Hüseyin GÖKÇE

Son üç yıllık Yİ-ÜFE’nin yüzde 142 seviyesinde çıkması, işletmelerin finansal tablolarını ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplamasına karşılık gelen enflasyon muhasebesini zorunlu hale getirdi. Ancak VUK mükerrer 298’inci maddesinde böyle bir zorunluluk bulunmasına rağmen, uygulamanın ertelenmesi seçeneğinin de henüz ortadan kalkmadığı kaydediliyor. Eğer erteleme yapılmazsa bundan sonraki süreçte maliye bürokrasisi ile mali müşavirler, YMM’ler ve muhasebeciler yoğun bir çalışma temposuna girecekler.

Enflasyon muhasebesi ilk kez ve sadece 2001 krizinin ardından 2003 yılında uygulanmıştı. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı’nın önümüzdeki dönemde enflasyon muhasebesinin nasıl yapılacağına ilişkin uygulama tebliği çıkarması gerekiyor. Amortismanın artırılmış değer üzerinden mi eski değer üzerinden mi hesaplanacağı ve düzeltme sonucu ortaya çıkacak kâr veya zararın vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı sorularının da bu tebliğde açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç var.

Dönem kâr-zararı ya artacak, ya da azalacak

İlk kez 2001 krizinin ardından yasal altyapısı oluşturulan ve firmalara, işletmelere, finansal tablolarını ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanma imkanı veren ‘enflasyon muhasebesi (düzeltmesi) uygulaması, erteleme olmazsa 17 yıl aradan sonra yeniden uygulanacak. VUK mükerrer 292’nci maddeye göre enflasyon muhasebesine geçiş için, Yİ-ÜFE’nin içinde bulunulan yıl yüzde 10 ve son 3 hesap döneminde toplam yüzde 100’ün üzerinde olması gerekiyor. 2021 yılında yüzde 79.89 olan YİÜFE artışı son üç yılda ise yüzde 142’yi geçti. Bu durumda ilgili madde uyarınca kapsama giren mükellefl er, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tablolarını düzenleyerek enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olacaklar.

Enflasyon muhasebesinin sahip olduğu parasal ve parasal olmayan kalemlerin bilanço içindeki dağılımına göre daha az veya daha fazla vergi ödenmesine yol açabileceğini söyleyen TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, sistemin işleyişine yönelik teknik bilgiler verdi. DÜNYA’ya konuşan Kartaloğlu, “İşletmelerin bilançolarının aktifinde ve pasifinde yer alan parasal olmayan kıymetleri düzeltme katsayısı ile çarpılıp düzeltme işlemi tamamlandıktan sonra Enflasyon Düzeltme Hesabının bakiyesi, Dönem Kar/Zarar Hesabına devredilerek kapatılacak ve verilen bakiye türüne göre işletmenin dönem kar ya da zararı artacak ya da azalacaktır” ifadelerini kullandı.

Amortismana tabi kıymet satılınca ne olacak?

2021 yılına ilişkin yapılacak olan düzeltme işlemlerinin şirketlerin 2021 vergi matrahlarını etkilememesi gerektiğini ifade eden Emre Kartaloğlu, “Elbette 2021 yılı sonunda yapılması gereken düzletme sonrası oluşan bakiye tutarlar 2022 yılının açılış kayıtları olacak, 2022 yılı amortismanları bir önceki yıl düzeltilerek gelen tutarlar üzerinden ayrılacak, düzeltilen amortismana tabi iktisadi kıymetler satıldığında enflasyon fark hesapları ve maliyet addolunacak ve satış kar zararları buna göre belirlenecek” diye konuştu Kartaloğlu, özsermaye yoğun çalışan ve sahip olduğu bu sermayesini parasal kalemlere yatıran bir işletmenin enflasyon düzeltmesi sonrası dönem kârının azalacağını ya da dönem zararının artacağını çünkü işletme sermayesinin enflasyon karşısında eridiğini söyledi.

“2021 yılında uygulanmaması değerlendirilmeli”

Enflasyon muhasebesine geçilip geçilmemesine ilişkin tartışmaların yersiz olduğunu söyleyen Kartaloğlu, “Açıklanan endeks rakamları uyarınca enflasyon muhasebesine geçilmiştir ve geçilmelidir de. Asıl olan finansal tabloların olabildiğince gerçeği yansıtmalarının sağlanması ve enflasyonun finansal tablolar üzerindeki etkisinin ortadan kaldırılarak vergi matrahının doğru bir şekilde kavranmasıdır” dedi.
Burada asıl üzerinde durulması gereken 17 yıldır uygulanmayan enflasyon düzeltmesinin belirsizlikleri olduğuna dikkat çeken Kartaloğlu, bazı mükellefl erin yüzde 2 oranında vergiyi ödememek için VUK geçici 31’inci maddesindeki düzeltme hükümlerinden yararlanmayı ertelediklerini söyledi.

“Hangi dönemde başlayacağı soru işareti”

E. Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Bülent Taş, uzun süre sonra enflasyon düzeltmesi uygulamasının tereddütlerle beraber başladığını söyledi. Düzeltmenin hangi döneme uygulanarak başlayacağının soru işareti olduğunu dile getiren Taş vergialgi.net internet sitesindeki yazısında, “Eğer 2021 yılı hesapları düzeltmeye tabi tutulacak ise düzeltme sonucu oluşan bir kâr veya zararın 2021 yılına atfedilecek kısmının 2021 yılı vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı ve eğer 2021 yılı hesapları düzeltmeye tabi tutulacaksa sabit kıymetlerin 2021 yılında düzeltme sonucu artan değerleri üzerinden mi yoksa düzelte öncesi değerleri üzerinden mi amortismana tabi tutulacağı tereddütlerin özünü oluşturmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Mali tabloların doğru okunması için zorunlu hale geldi”

Güncel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Sezer, “Özellikle enflasyonunun yüksek olduğu dönemlerde, işletmelerin bilançolarında yer alan varlıklar gerçek değerini yansıtmamaktadır” dedi. Hâlen değer artışı karşılığı yüzde 2 vergi ödenerek değerleme yapılabildiğini söyleyen Sezer, bu maliyete katlanmak istemeyenlerin düzenlemeden yararlanamadığını bunu da tedavülde bulunan bilançoların yeknasak olmasına engel olduğunu söyledi. Sezer, “TÜRMOB haklı olarak meslek mensuplarının iş yükünü artırmamak adına ertelenmesini istiyor, bence Maliye bakanlığı da %2. Vergi gelirlerinden mahrum olmamak için enflasyon muhasebesine geçmek istemiyor. Sonuç olarak daha öncede söylediğim gibi büyük bir olasılıkla erteleme gelecek” diye konuştu.

Erteleme torba kanuna girebilir

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı bugüne kadar konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığı için enflasyon muhasebesine geçilip geçilmeyeceği henüz tam olarak netleşmedi. Yürürlükteki VUK mükerrer 298’inci maddesi şartlar oluştuğunda tüm şirketlerin enflasyon düzeltmesi yapmasını öngörüyor. Ancak TÜRMOB başta olmak üzere bazı kuruluşlar ise belirsizlikler giderilmeden uygulanamaya geçilmemesi talebinde bulunuyorlardı. Kaynaklar, önceki gün TBMM’ye sunulan kur korumalı mevduatla ilgili torba kanun teklifine böyle bir madde eklenme ihtimalinin bulunduğunu aktarıyor.