Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Eti Maden Genel Müdürlüğü Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları İşletme Müdürlüğüne ait ferrobor tesisinin temel atma töreninde açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dört bir yanında yeni fabrikaların yükseldiğini vurgulayan Dönmez, şöyle devam etti: “Avrupa enerji krizi nedeniyle bırakın yeni tesisler, fabrikalar açmayı mevcutların kapanmaması için büyük bir çaba içindeyken, Türkiye’de her gün yeni bir tesis devreye giriyor. Mevcut fabrikalarımız da kapasite artışına gitmek için yeni araziler bakıyorlar. Yeni makine ve teçhizat siparişleri veriyorlar. Son 1 yıllık ithalatımıza baktığımızda makine teçhizatlarının büyük bir artış gösterdiğini görüyoruz. Ne demek bu? Fabrikalarımız üretim için gereken ekipmanlarını, altyapısını sağlıyor. Hamdolsun üretim ve ihracat odaklı yeni ekonomi modelimizin meyvelerini toplamaya başladık.”

Dönmez, ferrobor tesisiyle bu silsileye yeni bir halka daha eklediklerini dile getirdi. 2018’de yeni bor stratejilerini ilan ettiklerini hatırlatan Dönmez, “Dünya bor üretiminde ve ihracatında lideriz. Geçtiğimiz yıl 1 milyar 30 milyon dolar ile Cumhuriyet tarihimizin bor ihraç rekorunu kırmıştık. Bu yıl yola çıkarken hedefimiz 1,1 milyar dolardı ancak bu yıl yeni sözleşmeler, yeni pazarlar, yeni bağlantılar sayesinde hedefimizi yukarı yönlü revize ettik. Bu yıl hedefimizi 1,25 milyar dolar ile geçen yılki rekorumuzu tazelemek olarak güncelledik.” ifadesini kullandı.

“Borda katma değerli ürün dönemini başlattık”

Hedeflerinin sadece yüksek üretim ve ihracat olmadığını belirten Dönmez, birkaç 100 dolar mertebesinde satılan cevheri şimdi bor karbürde belki 30 bin doların üzerinde, bugün temeli atılan ferroborda da tonunun 8-10 bin dolar aralığında satılacağını kaydetti. Dönmez, bor karbürün ardından lityum üretim tesisi için de çalışmalara başladıklarını anlattı.

İki yıl önce dünyada ilk kez sıvı bor atıklarından lityum üretimine Eskişehir Kırka’daki pilot tesislerde başladıklarına değinen Dönmez, “Lityum üretimi Eti Maden’deki arkadaşlarımızın 3 yıllık Ar-Ge faaliyetlerinin ürünü. Yüzde 100 Eti Maden’e özgü bir yöntemle dünyada ilk defa kullanılan bu teknik sayesinde atıklardaki bor ve lityum ayrıştırıldı. Yıllardır atık olarak depoladığımız ürünlerin içindeki lityumu geri kazanma becerisi ve yeteneğini kazandık.” bilgisini verdi.

Eti Maden’in bu üretim yönteminin patentini almak için ilgili kurumlara başvuru yaptığını aktaran Dönmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Milletimizin hikayesi imkansız denilen yerde başlar. Millet olarak en sevmediğimiz kelime belki de imkansız. Eğer inanıyorsak başaramayacağımız hiçbir şey yok. İşte lityumun üretilmesi de buna en güzel örneklerden biri. Yıllık 10 ton üretim kapasiteli pilot tesisimizin açılışını Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla yapmıştık. Pilot tesisimizde endüstriyel üretim için gerekli bütün aşamaları tamamladık. Bu yıl içerisinde inşallah biri Eskişehir Kırka’da, biri yine Bandırma’da olmak üzere toplam 700 ton kapasiteli iki yeni lityum tesisimizin temelini atacağız. Son yıllarda yerli teknolojimizin gelişmesiyle birlikte lityuma talep büyük oranda arttı. İthalat yoluyla karşıladığımız bir ürün. Hele ki COVID döneminde biliyorsunuz tedariki de oldukça zor karşılanan bir üründü. Lityum ithalatına yılda 35 milyon dolar ödüyoruz. Ülkemizin yıllık lityum ihtiyacı ortalama 1200 ila 1300 ton arasında değişiyor. Tam kapasite çalışacak lityum tesislerimizde inşallah ihtiyacımızın yarısından fazlasını artık yerli üretimle karşılayacağız. Mobil cihazlar, tabletler, bilgisayarlar ve yerli otomobilimiz başta olmak üzere akıllı teknolojilerde yerlilik oranımızı bu şekilde artıracağız.”

