DÜNYA, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde, 81 ildeki oda ve borsa başikanlarıyla ekonominin nabzını tutuyor. “Başkanlar Konuşuyor” adlı dizinin bu seneki ilk konuğu Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş oldu. Ateş, turizmin loikomotif sektörleri olduğunu kaydederek, “Sanayi ekonomimizin yüzde 10’u. Çevreyi kirletecek sanayiye açık değiliz. İki OSB’miz şu anda kurulma aşamasında” dedi.

Aşçılarımız çok ünlü ama gastronomiyi geliştiremedik

Türker Ateş / Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Bolu büyük illerin tam ortasında. Burası adeta tabiatın başkenti. Dolayısıyla yerel turizmin en çok insan çektiği bölgelerden biriyiz. Ancak göç veren bir kentiz. Bolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın 4 bin civarında üyesi var. Bunların 3 bin 500’ü aktif. Önü açık gelişmekte olan bir kentiz. Sektörel bazda baktığımızda kentimizin iş hayatının yüzde 60’ı hizmetler sektörü, yüzde 30’u sanayi ve yüzde 10’u da tarım. Hizmetler sektörünün bu kadar yaygın olduğu bir kentte pandeminin nasıl geçtiğini söylemeye gerek yok. Çok büyük sıkıntı çektik. Bolu’nun yüzde 65’i ormanlarla kaplı olduğundan, tarım bizim için çok gelişmiş bir sektör değil. Sanayide büyük oyuncuların olduğu kentiz. İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan İlk 500 Sanayi Kuruluşu listesinde 7 firmamız var. İkinci 500’de de 4 firmamız bulunuyor. Az sayıda sanayimiz olsa da bunlar verimli çalışan önemli tesisler. Turizm ise en önemli sektörümüz. Abant’ı, Yedigöller gibi düşünürseniz 300’e yakın gölümüz var. Gizli kalan güzelliklerimiz var.

ÇEVREYE ZARAR VERECEK SANAYİYE AÇIK DEĞİLİZ

Ben 15 yıldır oda başkanlığı yapıyorum. Teşviklerden bu dönemde hiç yararlanamadık. 5084’ten faydalanamadık. Şu andaki bölgesel teşviklerde de 2. bölgedeyiz. Çevremizi kuşatan illere baktığımız zaman bizden çok çok öndeler, teşvik alıyorlar. İki ilçemiz dışında tüm ilçelerimiz yeni düzenleme ile 3. Bölge Teşviklerine girdi. İlçelerimiz cazip olmaya başladı. Biliyorsunuz depremden sonra Düzce, Bolu’dan ayrılarak il oldu. Bizim sanayi lokomotifimiz Düzce’ydi. Düzce tüm teşviklerden yararlandı. Ancak bir gerçek var. Teşvikle gelen teşvikle gidiyor. Başka bir yerde daha cazip bir teşvik bulduğunda makinelerini söküp o kente gidiyorlar. Özellikle konfeksiyonda bu yaşandı. Teşvik olmamasına rağmen Ankara ve İstanbul’un arasında huzurlu bir üretim merkezinde olan sanayicilerimiz rekabete alışkın. Ayrıca biz çevreye zarar verecek hiçbir sanayi yatırımına açık değiliz. Bu konu tartışmaya kapalı. Seçici davranıyoruz. İlk organize sanayi bölgesi kurulduğunda, her üretim yapan yer almış. Şimdi büyük bir tesis gelse bizden yer istese bunu karşılayamayız. İki yeni OSB’miz daha olacak. Şu anda Dörtdivan OSB kurulma aşamasında, Yeniçağ OSB kamulaştırma aşamasında. Bir de Islah OSB çalışmamız var. Gerede’de ise 2 OSB’miz var. Biri karma diğeri deri. Şehir içindeki dericileri OSB’ye taşımak başarılı bir proje oldu.

22 COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNÜ VAR

Bolu aşçılarıyla ünlü bir kent. Mengen bu alanda marka. Ama şehrimizi gastronomi merkezi yapamadık. Mesela Göynük’te bir arkadaşımız var, yöresel ürünler yapıyor. Göynük’e gelen mutlaka orada. Ama biz bunu Bolu şehir merkezine taşıyamadık, turisti kent merkezine sokamadık. Coğrafi işaret konusunda önemli bir çalışma başlattık. TSO olarak geçen sene en fazla tescil alan oda olduk. 22 ürünümüz var. Kıbrısçık Pirinci, Bolu Keşi, Bolu Fındık Şekeri, Çivril Fasulyesi, Patatesli Ekmeği bunlardan bazıları. Bu önemli bir pazarlama kanalı olacak.

