Yönetmelikler
YÖNETMELİKLER
“CE” İŞARETİ YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Ekonomi Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 23 Şubat 2012 / 28213
“CE İşareti”, dış ticaret öğretisi alanlar için adeta bir “şehir efsanesi”, dış ticaret yapanlar için ise teknik yönü ağır basan “efsane” bir konudur. Her iki kesim için bu söylediklerimiz bizce büyük oranda geçerli olmakla beraber, her konu gibi, “CE İşareti” konusu da “ilmi simya” değildir. Yani, öğrenilebilir, anlaşılabilir bir konudur. Ancak temel soru “ne kadar bilmemiz gerektiği”dir. Eğer bu konunun teknik ayrıntılarına girilirse, derinlerde boğulmak kaçınılmaz olacaktır.
Bu nedenle, “CE İşareti” konusunda temel esasları bilmek başlangıçta yeterlidir. Ancak, bu işaretin kullanılmasının gerektiği bir ürünle ilgileniyorsanız, o takdirde biraz daha bilgilenmeniz gerekecektir. Ama, hiçbir şekilde işin teknik ayrıntısına girmeniz tavsiye edilmez. Zira o iş, tamamen bir uzmanlık işidir. Uzmanından yardım alırsınız.
Bu düşünceden hareketle, kitabımız içeriğine Yönetmeliğin, “Tanımlar” başlıklı 3.maddesi de dahil ilk üç maddesini aldık.
DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU VE İŞ KONSEYLERİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Ekonomi Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 20 Eylül 2014 / 29125
Kısa adı “DEİK” olan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, 1986 yılında TOBB koordinatörlüğünde kurulmuş, takip eden süreçte, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla yüzün üzerinde ülke ile “İş Konseyleri” adı altında örgütlenmeler gerçekleştirmiştir. DEİK, aşağıda metni yer alan Yönetmelik ile 20 Eylül 2014 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı bünyesine alınmıştır.
Dış ticaretin içinde olanların bu yapılanmayla ilgilenmeleri, üye olmaları ve faaliyetlerine aktif katılım sağlamaları, kendileri açısından, yol haritalarında bulunmaları gereken bir husustur.
DIŞ TİCARETTE TEKNİK DÜZENLEMELER VE STANDARDİZASYON
YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 31 Aralık 2003 / 25333 (3.Mükerrer)
“Bakanlar Kurulu Kararları” kapsamında Teknik Düzenlemeler Kararı” için yapılan izahat bu Yönetmelik için de geçerlidir.
DOĞAL ÇİÇEK SOĞANLARININ ÜRETİMİ, DOĞADAN TOPLANMASI VE
İHRACATINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Gıda, tarım ve Hayvancılık BakanlığıEkonomi Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 19 Temmuz 2012 / 28358
Dış ticaret içinde olan herkesi ilgilendirmeyecek bu Yönetmeliği metne almamızın sebebi, ülke içi üretim dengeleri gerektirdiğinde tek bir ürün için dahi düzenlemeler yapıldığını göstermek içindir. Dış ticaret genel öğretisi alanların, sadece bu noktayı akıllarında tutmaları yeterli olacaktır. Ancak, tarım ürünleri ihracatı ile ilgilenenlerin, “örnek metin” mahiyetinde olmak üzere, Yönetmeliğe göt gezdirmelerinde fayda bulunmaktadır.
Kitabın “Tebliğler” bölümünde “Doğal Çiçek Soğanlarının 2015 Yılı İhracat Listesi Hakkında Tebliğ”, daha özel bir düzenleme niteliğindedir.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı (Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 20 Ağustos 2003 / 25205
Yönetmelik, “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1.maddede de belirtildiği üzere “5/6/2003tarihli ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamına giren konularda uygulanacak usul ve esasları belirlemek” amacıyla düzenlenmiştir.
2011 haziran ayında yapılan idari reformdan önce yabancı sermaye konusunda yetkili kurum konumundaki Hazine Müsteşarlığı, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi” amacıyla yoğun bir çalışma içinde olmuştur. Mevzuat bu paralelde eski kısıtlayıcı hükümler kaldırılarak “iyileştirilmiş” ve en önemlisi, yabancı yatırımcılarda yıllar boyunca oluşan “ekonomik ve siyasi istikrar” korkusu büyük ölçüde giderilmiş ise de, yabancıların beklentisi “bürokrasinin işleyişi” konusunda rasyonel yaklaşımlar, sürat ve yetkililerin insiyatif kullanma noktalarında yoğunlaşmaktadır.
Yabancı sermaye mevzuatının çağdaş gerekleri yerine getiren bir yapıya kavuşturulduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde, bu noktada, daha önceki bölümlerde vurguladığımız “mevzuat” ve “uygulayıcıların rolü” hususu önem kazanmaktadır.
