK VERİLMELİ’

Artan bu maliyetler nedeniyle hiçbir mevsimde artık, 5 ile 7 liranın altında meyve sebze yeme imkânı kalmadığını kaydeden Tavşan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık şu gerçeği kabul etmeliyiz ki, girdilerin böylesine yüksek olduğu bir ülkede fiyatların yüksek olması çok normal. Bol olduğu zaman bile 5-6-7 liradan aşağıya ürün satılırsa üretici de satıcı da zarar eder. Ama sorun bu fiyatlardan ziyade halkın alım gücünde. Tencerenin kaynamasını sağlayan patates, soğan, domates ile yaz ve kış sebzeleri ve limondaw

fiyatların aşırı oynamaması için üretim planlaması ve taban fiyat uygulamasına geçilebilir. Temel ürünleri halkın rahatça almasını istiyorsak üreticinin desteklenmesi lazım. Aksi halde maliyetlerden ve fiyat değişkenliğinden zarar gören üretici gelecek yıl üretmek istemiyor, nihayetinde tüketici de zarar görüyor. Çok değil, yazlık kışlık belli ürünlerde 8-10 üründe, halkın alım gücü olmasını istiyorsak mutlaka üreticinin desteklenmesi lazım, ama fiyatlar da ona göre istikrarlı seviyede olmalı. Memlekette vatandaşın soğan-patatesi kaça yemesini istiyorsak ona göre üretimden tüketime planlama yapılmalı.”

ÜRETİCİNİN ENDİŞESİ OLMAMALI

Yükselen girdi maliyetleri nedeniyle üreticinin zor durumda olduğuna dikkat çeken Tavşan, “Üretici risk alıyor ve bu riski karşılayacak garantisi yok. Üreticinin yarından; bu ürünümü satabilir miyim satamaz mıyım endişesi olmamalı. Bakın bu yıl soğan uzun süre 1.5 liradan satıldı. Bu olamaz, ürünün en bol olduğu zamanda bile böyle bir fiyat olamaz, 5-6 liradan aşağıya olmaması lazım. Elma bu sene 5-7 lira aralığında satıldı. Bunu üreticiden 1-1.5 liraya dalında alsanız 3-4 lira masrafı var. Ama patlıcan, biber 40 liraya satılıyorsa Ticaret Bakanlığı, üreticiden rafa nerede sıkıntı varsa izlesin, denetlesin. Ama ürün çok az ve talep yüksekse, üreticinin ürünü fiyat bulmuşsa buna da diyecek sözümüz olmamalı Türkiye’nin üretiminin 10 binlerce mağazaya sahip 5-6 tane market grubuna bırakılması doğru değil. İddia ederek söylüyorum yarın üretimi ele geçirebilirler. Bizim 60 milyon tona yakın sebze-meyve üretimimiz var, bunun yüzde 95’i küçük üretici. Bunlar ürününü pazarlamada sıkıntıya düşebilir” şeklinde konuştu.