UĞURCAN GÖKÇEN

Gümrüklerde alınan ordino bedeliyle ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, gümrük idarelerine gönderdiği yazıda işlemler için artık ordino belgesinin aranmayacağı bildirildi. Bu hamle ordinonun kaldırılmasını isteyen ihracatçı tarafında sevinçle karşılanırken, taşımacılar bu hamlenin süreç içerisinde hiçbir yasal değeri olmadığını söylüyor.

İhracatçılar 1 Kasım İhracat Haftası Etkinliklerinde, Başbakan Binali’den 10 talepte bulunmuş, bu taleplerden birisi de 700 milyon lirayı bulan ordino ücretinin kaldırılması olmuştu. TİM Başkanı tarafından dile getirilen bu istek ve miktar, taşımacılık sektörü temsilcileri tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

Özellikle deniz yoluyla taşınan, ithal hammadde ve ara malı taşınmasına ödenen ordino ücreti ile yasal bir adım atıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından gümrük idarelerine gönderilen resmi yazıya göre, artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük idarelerince ordino belgesi aranmayacağı bildirildi.

Yazıda, “Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, gümrük işlemlerinin yürütülmesi sırasında bazı gümrük idarelerince ordino talep edildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, Gümrük Yönetmeliği’nin ‘Eşyanın Teslimi’ başlıklı 130 maddesinin birinci fıkrasında; “Eşya, boşaltma yerinde konşimentoda teslim edileceği gösterilen ve bir nüshasını taşıyan kimseye ve eğer konşimento emre muharrer ise ciro ile devralmış şahsa teslim olunur” hükmüne de yer verilmiştir. Ayrıca; gümrük mevzuatında ordinoya ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu çerçevede; gümrük mevzuatında yer almayan bir belge olan ordino, gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük idarelerince aranmayacaktır” denildi.

Bu gelişme üzerine gümrük idarelerine artık ordino istenmediğine dair yazılar asıldı.

PAGEV Başkanı Eroğlu: Acentlerin talepleri hükümsüz

Sorunun çözümü için ilgili bakanlıklarla yürüttükleri çalışmaya değinen Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, “Başından beri kanundışı ve keyfi olduğunu vurguladığımız bu uygulama karşısında haklılığımız ispatlandı. Bundan sonra firmalarımız tüm gümrüklerde “Ordino Bedeli” ödemeden konşimentoyla gümrükleme işlemlerini tamamlayabilecek” dedi.

Eroğlu, “Ordino alınması işlemi zaman kaybına neden olduğu gibi ordino düzenleyen firmalara da belge ücreti, özet beyan vb. sonu gelmeyen ibareleri kullanarak faturalar düzenleme fırsatı veriyor ve bu tür birçok ücretin ödenmesini gerekli kılıyordu. İthalatçılar bedelini ödediği kendi malını gümrükten çekebilmek için bu bedeli ödemek zorunda bırakılıyordu” diye konuştu.

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bir aylık çalışmalarının sonuç verdiğini belirterek, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük idarelerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı” değerlendirmesini yaptı. Eroğlu ayrıca, bu yazıdan sonra acentelerin ordino ücreti talep etmesinin hükümsüz ve keyfi olduğunun altını çizdi.

Yeni yasal düzenleme çalışması yapılıyor

Liman işletmelerinin de acentelerle birlikte hareket ederek ordino bedeli olmadan malları limandan çıkartmama ihtimalini de göz önüne alarak Ulaştırma Bakanlığı ile acenteleri kapsayacak yeni bir yasal düzenleme çalışmasının da yapıldığının bilgisini veren Eroğlu, bu düzenlemeyi de takip ettiklerini ve hızlandırmaya çalıştıklarını açıkladı.

UTİKAD: Belgeyi hukuksuz saymak mümkün değil

Bakanlık tarafından yayımlanan yazıya ve daha sonrasında yapılan açıklamalara taşımacılar tarafından ise tepki var.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) ve Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği tarafından DÜNYA Gazetesine yapılan açıklamalarda, “4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nda yer almadığı için, bazı kurumlarca ifade edildiği gibi bu belgeyi hukuksuz saymak mümkün değildir” ifadesi kullanıldı. Gümrük Yönetmeliği’nin 130. maddesinin yükün kime teslim olunabileceğini belirttiği, bu maddeden teslim işleminin gümrük idaresi yetkisi ve sorumluluğunda ve onun onayıyla olacağı anlamının çıkarılamayacağı belirtildi. Açıklamalarda ayrıca, ordino belgesinin talep edilmemesi durumunda birçok sorunun doğacağı da savunuldu.

Uygulama birçok sorun doğuracak

Ortak hukuki görüşlerin yer aldığı açıklamalarda gümrük idaresinin 4458 sayılı kanunla antrepo ve geçici depolama yeri işletmeciliği görevlerinden çıktığı için bu işleme zaten taraf olmadığı belirtildi.

