Selenay YAĞCI / İSTANBUL

Raylı taşıt, metro ve tramvaylar için anahtar teslim sistemler ile sinyalizasyon ve tren kontrol teknolojileri sağlayıcısı Alstom, Türkiye’de üretim için yeni yatırımlara hazırlanıyor. Türkiye’de 60 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren şirket, 1955’te Türkiye’deki ilk elektrikli lokomotif de dahil olmak üzere birçok demiryolu ve metro projesine imza attı. İstanbul ofisi, Alstom’un sinyalizasyon uzmanlığı için bölgesel merkez olmasının yanı sıra proje yönetimi, mühendislik, eğitim ve bakım hizmetleri sağlayan sistem ve altyapı proje ekiplerine de ev sahipliği yapıyor.

Alstom Türkiye Genel Müdürü Volkan Karakılınç, Alstom’un çok yakında üretim için Türkiye’ye yatırım yapacağını açıkladı. Alstom’un dünya genelinde 70 farklı ülkede, 250’den fazla saha projesi yürüttüğünü ve toplam 70 binden fazla çalışana sahip olduğunu söyleyen Karakılınç, 9 bin 500’den fazla patentleri ve ticari kullanımdaki araç sayılarının ise 150 bin olduğunu belirtti.

Alstom’un, müşterilerine yakın olmak amacıyla dünyadaki operasyonlarını bölgeselleştirdiğini anlatan Karakılınç, “Bu nedenle 2012’den bu yana bölgesel sinyalizasyon ve sistem/altyapı (anahtar teslim) faaliyet merkezini Türkiye’ye taşıdı. 2014 yılında İstanbul ofisi, sinyalizasyon ve sistem projeleri için bölgesel bir merkez haline geldi. Bölgesel merkezin faaliyetleri, Güney Afrika’dan Dubai’ye, Tanzanya’dan Suudi Arabistan’a kadar tüm bölgede teklif yönetimi, proje yönetimi, mühendislik, kaynak bulma, eğitim ve bakım hizmetleri gibi geniş bir faaliyet yelpazesini kapsıyor. Bu Türkiye’nin Alstom için küresel önemini gösteriyor.” diye konuştu.

“Dünyanın ikinci büyüğüyüz”

Geçen yılı 8,8 milyar Euro’luk satışla kapattıklarını söyleyen Karakılınç, dünyada ikinci büyük oyuncu olduklarını söyledi. Türkiye’de 500 milyon Euro’nun üzerinde net iş hacmi oluştuğunu belirten Karakılınç, şirketin teknolojik anlamda liderliğini üstlendiği uzmanlık alanlarını bilgi transferi yoluyla Türkiye’de de paylaşmayı hedeflediklerini belirterek, bu çerçevede yerli şirketlerle çalıştıklarını, geçen yıl ASELSAN ile ETCS Sinyalizasyon Araçüstü alanında iş birliği ve koordinasyon çerçevesini belirlemek üzere bir anlaşma imzaladıklarını hatırlattı.

Haliç’in estetiğini tramvay direklerini kaldırarak korudu

2014’te, Türkiye’nin ilk tamamen sürücüsüz metro güzergahı olan İstanbul Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy hattı için CITYFLO 650 CBTC (Haberleşme Tabanlı Tren Kontrol) çözümünü teslim ettiklerini hatırlatan Karakılınç, “Ayrıca 14 istasyondan oluşan 10,1 km uzunluğundaki Eminönü-Alibeyköy tramvay hattında bir ilke imza atarak, tramvaya elektriği direklerden değil raylardan verdik. Böylece Haliç’in kent estetiğini koruduk. Tramvay hattının Balat-Alibeyköy arasındaki 9 km’lik bölümünü tamamladık.” dedi.

Karakılınç, “Ayrıca, Eskişehir-Kütahya-Alayurt-Balıkesir (EKB) demiryolu hattı için Türkiye’nin ilk ETCS (Avrupa Tren Kontrol Sistemi) seviye 1 ve seviye 2 lokomotifini teslim ettik, toplamda 26 adet teslim edeceğiz. Bu proje, eski Otomatik Tren Koruma sistemlerinin (ATP) yeteneklerinin ötesinde gelişmiş bir güvenlik düzeyi sağlayacak. EKB hattının toplam işletme maliyetini de azaltacak, hat boyu ve araç üstü ekipmanları standartlaştıracak ve ülkeler arasında ortak iletişim sağlayacak.” diye konuştu.

Türkiye, hızlı trende 8. ülke

Karakılınç, ayrıca yakın zamanda kazandıkları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM) Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli (BBYO) demiryolu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli (ÇSS) metro hattının mevcut sinyalizasyon altyapısını iyileştirme amacıyla gerçekleştirilecek projelerin de sinyalizasyon ve elektromekanik işlerinin yapımını ve teminini sağlayacaklarını kaydetti.

Türkiye’nin hızlı tren kullanımında 8’inci ülke olduğunu belirten Karakılınç, “İlk sırada Çin var. Türkiye’de projeler hızlanıyor. Mersin-Adana-Gaziantep, Aksaray-Kayseri gibi birçok proje var. Ankara-Sivas açılmak üzere. Türkiye’de bin 218 kilometre demiryolu var, 600 kilometre daha eklenecek. İstanbul’da eski ray sistemindeki çalışma da bittiğinde, İstanbul Ankara arası 3,5 saate düşecek.” dedi.

Türkiye’nin hidrojenle çalışan trene ilgisi yüksek

Ulaşımın, küresel enerji tüketiminin neredeyse üçte birini oluşturduğunu ifade eden Alstom Türkiye Genel Müdürü Volkan Karakılınç, “Ticari taşımaların yüzde 63,3’ü de demiryolu ile yapılıyor. Demiryolu, yolcu başına 10 kat daha az karbon salımı yapıyor. Dizel trenlere göre çok daha verimli bir alternatif olan hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan trenlerimiz bu çabanın bir örneği. 2018’de hidrojen yakıt hücresi ve pil teknolojisine dayalı bölgesel treni tanıtan dünyadaki ilk şirket olduk. Tren Fransa’da faaliyette. Türkiye’deki yetkililer de bu konuda oldukça ilgili, hevesli. Bizden sunum da istediler, yakında Türkiye’de de sürpriz olabilir.” diye konuştu.