“İleri teknoloji ürünlerde nadir toprak elementleri kullanacağız”

Bakan Fatih Dönmez, nadir toprak elementlerinin üretimiyle ilgili yeni bir adım attıklarını, bunun hikayesinin de lityum gibi eskilere dayadığını belirtti. Eskişehir’in Beylikova ilçesi Kızılcaören mevkisinde 2011’de ilk sondajı yaptıklarını anımsatan Dönmez, “Yapılan analizler sonucu sahada 694 milyon ton nadir toprak elementi rezervi keşfettik. Bu keşifle Beylikova sahamız, rezerv miktarı açısından dünyanın en büyük ikinci rezerv sahası olarak kayıtlara geçti.” dedi.

Rezervi bulup üretmekten daha kıymetli olanın, bu rezervleri ara ve uç ürüne dönüştürecek tesis yatırımlarını yapmak olduğunu vurgulayan Dönmez, sözlerini şöyle devam etti: “Burada da öncelikle üretim imkanını görebileceğimiz pilot tesisi inşa edeceğiz. Burada nadir toprak oksitlerinin üretim optimizasyonunu test edeceğiz. Daha önce bu çalışmaları laboratuvar ortamında AR-GE çalışmaları çerçevesinde gerçekleştiriyorduk. Hamdolsun buradan olumlu sonuçlar aldık. Artık pilot tesisimizin inşa aşamasına geldik. Pilot tesisimizi inşallah bu yıl içerisinde devreye alacağız. İlk etapta bu tesiste, yıllık 1200 ton cevher işleyeceğiz. Pilot tesisten aldığımız test sonuçlarına göre de endüstriyel tesis yatırımına başlayacağız. Endüstriyel tesiste de yıllık 570 bin ton cevher işleyerek, 10 bin ton nadir toprak oksitleri, 72 bin ton barit, 70 bin ton florit ve 250 ton toryum üreteceğiz. Artık mıknatıs, rüzgar türbin motoru, elektrikli araç motoru, roket füze parçaları, uçak, helikopter ve roket motoru, buhar ve gaz türbinleri, lazer ve uydu sistemleri gibi ileri teknoloji ürünlerde yerli üretim nadir toprak elementleri kullanacağız.”

“Bu alanda rakipsiz olacağımıza inanıyoruz”

Bakan Dönmez, bugün bor cevherinde katma değer odaklı yeni bir tesisin daha temelini attıklarını bildirerek, ileri teknoloji ürünlerde kullanılan ferroborun özellikle çeliğe eklendiğinde mukavemetini artırdığını aktardı.

Türk çeliğinin dünyada kalitesiyle meşhur olduğunu kaydeden Dönmez, şu ifadeleri kullandı: “İnşallah ferrobor üretiminin ardından bu alanda rakipsiz olacağımıza inanıyoruz. Çelik üretiminin yanı sıra neodiyum mıknatıs, transformatör çekirdekleri, otomobillerin çelik aksamları, metal enjeksiyon dökümleri gibi pek çok alanda ferrobor kullanılıyor. Ayrıca tıp elektroniği ve ev elektronik eşyaların üretiminde de yoğun olarak kullanılan bir malzeme. Ferrobor üretimi bu teknolojilerin üretimi ve yerlileştirilmesi adına önemli bir kazanç sağlayacak bizlere inşallah. Fabrikamız yıllık 800 ton üretim kapasiteli olacak. İnşallah önümüzdeki yılın bu aylarında hedefimiz Bandırma’nın kurtuluşunun olduğu 17 Eylül’e bu tesisi yetiştirmek. İnşallah hep birlikte o günleri görürüz. Bu tesisimizde 100 vatandaşımızı da istihdam edeceğiz. Ferrobor tesisimizin önemli bir özelliği daha var. O da yatırımımız aynı zamanda teknoloji transferini de içeriyor. İnşallah ilerleyen zamanlarda buradan elde ettiğimiz tecrübelerle bu teknolojinin yerlileşmesinde de önemli adımlar atacağımıza inanıyorum.