Yabancı sermaye yatırımları konusunda son yıllardaki en önemli adım, hiç şüphesiz ki, 2006 yılında kurulan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın devreye sokulması olmuştur. Bu Ajansın, yabancı sermaye yatırımları konusundaki yetkilerin Hazine Müsteşarlığı’ndan Ekonomi Bakanlığı’na devredilmesiyle, bu Bakanlıkla da uyum içinde çalışmaya devam etmesiyle, ülkemizdeki yabancı sermaye yatırımlarının olması gereken seviyelere çıkması mümkün olabilecektir.
GÜMRÜK VE TİCARET KONSEYİ YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 22 Haziran 2012 / 28331
Dış ticaret konusunda, Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın aynı çatı altında bir araya getirilmesi konusu, Vakfımızın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum örgütü ve meslek kuruluşunun ortak fikridir.
Bu gerek, her geçen gün kendisini daha fazla hissettirmektedir. Bu gereğin bir göstergesi de, aşağıda metnini verdiğimiz Yönetmeliktir.
Yönetmelik bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Ekonomi Bakanlığı’nın yetki alanı ile çatışmalar muhakkak bulunacaktır. Bu tür çatışmalar, hukuki yorumlarla kağıt üzerinde, başka bir ifadeyle önümüzdeki yazılı mevzuat metni içinde bertaraf edilebilecek ise de, teorideki bu bertaraf etme hali uygulamada gerçekleşemeyecektir.
Bu bakımdan, yapılacak ilk idari reformda bu iki teşkilatın birleştirilmesi, “idari çekişme” veya “yetki karmaşası” olarak terimlendirilebilecek durumu ortadan kaldıracaktır.
Bunlar yanında Konsey’in üye yapısına bakıldığında hantallığa yatkın olduğu, görevlerine bakıldığında da, yaptırım gücü olmayan “istişari” (danışma niteliğinde) kararlar alabileceği görülmektedir. Konseyin bu yapısının, iş akışında gecikmelere sebebiyet vermemesi, uygulamacıların dikkatle değerlendirmesi gereken bir husustur.
GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 10 Ocak 2013 / 28524
“Gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması”. Bu ibare, gümrük işlemlerinin karmaşık bir yapıya sahip olduğunun açık bir ifadesidir. Hatta”işlerin zorluğu” bağlamında resmi bir itiraf niteliğindedir.
Gümrük mevzuatı, dış ticaret içindeki en hacimli ve ayrıntılı düzenlemeleri bünyesinde barındırmaktadır. Uygulamanın da buna paralel olarak son derece karmaşık olması doğaldır. Bu nedenle de, gümrük işlemlerinin, kelimenin tam anlamıyla “kolaylaştırılması”, özellikle ihtiyaç duyulan bir olgudur.
Oldukça uzun bir metin olan “Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği”, diğer bazı mevzuat metinlerinde de yaptığımız gibi kitabımız içeriğine, deyim yerindeyse “kısa versiyon” olarak alınmıştır. Önemli olan, ilgililerin böyle bir düzenlemenin farkında olmasını sağlamaktır. Esasen “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. Maddeden, bu Yönetmeliğin neleri düzenlediği özet olarak anlaşılmaktadır. Sadece başlıklarını verebildiğimiz “Kısım” ve “Bölüm”ler dikkatlice okunduğunda Yönetmeliğin “kolaylaştırma” sağladığı alanlar okuyucu tarafından deşifre edilmiş olacaktır.
Bu Yönetmelik de, gümrük mevzuatına ilişkin diğer metinler gibi “Ek Yoğun” bir düzenlemedir. Sıralamalı olarak 21 eki bulunsa da, bazı ekleri, örneğin Ek.3 A, Ek.3 B … gibi “alt eklerle” 50’ye yakın bir hacim tutmaktadır.
GÜMRÜK YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Gümrük Müsteşarlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 7 Ekim 2009 / 27369 (Mükerrer)
Gümrük Yönetmeliği, dış ticaretle uğraşan herkesin, deyim yerindeyse “masa üstü kitabı” olmalıdır. Gümrük Kanunu’nda ana düzenlemeleri yapılan ve ilkeleri belirtilen hususların açılımı bu Yönetmelikte yer almaktadır. Başından sonuna kadar bir malın ülkeye girişi ve ülkeden çıkışı, adeta adım adım bu Yönetmelikte kurgulanmaktadır.
Gümrük Yönetmeliği bir yandan gümrük işlemlerindeki yöntem konusunda birincil öncelikli kaynak olma niteliğine sahipken, öte yandan, dış ticaretçiler için de çok önemli bir “terminolojik sözlük” mahiyetindedir. Öğrencilerimizin, bu Yönetmeliği, kavramların açılımı için de bir başvuru kaynağı olarak görmeleri ve böyle değerlendirmeleri gerekmektedir.
