Antalya’da Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında düzenlenen ‘Enerji Arz Güvenliğinde Yeni Nesil Termik Santrallerin Önemi’ başlıklı oturumda dünyada ve Türkiye’de kömür santrallerinin durumu ve geleceği masaya yatırıldı. Gazeteci Şeref Oğuz’un moderatörlüğünde düzenlenen panele EÜAŞ Genel Müdür Yardımcısı Feti Erbaş, Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Başkanı Cem Aşık, YK Enerji Genel Müdürü M. Serhat Dinç ve İSKEN Genel Müdürü Sırrı Uyanık katıldı. KOVİD-19 salgını ve sonrasında başlayan Rusya-Ukrayna savaşının enerji maliyetlerini ciddi bir biçimde artırdığını, tüm dünyanın enerji sorunu yaşamaya başladığını belirten EÜAŞ Genel Müdür Yardımcısı Feti Erbaş, Türkiye’nin aldığı önlemler ve devletin uyguladığı sübvansiyonlarla bu maliyetlerin önemli bir bölümünün vatandaşa yansıtılmadığını söyledi.

‘YERLİ KAYNAKLARIMIZIN POTANSİYELİNİ KULLANACAĞIZ’

EÜAŞ’ın da bu sübvansiyonlarda önemli bir rol oynadığını ve 2023 bütçesinde 145 milyar TL’lik bir destek aldığını belirten Erbaş, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez’in de konuşmasında belirttiği gibi, hedefimiz 5 yıl içinde enerji üretimindeki yerli kaynakların payını yüzde 50’ye ulaştırmak. Bunun için önce yerli kaynaklarımızın potansiyelini kullanacağız. Ardından da yeni teknolojilere yatırım yapacağız. Örneğin enerji depolamayla ilgili olarak EPDK’ya 44 bin MW’lık bir başvuru yapıldı, bu da özel sektörde bir iştah olduğunu gösteriyor” dedi.
 
‘HEM MADENCİLİK HEM ZEYTİNCİLİK YAPIYORUZ’

Dünyada şu anda tamamen çevreye zararsız denebilecek bir enerji üretim yöntemi olmadığını belirten YK Enerji Genel Müdürü M. Serhat Dinç ise rehabilitasyon çalışmaları ile termik santrallerin hem daha çevreci hem de verimli hale gelmesinin mümkün olduğunu belirtti. Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri’nde başlatılan rehabilitasyon ve verimlilik çalışmalarıyla birlikte Avrupa Birliği değerlerinin altına indiklerini belirten Dinç, “Santrallerimizde rehabilitasyona başlamadan önce uyguladığımız verimlilik çalışmalarıyla neredeyse 50 MW’lık bir HES’in ürettiği elektrik kadar üretimi artırdık. Ayrıca yaptığımız 280 milyon euroluk rehabilitasyonun ardından da artık hem aynı kömürden çok daha fazla elektrik üretimi yapabiliyoruz hem de baca gazı ve emisyonlarda Avrupa Birliği standartlarının altına inmeyi başardık. Maden sahalarımızı da rehabilite edip yeniden tarıma ve ormana kazandırıyoruz. Örneğin şu anda 22 bin 100 zeytin ağacımız ve yılda 40 ton zeytin elde ediyoruz. Bu madencilik ve tarımın bir arada yapılabileceğinin çok önemli bir örneği” ifadelerini kullandı.

‘GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ‘KÖMÜRDEN ÇIK’ DİYEN BATI, KÖMÜRE DÖNÜYOR’

Enerji krizinin Rusya-Ukrayna savaşından önce de yaşandığını belirten İSKEN Genel Müdürü Sırrı Uyanık da konuşmasında dünyada kömürün hala çok önemli olduğunu ancak fiyatların giderek arttığını ve tedarik sorunu yaşandığını belirtti. Piyasadaki oynaklığın sürdüğünü Batılı ülkelerin gelişmekte olan ülkelere kömürden çıkış baskısı yaptığını söyleyen Uyanık, “Ancak kendileri kömüre dönüyor yani ‘siz kömürden çıkın, sizin kömürünüzü biz kullanalım’ diyorlar. Kömür eskiden kraldı yeniden krallığını kazandı” dedi. Dünyada kömürle ilgili çok önemli teknolojik gelişmeler olduğunu belirten Uyanık, Türkiye’deki yerli ve ithal kömür santrallerinin de bu teknolojilere uygulayarak hem daha verimli hem de çok daha çevreci üretim yapabileceğini belirtti.

‘ÇOK ÖNEMLİ BİR KÖMÜR REZERVİMİZ SÖZ KONUSU’

Kömürden elektrik üretiminin dünyada önemli bir paya sahip olduğunu söyleyen EÜD Başkanı Cem Aşık ise şu anda 79 ülke kömürden elektrik üretiyor, toplamda 2 bin 100 GW’lık bir kömür potansiyeli olduğunu ve dünya çapında 2 bin 400 santral üretim yaptığını belirterek, “Türkiye’de ise toplam üretim portföyünde kömürün payı yüzde 20’lerde ve hala çok önemli bir kömür rezervimiz söz konusu, bu miktarında önemli bir bölümü elektrik üretiminde kullanılıyor” bilgisini verdi.

‘KÖMÜR, TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIĞINI DÜŞÜRMEDE ÖNEMLİ BİR ROLE SAHİP’

Şu anda birçok ülkenin kriz nedeniyle özellikle doğal gaza bağımlılığı azaltmak için kömür santrallerinin üretimini artırdığını, devreden çıkarılan santrallerin yeniden çalıştırılmaya başlandığını söyleyen Aşık, şöyle devam etti: “Farklı ülkelerde yeni santraller yapıldığını görüyoruz. Türkiye’de özellikle cari açığın azaltılması noktasında kömürün büyük bir önemi var. Ancak santraller mevzuat nedeniyle bazı zorluklar yaşıyor. Şu anki koşullar nedeniyle yeni santral yapımı oldukça maliyetli ama var olan santrallerin hayatını sürdürmesi gerekiyor. Elimizdeki santrallerin sürdürülebilirliğin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yeni santral yapma macerasıyla uğraşmak yerine, var olan santrallerin sorunlarını çözerek, dönüşümlerini sağlayarak üretime devam etmeleri ülkemiz açısından çok önemli. Termik santrallerin teknolojileri konusunda önemli gelişmeler yaşanıyor, bunları uygulamamız hem kamuoyu algısı hem de mevzuat açısından kritik bir role sahip.”