Geçtiğimiz gün Hizmet İhracatçıları Birliği’nin ödül törenine katıldım. Ödül alan firmalar şunlardı bunlardı deyip sizi yormaya niyetim yok; dikkat çekmek istediğim nokta farklı. Her geçen gün daha fazla büyüyen bu başlık altına, ülkemizin de önemli bir noktada olduğuna dikkat çekmek istedim bugün.

Katma değerli ihracatı arttıralım deyip, yıllardan beri aradığımız kanın önemli bir bölümü, emin olun hizmet ihracatında yer alıyor. Genel Sekreterliği’nin henüz 2021 yılı Şubat ayında kurulduğunu düşündüğümüzde ve yapı daha çok yeni olmasına rağmen, başarılı bir birlik olduğunu belirtmeden edemeyeceğim.

Hizmet ihracatının alt kategorilerinde; eğitim, eğlence ve kültür hizmetleri, liman işletmeciliği ve yer hizmetleri, müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetleri, sağlık hizmetleri, turizm ve seyahat hizmetleri, yazılım ve bilişim hizmetleri, yolcu taşımacılığı hizmetleri ve yük taşımacılığı hizmet sektörü yer almakta. Ne çok başlık var diye düşündüğünüze eminim.

Ve bunların bazılarında da hayli iyi bir noktada olduğumuzu söylemek mümkün. Hizmet ihracatçıları toplamının dünyadaki rakam karşılığı yaklaşık 7 trilyon dolar seviyelerinde. Ülkemiz ihracatının ulaştığı rakam ise an itibarıyla 89 milyar dolar, muhtemelen yıl sonunda da 100 milyar dolar seviyesinde tamamlanmış olacak.

Ticaret Bakanı Sn. Ömer Bolat’ın da, Hizmet İhracatçılar Birliği Başkanı Sn. Şekip Agdaviç’in de konuşmalarında sürekli olarak Türkiye’nin bu konuda gösterdiği büyüme atıflarına ve devletin de bu konuya verdiği öneme değinmeleri, hizmet sektörüne gösterilen ilgi ve hassasiyeti ortaya koyuyor. Son 10 yılda küresel hizmet ihracatındaki büyüme oranı %4,5 olmasına rağmen, ülkemizde bu oran %7,3 düzeyinde.

Hizmet ihracatının artmasını ve geldiği seviyeyi biraz örneklendirmek gerekirse; 160’tan fazla ülkede 800 milyondan fazla seyirciye ulaşan dizilerimiz, 40 milyar dolara yaklaşan lojistik sektörü, 5 milyar dolara yaklaşan sağlık sektörü, yüzde 35 büyüme ile 350 milyar dolara ulaşan inşaat sektörü, bir önceki seneye göre yüzde 55 artışla ve 51 milyonu aşan ziyaretçi sayısı ile 41,3 milyar dolar seviyesine ulaşan turizm ve seyahat sektörü, 17 milyar dolara ulaşan yolcu taşımacılığı sektörü, 300 bini aşkın öğrenciyi ağırlayan aslında çok daha büyük potansiyelin olabileceği hali hazırda 1 milyar dolar ihracat geliri sağlayan eğitim sektörü, 3 milyar dolara ulaşan ama burada da daha çok gidecek yolumuz olduğuna inandığım 3 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşan yazılım ve bilişim sektörü, 1,9 milyar dolarlık bakım ve onarım hizmetleri sektörü, 500 milyon dolara ulaşan oyun sektörü, bankacılık sigortacılık ödeme sistemleri gibi alanlardan elde edilen 480 milyon dolar ihracat geliri, perakende ve danışmanlık gibi hizmetleri içerisinde barındıran alanlarda da 4 milyar doları aşan ihracat geliri 100 milyar dolara bizi taşıyan sektörler ve elde ettikleri cirolar. Ciro tek başına bir şey değildir, hep söylerim kârlılık ve katma değer esastır. Hizmet sektörü, üretim sektörüne göre farklı bir resim koyuyor karşımıza. Turizm, sağlık ve medikal, yazılım, taşımacılık, eğitim…

Bunların her birisi, ucu sonuna kadar açık olan alanlar. Bugün ABD ekonomisinin bu denli dev olmasında sosyal medya diye kısaca adlandırdığımız ve hepimizin kullandığı o dev markaların yarattığı değer, hepimizin kullandığı yazılımlar, Hollywood sayesinde elde edilen gelir, üniversiteleri, Avrupa’nın turizmden elde ettiği müthiş gelir, liman ve özellikle deniz taşımacılığından sağlanan girdiler, fuar merkezlerinden elde ettikleri ihracat geliri gibi öylesine çok ve kârlı kalemler var ki; düşününce ülkemizin bu noktalara gelmesinin önünde çok da engel olmamalı diye düşünüyorum.

Ve yine, biz Türk halkının da hizmet sektörüne uygun profiller olduğunu düşündüğümde; dış ticaret açığını kapatmak, cari fazla yaratmak için, Cumhuriyet’in bu 100.yılında mal üretmek kadar hizmet üretme konusuna belki de en az aynı miktarda odaklanmamız gerektiğinin hiç de abartı olmayacağını düşünüyorum.

Dr. Hakan ÇINAR