Bu son Gümrük Yönetmeliği, 2002’de yürülüğe giren ve 756 madde içeren Yönetmeliği yürülükten kaldırmış olup, toplam madde sayısı 589’a indirilmiştir. Bu yönü itibariyle de, düz bir mantıkla, yeni Yönetmeliğin uygulamayı ve dolayısıyla bürokrasiyi azaltan ve uygulayıcılara daha fazla insiyatif kullanma olanağı sağlayan bir yapıda olduğunu söylemek mümkündür.
Son olarak ifade etmek gereken husus, bu Yönetmeliğin, belki de en “ek” barındıran mevzuat olduğudur. Bu nedenle, kitabımıza bu “Ek Listesi”ni de almayı uygun gördük. Zira, sadece listeye göz gezdirmek bile, 82 adet ekin, dış ticaret olgusunun hacmini göstermeye yeteceğini düşünmekteyiz. Ancak, bu büyük hacimli listeden asıl çıkarılacak sonuç, ihracat ve ithalat yapanların belge düzeni açısından ne kadar dikkatli olmaları gerektiğidir.
GÜMRÜK UZLAŞMA YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 27 Ağustos 2011 / 28038
“Ödenmesi gereken vergi ve cezaların miktarı konusunda mükellefler ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların mükellef ve idare arasında mutabakat sağlanarak yargı süreci işletilmeksizin giderilmesi” şeklinde tanımlanabilecek uzlaşma müessesesi, Vergi Usul Kanunu kapsamında bulunan vergilerle ilgili olarak 1961 yılından beri uygulanmakta olmasına karşın, gümrük idaresi tarafından yönetilen vergiler ve cezalar bakımından ilgili olarak benzer bir uygulama bulunmamaktaydı.
Zaman içinde bir taraftan ülke ekonomisinin giderek daha fazla dışa açılmasının bir sonucu olarak gümrük işlemlerinin artışına bağlı bir şekilde uyuşmazlıkların sayısının ve bundan bağımsız olarak uyuşmazlık maliyetinin (yargı giderlerinin) önemli ölçüde artması, gümrük idaresini alternatif uyuşmazlık giderme mekanizmaları arayışına yöneltmiştir.
Gümrük uyuşmazlıklarında Ocak 2011 tarihi itibariyle ceza davası sayısı 66.583 ve idari dava sayısı 48.554 adettir. Davaların sonuçlarıyla ilgili istatistikler her yüz idari davadan nihai olarak yalnızca % 22’sinin idare lehine sonuçlandığını göstermektedir.
Dava sebebiyle her iki tarafın katlandığı maddi zararlar bir tarafa, dava sonucu ile ilgili belirsizlik bile başlı başına yükümlünün faaliyetleriyle ilgili önemli bir risk faktörü yaratmaktadır. Bu sebeple uyuşmazlığın yargı sürecine götürülmeden uzlaşma yoluyla giderilmesinde müşterek menfaat bulunmaktadır.
Bu ihtiyacın bir sonucu olarak, 13.2.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Kanununa eklenen 6111 sayılı Kanunla değişik 244 üncü madde ile gümrük mevzuatına “uzlaşma” müessesesi dahil edilmiştir. 27 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği” ile de uzlaşmanın kapsamı, Uzlaşma Komisyonlarının kimlerden oluşacağı, yetkileri, uzlaşmaya konu olacak vergilerin neler olduğu, yine uzlaşmaya konu olamayacak cezaların neler olduğu, uzlaşma prosedürü ve uzlaşmanın sonuçlarına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Bu yeni düzenlemenin, gümrük işlemlerinde çağdaşlaşma ve rasyonelleşmenin de temel taşlarından biri olarak görülmesi gerekmektedir.
İHRACAT YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 6 Haziran 2006 / 26190
İhracat olgusunun en popüler “mevzuatı” konumunda bulunan “İhracat Yönetmeliği”, içindeki tanımları, ihracat türleri, teknik ifadeleri itibariyle, ihracatı öğrenmeye başlayan ve ihracatın içinde olanların öncelikle öğrenmeleri ve incelemeleri gereken bir metin mahiyetindedir. Bu özelliği itibariyle de bu metine, bir “İhracata Giriş” notu olarak bakmak da mümkün bulunmaktadır.
Yönetmelik çok ayrıntılı bir biçimde düzenlenmemiş olduğu için, okunması ve anlaşılması kolay bir mevzuat niteliği taşımaktadır. Son olarak tek metin halinde 1996 yılında yayımlanan bu Yönetmelik, şartlar ve gelişmeler gerektirdiğinde, yapılan “Madde Değişiklikleriyle” güncel hale getirilmektedir.
Özellikle, Yönetmeliğin 4.maddesindeki tanımların dikkatle okunması, ihracat terminolojisindeki önemli kavramların daha iyi anlaşılabilmesi bakımından, tavsiyeye şayandır.
