Osman KILIÇ/İSTANBUL

Etkinlikte, lojistik sektörünün farklı kesimleri, paydaşları ve çözüm ortakları pandemiyle yaşamımıza giren yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk lojistik sektörünün, dünyada eşi çok az görünen şekliyle en zorlu süreçlerde dahi hizmetlerini devam ettirdiğine dikkat çekilerek, şirketlerin yeni teknoloji, kapasite artışı ve sistemlerle performanslarını yükselttiğine işaret edildi.

DÜNYA Gazetesi ve Zer Merkezi Hizmetler ve Ticaret AŞ. tarafından organize edilen “Zer ile İşinizin Yarınları” canlı yayınında NBE Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Vahap Munyar’ın soruları ile katılımcılar; Arçelik-LG Klima Satış Planlama ve Lojistik Müdürü Murat Güven, Ford Otosan Malzeme ve Araç Lojistiği Lideri Fatih Kılınç, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Başkanı Aydın Erdemir ve Zer Uluslararası Lojistik Satın Alma Müdürü Emel Candaş Uslu lojistik sektörünü konuştu.

ADAPTASYONUN ÖNEMİNE DEĞİNDİ

● Pandemide önden uyarı sistemi olan şirketlerin mallarını önceden çıkardığını ve ilk dalgadan çok etkilenmediğini dile getiren Arçelik-LG Klima Satış Planlama ve Lojistik Müdürü Murat Güven, “Alt tedarikçilerin kapanmasından dolayı ikinci bir dalga geldi. Bu dalga üretici ve son kullanıcıya maliyet olarak yansıdı” şeklinde konuştu. Aynı dönemlerde konteynerler hedef pazarlarda boşaltılamayınca boş konteynerların geri gelemediğini ve bunun da konteyner fiyatlarını artırdığını aktaran Güven, “Avrupa’da kara yolu sınır kapıları kapandı. Böyle bir hayat bize tedarik zincirinde şartlar değişebilir şirketler insan kaynaklarını, kurum kültürünü ve iş modelini, dijital altyapısını buna göre adapte edecek pozisyonu almalı uyarısında bulunuyor” açıklamasında bulundu.

Yeni nesili anlamamız gerekiyor

Yeni nesilin beklentilerinin çok fazla olduğunu da belirten Güven, “Üstelik beklentileri, bizim ile bizden önceki nesilin beklentileri arasındaki farktan da çok fazla. Yeni nesil dünyaya bir şey katmak istiyor” dedi. Bunun için yeni arkadaşları anlamak ve organizasyonları değiştirmenin oldukça önemli olduğuna değinen Güven, “Bir kere yeni nesili hibrit çalışma modelini benimsiyorlar. Bu konuda Koç Holding tarafında da önemli çalışmalar var. İK konularında da Koç Holding yeni nesli yakalamayı çok benimsiyor. Karar alma süreçlerini hızlandırmak için yatay organizasyon şemasına daha yatay organizasyon şemasına dönüş bizi zorladı ama pozitif anlamda zorladı. Yataya geçiş müşteri ile olan ilişkiyi birebir hale getirdi” değerlendirmesinde bulundu.

PANDEMİDE LOJİSTİKTEN DURMADIK, TALEP YOK DİYE DURDUK

● Ford Otosan’ın aslında pandemide lojistikten dolayı durmadığını kaydeden Ford Otosan Malzeme ve Araç Lojistiği Lideri Fatih Kılınç, “Hem devlet birimleri hem de diğer oyuncular lojistiğin üzerine titriyordu. Biz aslında o dönemde talebin yok olmasından dolayı durduk” diye konuştu. Sonra işler açıldığında lojistiğin zorlu olmasına rağmen hizmetlerine devam ettiğine de dikkat çeken Kılınç, “Liman kısmında sürdürülebilirlik çok önemli. Ünite bazında emisyonu azaltmak için gemilerin boyutu büyüyor, bu sefer de liman altyapıları gibi konular gündeme gelmeye başlıyor” ifadelerini kullandı. Ford Avrupa tarafının elektrikli araçlar için 2026 yılına kadar 50 milyar dolarlık bir yatırım planladığına da değinen Kılınç, “Ford Otosan da Avrupa’nın ticari araç üssü. Biz de buna paralel olarak çalışıyoruz. Ford Otosan olarak batarya dahil ilk elektrikli araç üretim tesisini kuruyoruz. Bu yılın nisanında ilk elektrikli araç tanıtımı da yaptık. Önümüzdeki 5 yıl içinde sürdürülebilirliğin önemi daha da artacak. Bu dönüşümde geri kalanlar lojistiğin de gerisinde kalacak” açıklamasında bulundu. Pandemi ile birlikte ortaya çıkan çip krizi meselesi hakkında da konuşan Kılınç, “Otomotivde kullanılan çipler biraz eski tip çip ve az hacimli. Şu anda otomotivde kullanılan çip normal markette yüzde 10’un altında diye biliyorum” dedi. Kılınç şöyle devam etti: “Üreticiler telefonlarda kullanılan yeni çipler alanına yönelmek istiyor. Otomotivde kullanılan eski çip alanından çıkmak istiyor. Otomotiv tarafı da bu duruma ayak uydurmaya çalışıyor.”

