‘Türkiye, İtalya ve ABD Ticaret, Yatırımlar ve Tahkim Paneli’nde her üç ülkedeki yatırım potansiyeli, iş fırsatları, hukuki süreçler ve uyuşmazlık konuları ele alındı. İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Giorgio Marrapodi, “İtalya ve Türkiye’nin güçlü ilişkileri Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanıyor. Geçtiğimiz yüzyıllarda da bu ilişkiler giderek arttı. Floransalı ve Osmanlı bankacılarının birlikte çalışmaları, Roma ve İstanbul’un yüzyıllar süren aktif ticaretleri bugün halen devam ediyor. Türkiye’nin stratejik gücüne, potansiyeline Avrupa için önemine ve İtalya ile yakın ilişkilerinin geleceğine inanıyorum. Türkiye yüksek bir genç nüfusa sahip ve eğitime oldukça yatırım yapan bir ülke. Ayrıca Avrupa’nın Ortadoğu’ya açılan kapısı. Kişisel ilişkiler ve yüzyıllar sürecek köprüler kurmak çok önemli. Türkiye’nin konumu ve önemi dünya ile her zaman güçlü ekonomik ve politik bağları olacağının göstergesi. Enerji ve telekomünikasyon gibi uluslararası ticaret ve iletişim araçlarının önemi gün geçtikçe artıyor. Şirketlerimize makro ekonomik inisiyatifler sağlamalıyız. Yatırımcılara sorunlarını çözebilmek adına efektif araçlar vermeliyiz” dedi.

“TÜRKİYE AB ÜYESİ OLSAYDI BİRLİĞİN EN BÜYÜK ÜÇÜNCÜ ÜRETİM MERKEZİ OLURDU”

İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Başkanı Livio Manzini ise Türkiye ile İtalya arasındaki karşılıklı ticaret hacminin 23 milyar seviyesine yükselmesine vurgu yaptı. “Türkiye AB üyesi bir ülke olsaydı birliğin en büyük üçüncü üretim merkezi olurdu” diyen Manzini şöyle konuştu: “Türkiye ve İtalya ile ikili ticaret 23 milyar dolar ile rekor kırdı. Avrupa Birliği ile ilgili ticaret hacmi ise yüzde 25 arttı. Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yüzde 36’sına tekabül ediyor. Yatırıma da bakmamız gerekiyor. Pandemi her ne kadar zarar vermiş olsa da dış yatırımın Türkiye’ye girişi iyi noktalara ulaştı. İtalya 5 milyara yakın sanayi yatırımı ile Türkiye’deki yabancı ülke yatırımlarında üçüncü sıraya ulaştı. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa da Çin’den kopmak istiyor. Çin’e bağlılık endişe verici boyutlara ulaştı ve tedarik zincirlerinin pandemi ile zarar görmesiyle yakın coğrafyalardan ticaret isteği arttı. Odaklanmamız gereken nokta ABD ve AB. Burası bir üretim üssü olduğuna göre diğer potansiyel ülkelere de beraberinde gidilebilir. Bunların başında Afrika, Ortadoğu, Irak, Azerbaycan yer alıyor. Türkiye büyük bir üretim noktası haline geldi. Şu anda Avrupa’nın en büyük üretim merkezi Almanya. İkinci olarak ise İtalya geliyor. Türkiye Avrupa Birliği üyesi olsaydı bu sıralamadaki üçüncü ülke olurdu. Toprağı, insanı ve sanayi alt yapısı buna müsait. Yeter ki yabancı yatırımcının önünü görebileceği bir ortam oluşturulsun”.

“ÜRETİM VE LOJİSTİKTE BÖLGENİN MERKEZİ OLMA YOLUNDA İLERLİYORUZ”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu da, İtalya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin dengede seyrettiğini söyledi. Dağlıoğlu, “Türkiye’nin uzun dönem ekonomik başarısı ve uluslararası tedarik zincirine dahili söz konusu. Endüstriyel sektörü, kimya sektörü, yeme içme sektörü gibi birçok sektör dünya ticareti ile senkronize bir şekilde işliyor. Amazon’un Türkiye’ye yaptığı 100 milyon dolarlık yatırımı buna bir örnek. Bu durum Türkiye’nin lojistik ve üretim noktası olarak bölgede güç merkezi olmaya doğru ilerlediğini açık ve net bir şekilde gösteriyor. Finansal yatırımcılar da artmakta. Start-up firmaları da uluslararası devlerden yatırım çekmeye ve Türk teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.