Türk Parası Kıymetini Koruma mevzuatında, ihracat bedeli dövizlerin yurda getirilme sürelerine ilişkin maddenin yürürlükten kaldırılması ve kambiyo mevzuatına “İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir” şeklindeki yeni prensibin konulmasını takiben (Şubat 2008), İhracat Yönetmeliği’ndeki transit ticaret, takas ve bağlı muamele ve kredili ihracat ile ilgili hükümlerde de paralel düzenlemeler yapılmış ve bu işlemler uygulanmasına ilişkin münferit Tebliğler de yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmeliği yayımlayam kurum olarak Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı olarak görülmekle beraber, Haziran 2011 tarihinden itibaren, bu makam tarafından çıkarılan tüm Yönetmelik ve Tebliğler Ekonomi Bakanlığı tarafından revize edilecektir.
İHRACATA YÖNELİK DEVLET YARDIMLARI KAPSAMINDA
DESTEKLEME VE FİYAT İSTİKRAR FONUNDAN YAPILAN
ÖDEMELERE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı
bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 19 Mart 2011 / 27879
“İhracatta Devlet Yardımları” konsepti, uygulamaya girdiği 1995 yılından bu yana, ihracatın teşviki açısından en önemli konulardan biri olmuş ve bu konumuna paralel olarak da uygulamada yapılan çeşitli düzenlemeler ve revizyonlarla, akılcı bir baza oturtulmaya çalışılmıştır.
Bu düzenlemeler arasında aşağıdaki Yönetmeliğin özel bir yeri bulunmaktadır. Zira uygulamaya başlandığından beri, özellikle “ödeme” konusunda kurumlararasında lüzümsuz yazışmalara ve sıkıntılara sebep olan “yöntem”, bu Yönetmelikle akılcı bir baza oturtulmuş gözükmektedir. Tabii, zaman zaman vurguladığımız gibi, Yönetmeliğin akılcı olarak hazırlanması kadar, uygulayıcıların da akılcı yaklaşım ve yorumlar yapması, bu Yönetmeliğin sağlıkla tatbiki açısından son derece önemlidir.
“Akılcılık” bağlamında Yönetmeliğin amaç maddesi önemlidir. Amaç, “Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan yapılan ihracata yönelik devlet yardımlarının harcanmasına ilişkin iş ve işlemlerin, belgelendirilmesi, muhasebeleştirilmesi, belgelerin muhafazası ve ibrazı, raporlanması, kontrolü ile Türkiye İhracatçılar Meclisi, İhracatçı Birlikleri, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ile Ekonomi Bakanlığı tarafından görevlendirilen ilgili diğer kurum ve kuruluşların denetimine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” şeklinde ifade edilmektedir.
Öğrencilerimiz açısından vurgulamak istediğimiz husus, bu mevzuat parçasının, dış ticaret öğretisi açısından birincil derecede değil, ancak “destek mevzuat” olaral algılanması gereğidir. Bu Yönetmelik, esas itibariyle, Yönetmelikte kendilerine görev ve sorumluluk verilmiş olan Kurumların ana mevzuat metinlerinden biridir.
İHRACATTA KOTA VE TARİFE KONTENJANI BELİRLENMESİ VE
İDARESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 18 Ekim 1996 / 22791
Kitabın “Bakanlar Kurulu Kararnameleri” kısmının 6 numaralı bölümündeki “İhracatta Kota ve Tarife Kontenjanı Belirlenmesi ve İdaresine İlişkin Karar” ile ilgili olarak ifade edilen hususlar bu Yönetmelik için de geçerlidir. Bir dönem, özellikle tekstil ve konfeksiyon ihracatçılarımızı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bürokratları ile İhracatçı Birlikleri çalışanlarını çok meşgul eden “kota dağıtım ve izlenmesinin idaresi” şeklinde özetlenebilecek konuya, en azından Yönetmelikte yer alan hususlar itibariyle göz atmanın, sık sık vurguladığımız “Dış Ticaret Genel Kültürü” açısından önemi büyüktür.
İKİ TARAFLI MENŞE KÜMÜLASYON SİSTEMİ KAPSAMI TİCARETTE
EŞYANIN TERCİHLİ MENŞEİNİN TESPİTİ HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Gümrük Müsteşarlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 19 Temmuz 2009 / 27293
Uluslararası ticarette “eşyanın menşei”, özellikle son yirmi yıl içinde önemli bir konu haline gelmiştir. Zira, uluslararası ticarette artık, bir ülkeden alınan bir ürün bir başka ülkede işleme tabi tutulmakta ve bir başka ülkeye ihraç edilmekte veya ham madde veya yarı mamul olarak ithal edilen ürünler nihai mamul haline getirilerek üçüncü ülkelere gönderilmektedir. Bu trafik içinde, alıcı ülkelerin, sözleşmelerle bağlı bulundukları ekonomik grupların koydukları kuralların veya ulusal kural ve uygulamalarının bir gereği olarak ve haklı nedenlerle “ürünün menşei” konusunda talepleri gündeme gelmektedir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız (düzenlemenin yapıldığı tarihte Gümrük Müsteşarlığı) işte bu gereklere paralel olarak bir yandan, ikili ilişkiler boyutunda,
“İki Taraflı Menşe Kümülasyon Sistemi Kapsamı Ticarette Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik”
öte yandan, çok taraflı ilişkiler boyutunda da,
“Pan Avrupa Akdeniz Menşe Kümülasyon Sistemi Kapsamı Ticarette Eşyanın Tercihli
Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik”
büzenlemeleriyle bu karmaşık konuya mevzuat düzenlemesi getirerek, usul ve esasları belirlemiştir.