Yeni nesil TIR şoförü olmak istemiyor

Fuarda da sergilenen yeni nesil TIR’larda, çekicilerde çok şeyin değiştiğini ve çok teknolojik bir hal aldığını belirten Kılınç, “Çok konforlu ve iç hacmi çok rahat. Şoförlük için genç neslin pek ilgisi yok ama şoför akademileri de kuruluyor. Şoförlüğün cezbedilebilir bir hale getirmek için çaba sarf ediliyor. Şoför bulamadığımız için maliyetlerimiz olumsuz yönde etkileniyor” şeklinde konuştu.

Toplam tedarikçilerinin bin 200’ün üzerinde olduğunu ve bunun Avrupa’da da 600’ün üzerinde olduğunu ifade eden Kılınç, “Ayrıca gaz tedariki ile ilgili her ülkenin farklı bağımlılıkları var. Bununla ilgili AB önlemleri uzun zamandır almaya başladı. Yeterli olup olmayacağını mevsim koşulları da gösterecek” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE DE ARTIK DENİZYOLU TAŞIMACILIĞININ AĞIRLIĞINI GÖRECEĞİZ

● Pandemiden önce Türkiye’de denizyolu ile taşınan ürünün yüzde 65 seviyesinde olduğunu kaydeden Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Başkanı Aydın Erdemir, “Dünyada toplam taşımanın yüzde 90’lar civarı denizyolu ile yapılıyor. Türkiye’de de artık denizyolunun ağırlığını göreceğiz” dedi. Türkiye limanlarının diğer ülke limanlarına göre daha genç olduğunu belirten Erdemir, “Bu her geçen gün daha da büyümektedir” diye konuştu. Limanların yeni yatırımlarla büyümesi gerektiğini vurgulayan Erdemir, “Limanlarımızın kapasite ihtiyaçlarının en az yüzde 50’si mevcut limanlarımızın modernizasyonundan geçiyor” ifadelerini kullandı.

Atıl yatırımlar yapılmamalı öncelikli yatırımlar yapılmalı

Gemilerin büyüme ihtiyaçlarının lojistik ekonomisinden geldiğini söyleyen Erdemir, “Büyüyen gemilerle beraber tasarruf sağlanıyor ve ekonomi elde ediliyor” açıklamasında bulundu. Erdemir şöyle devam etti: “Rekabet avantajı muazzam lojistik çözümleri de beraberinde getiriyor. Türkiye’nin büyüyen gemi ihtiyacı öncelikli olarak konteynerde var.” Sıvı terminallerinin de ölçek olarak büyümesi gerektiğini aktaran Erdemir, “Ayrıca artık yeni limanlarımızda büyük ölçekte gemiler yanaştırılabiliyor. tıl yatırım yerine bugünkü öncelliklerimiz neyse o yatırımları yapmamız gerekiyor. Ki çevresel meseleler de öne çıktı” değerlendirmesinde bulundu. Erdemir şöyle devam etti: “Demiryollarında özel sektör işletmecilik tarafında var. Hiçbir yerde binlerce kilometrelik altyapıya sahip demir yollarını özel sektörün kurması mümkün değil. Bunlar kamu tarafından kurulur. Liman da öyledir. Devletin en önemli görevi bu altyapıları tamamlamaktır.”

Türkiye küresel rekabette kritik bir ülke

“Limanlar Türkiye’nin Batı ve Doğu ile olan ticareti ile gelişecek bir şeydir” diyen Erdemir, Türkiye’nin son 20 yıldaki hamlesinin limanlara da yansıdığını söyledi. Ukrayna- Rusya Savaşı’nın küresel güç rekabetinin çok daha gerilimli bir rekabete dönüştüğünü gösterdiğini de bildiren Erdemir, “Türkiye burada kritik bir ülke. Türkiye konumunu burada çok iyi belirlemelidir. Bütün sanayimiz bu küresel ortamdan etkilenecek. Bir tarafta başka bir yere zorlanırsak sorunlar yaşayacağız” şeklinde konuştu.