KARTALKAYA’DA SEZON 15 ARALIK’TA BAŞLADI

Turizm derken en önemli konulardan biri ulaşım. 12 Temmuz 1953’te bir çalışma başlatmış. Demişler ki nereye charter seferleri yapalım. 20’ye yakın basın mensubu ile kenti tanıtmışlar. O dönemin meşhur gazeteleri Ulus ve Akşam kentimizi tanıtmış. Bizim askeri bir havaalanımız var. 3 kilometrelik pisti var. Ama sivil yolcu yok. Abant, Gölcük, Yedi Göller öne çıktı ama hala yol sorunumuz var.

Kartalkaya’da sezonu beklediğimizden önce 15 Aralık’ta açtık. Doluluk oranları yükseliyor. Yurtdışına çıkamayan Kartalkaya’da kayağa geliyor. Turizm teşviklerinde sadece konaklamaya teşvik var. Mesela film-dizi platosu yapacaksınız platoya teşvik yok. Bu da turizmin bir parçası. Off -road veya atlı kulüp mesela… Bunlar da turizm faaliyeti. Turizm teşviklerinin kapsamını genişletmek lazım. 2020’de pandeminin etkisine rağmen ağırladığımız turist sayısı 600 bin civarındaydı. 2021’de bu rakam 1 milyon oldu. Bu sene daha yüksek bir rakam bekliyoruz.

Artemis başı Mona Lisa gibi turist çeker

Türkiye dünyaca ünlü güzelliklere sahip. Ancak tanıtım eksiğimiz var. Oda olarak çalışmalar yaparken arkadaşlarımla konuştum. “Bolu’nun öyle bir tarihi değerini ortaya çıkaralım ki insanlar bunu gelsin görsün” dedim. Arkadaşlar müzemizde bir heykel başı buldular. 50 senedir sergileniyormuş. Ama ne olduğu ile ilgili çalışma yapılmamış. Önce kadın mı erkek mi anlayamadık. Bir hikayesi olmalıydı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölüm Başkanı bizim için bir değerlendirme yaptı. Başın Artemis’in olduğu ortaya çıktı. Bu çok çok önemli bir değer. Bunun gibi bir eser yok. Bolu için biçilmiş bir kaftan, yani bir marka. Bunu görmeye müzeye insanlar gelecek, dolayısıyla ne yaptık bir tane cazibe merkezi olarak müzeyi bulduk. Antik Yunan’da ismi Artemis, Roma’da Diana… Zeus ve Leto’nun kızı ve Apollon’un ikiz kız kardeşi. Vahşi doğa, avcılık, okçuluk ve Ay’ı temsil ediyor. Dolayısıyla vahşi doğa aslında Bolu’yu da temsil ediyor. Nasıl insanlar Mona Lisa’yı görmek için çaba harcıyor, aynı şekilde Artemis’i de görmek isteyeceklerdir. Ayrıca Hititler’den kalan önemli değerlerimiz var.

Genç Cumhuriyet’in ihracatına Bolu katkısı

Bolu, genç Cumhuriyet’in önemli yatırımlar yaptığı kentlerden biri. 1920’li yılların ortasında, Cumhuriyet ilan edildikten kısa bir süre sonra ekonomi alanında adımlar atılmış. Borç içindeki genç Cumhuriyet, sanayinin olmadığı bu dönemde, maden, orman ve tarımla hızlıca neler yapabileceğini araştırmış. O dönemde ihracatımızın yüzde 20’sini üzüm ve incir oluşturuyormuş. Ama ihracatı çam ağacından yapılma kasalarla yolluyorlarmış. Bu da ürünlerin çürümesine, kurtlanmasına ve reddedilmesine neden oluyormuş. Hemen Bolu’da yetişen Göknar ağacının özellikleri öne çıkmış. Böylece böceklenmeden ürünleri ulaştırabilmişiz. Dolayısıyla ilk orman işletmesinin olduğu Bolu, Türkiye’nin ihracatına ilk yıllarda büyük katkı sağlamış.

7 YABANCI SERMAYELİ ŞİRKET FAALİYET GÖSTERİYOR

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş, Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ, Genel Koordinatörümüz Vahap Munyar, Yazıişleri Müdürümüz Handan Sema Ceylan’ın sorularını yanıtladı. Ateş, yüzde 100 yabancı sermayeli 7 firmanın şehirlerinde faaliyet gösterdiğini anlatarak, “Yabancılar için turizm yatırımları da cazip. Ortaklıklarla seyahat sektörüne yatırım yapıyorlar” diye konuştu.