Konu çok teknik ve deşifre edilmeye ihtiyaç gösteren bir yapıda olmakla beraber, kitabımızda çeşitli vesilelerle vurguladığımız üzere, bir dış ticaretçinin, bu tür düzenlemelerin varlığından, en azından “haberdar” olması gerekir düşüncesindeyiz.
İTHALAT YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 31 Aralık 1995 / 22510 (Mükerrer)
“Bakanlar Kurulu Kararnameleri” kapsamındaki “İthalat Rejimi Kararı” ile ilgili açıklamalarımızda ithalat rejimimizin geneli hakkında bilgi verilmiştir.
Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan İthalat Yönetmeliği, ithalat açısından, Gümrük Kanunu ve İthalat Rejimi Kararıyla birlikte en önemli mevzuat niteliğindedir. İzmir Enternasyonal Fuarı konusundaki hüküm (Madde 7), İthalat Yönetmeliği’nin en spesifik ve geleneksel maddesi olarak değerlendirilmelidir.
İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA
YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 30 Ekim 1999 / 23861
İlgili bölümlerde sıkça vurguladık, tekrarlayalım: Uluslararası ticarette haksız rekabet konusu, özellikle Çin’in dünya piyasalarında varlığını yoğun bir şekilde hissettirmeye başlamasıyla birlikte, başka bir ifadeyle 1990’lardan itibaren, ithalatçı ülkeleri en çok meşgul eden konuların başında gelmeye başlamıştır. Damping ve sübvansiyon silahı ile hücuma geçen ihracatçılara karşı, anti-damping vergisi, telafi edici önlemler, kota uygulamaları gibi karşı silahlarla yapılan mücadele, dünyada ticaret olan her yerde, esaslı mevzuat düzenlemelerine tabi tutulmaktadır.
Bu Yönetmelik, haksız rekabet konusunda, gerek usul açısından verdiği bilgi, gerekse terminoloji zenginliği olarak, tam bir “uluslararası ticarette haksız rekabet Türkiye uygulaması” dersi niteliğindedir.
Dış ticaretin içinde olan kişilerin, kendilerini gerçek bir dış ticaretçi gibi hissedebilmeleri bakımından “haksız rekabet” konusuna mutlak surette ilgi göstermek durumundadırlar. Hiç belli olmaz, bir gün işlerine yarar!
İTHALATTA KORUNMA ÖNLEMLERİ YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 8 Haziran 2004 / 25486
Uluslararası ticarette haksız rekabetten korunma konusundaki en önemli silahın anti-damping vergisi, telafi edici vergiler, kota uygulaması gibi pratikler olduğunu, bu konuyla ilgili bölümlerde vurguladık. “Sert” haksız rekabet halleri olduğu gibi, deyim yerindeyse “daha az sert” haksız rekabet halleri de söz konusu olabilmektedir. İşte ülkemiz mevzuatı, uluslararası uygulamalara paralel olarak bu durumu “İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği” ile “…bir malın benzer veya doğrudan rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan miktar ve şartlarda ithal edilmesi hali…” şeklinde 1. maddede tanımlamış ve takip eden maddelerde de uygulamanın nasıl yapılacağını kurallara bağlamıştır.
Özellikle ithalatçıların ve şüphesin ki iç piyasada üretim yapanların bilmesi gereken bir mevzuattır.
KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERİN TANIMI, NİTELİKLERİ VE SINIFLANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 18 Kasım 2005 / 25997
Bu Yönetmelikle, yaklaşık on yıldır süregelen “KOBİ Tanımı” karmaşasına son verilmiş ve ülkemiz nihayet yeknesak bir “KOBİ” sınıflandırılması ve tanımına kavuşmuştur. Bu Yönetmeliğin yayımlanmasından önce, KOBİ’lerle ilgili düzenlemeler yapan hemen hemen tüm Kurumlar birbirlerinden farklı tanımlar yapmakta, bu da uygulamada, bir Kurum için KOBİ sayılan bir işletmenin diğer bir Kurum için KOBİ olarak değerlendirilmemesi sonucunu doğurmakta, çeşitli sıkıntılar ve karışıklıklar yaşanmakta idi.