Türkiye’de sanayicilerin 30 yıldır çok önemli yatırımlar yaptığına da değinen Erdemir, “Fakat ihracatta birim fiyatta halen düşüğüz. Bunu bir an önce orta seviyelere taşımalıyız. Bizler isimsiz olarak da dış politikada bir parçayız, burada Türkiye’yi riskler de bekliyor avantajlar da… Ama biz avantajlar olsun diye uğraşacağız” açıklamasına yer verdi. Erdemir şöyle devam etti: “Ayrıca tüm limanlarda dijitalleşme ile birlikte randevu sistemi yaygınlaşmaya başladı. Siz randevu ile saatinden önce geleni başka yerlerde beklemeye itmelisiniz. Teknoloji bu beklemeleri engelleyecek.”

PANDEMİDE BAZI SEKTÖRLERDE ÜRETİMDE ARTIŞ OLURKEN BAZILARINDA AZALMA YAŞANDI

● Lojistik sektörüne bakıldığında pandemide geleceğe yönelik olumlu anlamda ama süreç içinde olumsuz anlamda etkilenen sektör olduğunu aktaran Zer Uluslararası Lojistik Satın Alma Müdürü Emel Candaş Uslu, “Pandemide bazı sektörlerde üretimde artış olurken bazılarında azalma yaşandı” dedi. Pandemide tedarik sürecinde bir süre herkesin ne yapacağını bilemediğini söyleyen Uslu, “Biz bilgi akışı sağladık. Üretim tarafında çip krizi de yaşandı. Navlun ve petrol tarafında sıkıntılar da meydana geldi. Anladık ki en ufak bir taşı yerinden oynattığınızda kırılgan bir şekilde diğer bütün taşlara sirayet ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fiyatlar pandemi öncesine düşmez

Navlunların çok ciddi şekilde arttığını ve 12-14 bin dolar seviyelerinin dahi görüldüğünü vurgulayan Uslu, “Bugün ise gerilemeler var. Her an pandemi gibi tahmin edemeyeceğimiz bir sebepten fiyat artışı olabilir diye önlemler almaya çalışıyoruz” diye konuştu. Birçok sebeple fiyat artışlarının yaşandığını da belirten Uslu, “Şu an aynı hızda da düşmeye başladı. Maliyetten bağımsız düşüşler yaşanıyor, petrol geri gelmiyor ama navlun geri gelmeye başladı. Belki de bir resesyon dönemi etkisi var. Şu an bu hizmete bir talep olmadığı için geri geliyor. Ve bence bu fiyatlar daha da geri gelecek. Fakat pandemi öncesi kontratlı seviyelere de geleceğini düşünmüyorum” açıklamasında bulundu. O seviyelerin de sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Uslu, “Özellikle ithalat navlunları bir miktar daha bizim açımızdan geri gelecek ve bu seyrine de devam edecektir. Ama artık uzun vadeli planlar yapmak doğru değil bunu anlamış olduk. Alternatif planlar yaparak yola çıkmak gerekiyor. ABD ve Afrika pazarında da bu fiyatlar bizim için geri gelecektir” şeklinde konuştu.

İşimizi ne kadar çok deniz ve demiryoluna aktarabilirsek o kadar avantajlı olacağız

Bütün taşıma modellerini bir arada kullandıklarını söyleyen Uslu, “İşimizi ne kadar çok deniz ve demiryoluna aktarabilirsek o kadar avantajlı olacağız” dedi. Fakat sadece bir lojistik alanın da pek mümkün olmadığını belirten Uslu, “Bu tür süreçlerin tamamının alternatiflerini oluşturmalıyız. Yakın zamanda da Ford Otosan’ın Macaristan’dan karayolu üzerinden getirdiği sevkiyatları çok uzun bir mesafe demiryolu olacak bir şekilde süreci devreye aldık. Buradaki amacımız şoför bulunurluğu ve karbon emisyonuydu. Ciddi bir alternatif yaratmış olduk. Sürekli olarak yeniliklere açık olmak gerekiyor” diye konuştu. Normal şartlarda limanlara sadece karayolu ile ulaşamadıklarını kaydeden Uslu, “Biz buralarda da özel müteşebbislerden hizmet alır durumdayız, TCDD’den direkt hizmet almıyoruz. Çünkü onlar da yapısal işleri sağlıyorlar organizasyon tarafını özel müteşebbisler sağlıyor.İşi tek başına demiryoluna çevirmek yarın başlayacak bir şey değil. Elbette devlet desteğine ihtiyaç var. İhracatçıya yapılan destekler gibi destekler sağlanabilir. En azından fabrikalardaki bağlantılara olan sübvansiyona ihtiyaç var. Burada da bazı girişimler olabiliyor” açıklamasına yer verdi. Uslu şöyle devam etti: “Dataya da hakim olmak lazım. O zaman yük birleştirmeleri de daha kolay oluyor.”

Sayfa içeriği Zer iş birliği ile hazırlanmıştır.