Selenay YAĞCI / İSTANBUL

Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda hızla büyüyen, COVID-19 salgınıyla birlikte rekor seviyelere ulaşan e-ticarette kurallar yeniden belirleniyor. Ticaret Bakanlığı’nın haksız rekabeti engelleme gerekçesiyle hazırladığı yeni yasanın devamında rekabet kanunu adımı geldi. Sektör, yasanın devamı niteliğinde olan Rekabet Kanunu değişikliğine büyümeyi frenleyecek adım gözüyle bakıyor. Ayrıca sektör, son yıllarda sektöre giren yabancı yatırımlarının önünü kapatıp, kaçıracağı için kanuna itiraz ediyor. Ayrıca e-ticaret şirketlerinin değerlemelerini düşüreceğini de savunuyor.

Dünyada dijital rekabetin arttığı trend olduğunu Amerika’da da Çin’de de rekabet kuralları sıkılaştığını belirten sektör temsilcileri, ancak bunun dikkatli yapılması gerektiğini savunuyor. Sektör, e-ticaret yasasındaki ‘dudak uçuklatan’ lisans bedellerinin şokunu atlatamadan bir adım daha gelmesinin e-ticaretin öngörülebilirliğini zedelediği ve sektörün büyümesini etkileyeceğini ekledi. Bu Rekabet Kanunu değişikliğinden sonra e-ticaret sektörü yoğun bir denetim ve baskın bekliyor. Yerli şirketler de yurtdışı atılımlarını hızlandırıp yatırımlarıyla yurtdışına kaçabilir. Satıcılar yani KOBİ’ler tarafında pazar yerlerinin algısı düşerek, Tiktok, Instagram gibi alanlara kayma yaşanabilir.

Yatırımcıları korkuttu

E-ticaret sektör temsilcileri Rekabet Kanunu değişikliği DÜNYA’ya değerlendirdi: “Türkiye, orantısız regülasyon riskinin yüksek olduğunu göstermiş oldu. Bu da yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan yatırımlarını sorgulamasına neden oldu. Yatırım yapıldıktan sonra oyunun kuralları tepetaklak olursa, özellikle bir şirketi hedef alıyormuş gibi görünürse Türkiye e-ticaret için yatırım riski olan bir ülke olarak görülür. Oysa tüm dünyada belli olgunluğa erişen e-ticaret için Türkiye’de çok potansiyel var. Bu büyüme potansiyelini olumsuz etkileyecek. Özünde bakacak olursak, Rekabet Kanunu değişikliği e-ticaret kanunun devamı niteliğinde. Kamu otoritesi duruma Rekabet Kurumunu da dahil ediyor. Ancak tanımları Ticaret Bakanlığı mı, Rekabet Kurumu mu belirliyor, anlaşılmıyor.

Tanımları kim belirleyecek?

Rekabet sektörünün bu adımı e-ticaretin dinamosu pazar yerlerine ‘benimle müzakere etmek zorundasınız’ diyor. Yıllık gelirleri ve kullanıcı sayılarına bakılarak, önemli pazar gücüne sahip teşebbüsler tespit edilecek. Bu tespit, daha sonra çıkarılacak bir tebliğe göre yapılacak. “Büyüklük” kriterine dahil olan işletmeler daha sıkı kurallarla denetlenecek. Büyüklük tanımını Rekabet Kurumu mu, yapacak yoksa Ticaret Bakanlığı mı yapacak burada sektörün kafası bir karıştı.

Hızlı teslimata bir darbe

En çarpıcı kısım reklam veren yayıncı arasındaki para ilişkisinin bildirilmesi. Büyük pazar payına sahip şirketler, kamuya açık olmayan verileri, ticari kullanıcılarla rekabet ederken kullanamayacak maddesi Google gibi şirketlerin hedef kitlesi reklamlarını bile etkileyebilir. E-ticaretteki büyük şirketler, kullanıcılara sundukları ürünleri, kendilerince sunulan kargo gibi başka hizmetlere bağlı hale getiremeyecek maddesi ise e-ticaretin en önemli problemlerinden biri olan hızlı teslimata bir darbe vurabilir.”

Süper App’lere darbe

Sektör, yasanın da Rekabet Kanunundaki değişikliğin de aslında tüm dünyada yayılan Süper App trendine karşı bir adım olarak düşünüyor. Süper App ’lerin önünü kesecek. Kullanıcı sayısı yüksek, yüksek tüketici trafi ğini edinmiş platformların, hizmet alanlarını genişleterek başka sektörlere girmesi hızlanmıştı. Büyük platformlar girdiği her sektörde, müşteri tarafında bilinirliğinin yüksek olması sebebiyle de başarılı oluyor. Bu da girişimcilik ekosisteminin önünü açabilir. Girişimciler, büyük platformlar bu işe girerse endişesini daha az hissedebilir.