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) DESTEK
PROGRAMLARI YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : KOSGEB
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 15 Haziran 2010 / 27612
Kitabın çeşitli bölümlerinde değindiğimiz üzere, ülkemizdeki “ihracatı destekleme” uygulamaları, uzun bir süre “performansa dayalı” uygulamalar şeklinde yürütülmüştür. Bu sistem ülkemizde “ihracatta vergi iadesi” adı altında anılmıştır. Kısaca “ihracat değerinin, sektörlere göre belli oranlarının, fiili ihracat gerçekleştirildikten sonra ihracatçıya iadesi” şeklinde özetlenebilecek sistem, özellikle 1980’li yıllardaki ihracatımızın en önemli teşvik unsuru olmuş, sistem bazı sıkıntıları da beraberinde getirmişse de uzun müddet Türkiye’nin ihracat hamlesi içinde birinci derecede önemli bir unsur olma vasfını korumuştur.
Bahis konusu sistem 1994 yılında tamamıyla terkedilmiş ve Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Kararlarıyla yürürlüğe konulan, uygulaması ise Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen “İhracatta Devlet Yardımları” adındaki sistem ülkemizin ihracat yaşamına girmiştir. AR-GE Yardımları, Yurtiçi ve Yurtdışı Fuar Katılım Destekleri, Yurtdışı Pazar Araştırma Destekleri ve benzeri isimlerle uygulanan Devlet Yardımları, KOBİ’ler de dahil tüm firmalarımızın kullanımına sunulmuştur.
KOBİ’lerin istihdam, üretim, ihracat üçgeni içindeki önemi dikkate alınarak, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından “KOSGEB Destekleri Yönetmeliği” adı altında, ihracat ağırlıklı ve oldukça geniş bir yelpazede 2000’li yılların başında bir Yönetmelik çıkarılmış ve böylece KOBİ’lere özel bir destek sistemi yürürlüğe konulmuştur. Ancak, bu yeni uygulamayla, adına “çifte uygulama” diyebileceğimiz, örneğin hem, o tarihteki adıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın hem de KOSGEB’in, ayrı ayrı uyguladıkları “yurt dışı fuar katılım destekleri” şeklinde tuhaf bir durum ortaya çıkmıştır.
Bu durum aşağıda aşağıda metni yer alan Yönetmelikle giderilmiş ve KOSGEB teşvik ve destekleri “proje bazlı” olarak sınırlandırılmıştır. ve “KOSGEB Destekleri Uygulama Yönergesiyle” de uygulamaya ilişkin ayrıntılar belirlenmiştir.
Ülke ekonomisi açısından KOBİ’lerin önemi tartışılmaz olmakla beraber, mevzuat ve uygulamadaki birlikteliğin ve ahengin sağlanması bakımından, Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB İdaresi Başkanlığı tarafından ayrı ayrı uygulanan ihracata yönelik desteklerin, tek bir mevzuat metni haline getirilmesi, “anlaşılabilirlik” açısından da yararlı olacaktır.
KÜMELENME DESTEK PROGRAMI YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 15 Eylül 2012 / 28412
1990’larda “işbirliği” veya “güçbirliği” terimleriyle ortaya çıkan “birliktelik” olgusu ve ibareleri, ilerleyen yıllarda, bazı Avrupa Birliği projelerinden esinlenilerek yerini “kümelenme” terimine bırakmıştır. İşin kavramsal yönü bir tarafa bırakılacak olursa, bu yönetmelik, ihracatın farklı boyutlarda nasıl bir önem kazandığının da bir göstergesidir. Zira, yapılan mevzuat düzenlemelerinde, doğal olarak Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı neredeyse “tekel” yaratmışken, Maliye Bakanlığı gibi kurumlar da vergisel açıdan ihracatla ilgili düzenlemeler yapmakta iken, 6. Baskısını yaptığımız bu kitabımıza ilk defa “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı”nın (Haziran 2011 kamu reformundan önce “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı”) bir düzenlemesini almak ihtiyacı hissettik. Zira, Yönetmeliğin 1. Maddesinde de görüleceği üzere “amaç ve kapsam” ihracat odaklıdır.
Bu Yönetmeliğin, Ekonomi Bakanlığı patronajında yürütülen “İhracatta Devlet Yardımları” konseptine ek bir “ihracat desteği” olarak algılanıp, o çerçevede değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
MEVZUAT HAZIRLAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA
YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Başbakanlık
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 17 Şubat 2006 / 25205
(Bakanlar Kurulu Kararı:19 Aralık 2005-2005 / 9986)
Bu kitabın çeşitli bölümlerinde, mevzuatın yazılış ve yapım tekniği itibariyle bir yeknesaklık bulunmadığı, bu durumun da, yargı olsun, bürokrasi olsun, özellikle uygulayıcılar açısından sıkıntılar yarattığı ifade edilmiştir. Bu sıkıntı özellikle “atıf” konusunda ortaya çıkmaktadır. Zira yapılan mevzuat düzenlemelerinde, her ne kadar “Maddeler” çok açık ve net yazılmakta ise de, “fıkra” ve “bend” yazımlarında, deyim yerindeyse geçişmeler olmakta, bazen rakam ve büyük harf veya küçük harf kullanılmakta; bazen de buna dikkat edilmemekte, bu da mevzuat hükümlerine yapılacak atıflarda karışıklıklara ve yanlışlıklara, hatta hukuki yorum hatalarına neden olmaktadır.
Mevzuat hazırlama ve yazım tekniğindeki bu sıkıntıları giderebilmek, uygulamada yeknesaklığı sağlayabilmek üzere hazırlanan ve kitabımızın ilk baskısı 2005 yılı Ekim ayında yayımlandıktan sonra 2006 yılının Şubat ayında yürürlüğe giren “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”, bu eksikliğin giderilmesi açısından önemli bir düzenleme niteliğindedir.
Bu Yönetmeliğin bir “Dış Ticaret Mevzuatı Kitabı” kapsamında neden yer aldığı sorusu akıllara geldiği takdirde ise cevap “okuduğunu anlama ve iyi deşifre edebilmenin sadece dış ticaret mevzuatı açısından bir gerek olmadığı, aksine tüm alanlarda bu gereksinime ihtiyaç olduğu, bu nedenle bütün mevzuat kitaplarında bu Yönetmeliğin yer alması gerektiği” şeklindedir. Özellikle, önsözde de belirttiğimiz üzere, bir “öğreti kitabı” iddiasını taşıyan bu kitapta bu Yönetmeliğin yer almasının kaçınılmaz bir gerek olduğu düşünülmektedir.
Meraklıları açısından, Yönetmeliğin eklerini oluşturan “taslaklara ilişkin görüşlerin Başbakanlığa gönderilmesinde kullanılacak form”, “taslaklar hakkında görüş bildirilmesinde kullanılacak form”, “çerçeve madde, çerçeve taslak, müstakil taslak”, “taslaklarda ad, bölümler, fıkra, bent, alt bent, müstakil madde, çerçeve madde, madde başlıkları, atıfların yapılması” gibi düzenlemelerin, Resmi Gazete’den (www.rega.başbakanlik.gov.tr internet sitesinin “Arşiv” bölümünden) temin edilerek incelenmesinde fayda bulunmaktadır. Okuyucuya bu bölümdeki son tavsiyemiz, bu Yönetmeliğin sadece “mevzuat hazırlama” açısından değil, aynı zamanda “mevzuatı deşifre etme” açısından da değerlendirmelerinde yarar bulunduğudur.
NÜKLEER VE NÜKLEER ÇİFT KULLANIMLI EŞYALARIN
İHRACATINDA İZNE ESAS OLACAK BELGENİN VERİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Gümrük Müsteşarlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 13 Eylül 2009 / 26642
Daha önceki baskılarımızda yer vermediğimiz bu Yönetmeliği, kapsama almamızın nedeni, dış ticaret uygulamalarında, ülkemiz idari yapısındaki geniş yelpazeye bir kere daha vurgu yapmaktır. Dış ticareti, tüm yönleriyle düşündüğümüzde idari yapının “Ekonomi Bakanlığı-Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” ikilisinden ibaret olmasını istemek ne kadar çağdaş olmayan bir yaklaşım ise, yetkili kurum ve kuruluşların çok geniş bir yelpazeye yayılmasını eleştirmek de o derece çağdaş bir düşünce olsa gerektir. Bu hususa, aşağıda yer alan ve yürütmesi “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı”na bırakılan Yönetmelik nedeniyle değinmemiz, tamamen bir raslantıdır. İçinde “nükleer” kelimesi geçen bir dış ticaret düzenlemesinde, TAEK’in bazı aşamalarda yetkili olması son derece doğaldır. Yorumumuz, gereksiz idari, daha doğru bir ifadeyle bürokratik düzenlemelerden kaçınılmasına yöneliktir.
PAN AVRUPA AKDENİZ MENŞE KÜMÜLASYON SİSTEMİ KAPSAMI
TİCARETTE EŞYANIN TERCİHLİ MENŞEİNİN TESPİTİ HAKKINDA
YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Gümrük Müsteşarlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 26 Kasım 2009 / 27418 (Mükerrer)
Daha önce “İki Taraflı Menşe Kümülasyon Sistemi Kapsamı Ticarette Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik”i verdiğimiz bölümde vurguladığımız hususlar buYönetmelik için de geçerlidir.
Konunun komplike yapısı, Yönetmeliğin “Tanımlar” bölümünde yer alan;
“Pan Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi: Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Topluluğu ve EFTA Devletleri arasında aynı menşe kuralları ile menşeli olmayan girdiler için öngörülen gümrük vergilerinin geri ödenmesi veya muafiyet getirilmesini yasaklayan hükümleri içeren serbest ticaret anlaşmaları kapsamında yapılan tercihli ticarette, sisteme taraf ülkeler menşeli girdilerin diğer taraf ülkelerce serbestçe kullanılmasına ve üretilen eşyanın söz konusu ülkelerin tercihli rejiminden yararlanabilmesine ve bu şekilde mevcut üretim kaynaklarının birleştirilmesine olanak tanıyan ticaret sistemini ifade etmektedir.”
tümcesinden anlaşılabilecektir. “İki Taraflı Menşe Kümülasyon Sistemi Kapsamı Ticarette Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmelik”le ilgili olarak yazdıklarımızdan alıntı yaparak tekrarlayalım: Bir dış ticaretçinin, uygulamada bu tür düzenlemeler olduğunun farkına varması, bunlardan haberdar olması gerekmektedir.
SERBEST BÖLGELER UYGULAMA YÖNETMELİĞİ
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 10 Mart 1993 / 21520
Ülkemiz dış ticaretinde, bir dönem yoğun olarak yer tutan serbest bölgelerle ilgili bu Uygulama Yönetmeliği, Serbest Bölgelerin kurulması, yönetilmesi, işletilmesi hususlarını son derece kapsamlı bir şekilde düzenlemektedir. “Serbest Bölgecilik” bağlamında temel metin mahiyetindedir. Dış ticareti, Serbest Bölgeler üzerinden yapacak girişimcilerin ayrıntılarıyla bilmeleri gereken kuralları, usul ve esasları kapsamaktadır.
TEHLİKELİ MADDELERİN KARAYOLUYLA TAŞINMASI
HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Ulaştırma Bakanlığı
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 31 Mart 2007 / 26479
Nakliye konusu, dışticaret olgusu içindeki en önemli alt ayırımlardan biridir. Nakliyenin sağlıklı ve düzenli bir şekilde yapılamadığı durumlarda, müşteri ve Pazar kaybına kadar varan sıkıntıların yaşandığı, bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, özelliği olan ürünlerin nakliyesi önem arz etmektedir. Bunların da başında “tehlikeli maddeler” gelmektedir. Bu kitabın genel konseptine tam olarak uymamakla beraber, “Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik”i, ithalat ve ihracatla ilgilenenlerin haberdar olmasında fayda gördüğümüz mevzuat arasına almayı uygun bulduk. Bu Yönetmeliğin, dışticaretle bağlantısı “Kapsam” başlıklı 2.maddesindeki, Yönetmeliğin “Yabancı plakalı taşıtlarla Türkiye sınırları içerisindeki karayolları üzerinden yapılan uluslararası taşımaları” da kapsadığı yönündeki hükmünden de anlaşılmaktadır.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Yönetmelik bu kitap kapsamına, ilgililere hatırlatmak amacıyla alınmıştır. Bu yaklaşımımız nedeniyle Yönetmeliğin sadece “Amaç” ve “Kapsam” başlıklı 1. ve 2. maddelerine yer verilmiştir.
TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ İLE İHRACATÇI BİRLİKLERİNİN KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK
Yayımlayan Kurum : Devlet Bakanlığı
(Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu)
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı: 3 Eylül 2009 / 27338
Kitabımızda ve derslerimizde en sık vurguladığımız konuların başında “İhracatçı Birliklerinin önemi” gelmektedir. Türkiye’ye has kurumsal bir yapılanma olan İhracatçı Birlikleri ve bunların çatı örgütü Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracat olgusu içindeki baş aktörlerden biridir. Bu nedenle, bir dış ticaretçinin İhracatçı Birliklerinin yapısını, çok ayrıntıda olmasa bile, bilmek durumundadır.
Ancak, yine derslerimizde vurguladığımız üzere, ihracatçıların Birliklerin Yönetim Kurullarına girme gibi bir de çabaları olması gerekmektedir. Bu, gerek meslek kuruluşu bünyesinde yer alarak kararlarda etkili olmak adına, gerek sivil toplum örgütçülüğü adına öenemlidir. Özellikle genç ihracatçılarımız için İhracatçı Birlikleri bünyesinde, Yönetim kurulları üzerinden aktif rol almalarını öneriyoruz. Bunun yanında, Yönetim kurullarının seçildiği Genel Kurul toplantılarına ise muhakkak surette katılmalarının bir gerek olduğunu hatırlatıyoruz.
Bu bakımdan, idari yapılanma ağırlıklı dahi olsa, İhracatçı Birliklerinin ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin kuruluş, çalışma esasları ve diğer konuları düzenleyen Yönetmeliği kitabımız kapsamına, farkındalık yaratma adına almata fayda gördük.
Leave a reply
Your email address will not be published. Fields marked * are mandatory.
Comments