Açıklamada, gümrük idarelerinin antrepoculuk faaliyetinin özel antrepocular tarafından yapıldığı vurgulandı. Yükün geçici olarak, emaneten teslim edildiği geçici depolama yeri veya antrepo işletmelerinin sorumluluğunda olduğu vurgulanan açıklamada, şu ortak görüşe yer verildi: “Bu işletmeler gümrük işlemlerinin sonlandırıldığını ve taşıyanla alıcı arasındaki özel hukuka tabi teslim işleminin onaylandığını tespit ettikten sonra, yükü taşıyanın belirttiği doğru alıcıya teslim edebilirler. Bu durumun aksine bir uygulama, önemli olumsuz sonuçlara yol açacaktır.”

Ordino belgesini uygulamaya devam edeceğiz

Son günlerdeki yanlış değerlendirmeler ve yönlendirmeler sonucu, iki ayrı sürecin birbirine karıştırılmasıyla tereddütler oluştuğunu dile getiren UTİKAD şu açıklamayı yaptı:

“Ancak taşıyanlar, taşıma işi organizatörleri ve lojistik firmaları, uluslararası taşıma işindeki yükümlülük ve sorumlulukları gereğince bugüne dek olduğu gibi yükün doğru alıcısına teslimini sağlayan “ordino/ yük teslim talimat formu/ yük teslim belgesi/etiketli konşimento” belgesini düzenlemek ve alıcıya teslim etmekle mükelleftir. Geçici depolama yeri veya antrepo işletmecisi de bu belgeye dayanarak yükün fiziki olarak alıcıya teslimini sağlamak zorundadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda, verdiğiniz hizmetlerin karşılığını yasal çerçevede tahsil ederek, belirtilen belgeyi müşterilerimize teslim etmeye devam edebileceğimizi bildiriyoruz”

“Bu hafta bir toplantı olabilir”

Görüşlerini DÜNYA ile paylaşan UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur, hukuki açıdan bakıldığında gümrük idarelerinin zaten yıllardır bu belgeyi istemelerine gerek olmadığını söyledi.

Uğur, “Gümrük idaresi aslında hiçbir evrak istemek zorunda değildir. Her şey bilgisayar dahilinde kontrolde zaten. Bu sadece alışkanlık, çünkü ordino evrakı gümrük işlemleriyle ilgili bir evrak değil zaten. Dolayısı ile o evrakların arasında yok” dedi.

“Bu bir hizmettir ve bunun bir bedeli vardır. Biz fahiş bedel alınmasına da karşıyız. Biz doğruyu açıklamaya çalışıyoruz” diye konuşan Uğur, “Antrepo işletmecisi gümrük idaresi onay verse bile o malı teslim etmemeli. Verirse malın bedelinden sorumlu olur” açıklamasını yaptı. Uğur, “Başbakanlık ve TİM ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Konu, şu an bakanlıklarca da tartışılıyor. Bu hafta bir toplantı olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği:
Fazla ücret alınması engellenerek düzen sağlanabilir

Ordino belgesinin teslim edilmemesinin ticari ve hukuki bir takım sorunlara neden olabileceği görüşünü savunan Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği açıklamasında, “Mevcut işleyişte konşimentoyu elinde bulunduran kötü niyetli şahısların yükleri bir yük teslim belgesi olmadan teslim alma imkanları olmamakla birlikte, değiştirilmek istenen uygulama bu gibi kişilerin teslim alma hakları olmadığı halde malı fiilen ele geçirmelerine ortam sağlayabilecektir” uyarısı yapıldı.

Sorunun fazla ordino bedeli istenmesinden kaynaklandığı belirtilen yazıda, bu durumun fazla ücret alınmasını engelleyerek düzene kavuşturulabileceği görüşü yer aldı.

‘Ordinonun kaldırılması yüzümüzü güldürdü ancak yeterli değil’

MELTEM AHATOĞLU ŞAHİN

Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan, ordinonun kaldırılmasının yüzlerini güldürdüğünü ancak ordinonun ihracatçı üzerinde yükün küçük bir kısmı olduğunu söyledi. Arslan, “İhracatçımızın sadece ordino uygulamasından kaynaklı maliyeti yaklaşık 700 milyon lira, diğer işlemler ise bunun 4-5 katıdır” dedi.

Arslan, dış ticaret alanında faaliyet gösteren nakliye acentelerinin manifesto ücreti, terminal güvenlik ücreti, ekipman survey ücreti, geçici kabul ücreti veya başka isimler altında tahsil ettikleri ücretlerin, fahiş oranlarda uygulandığı ve çoğu zaman navlundan daha yüksek bir meblağa ulaştığını bildirdi.

Arslan ithalatçıların şu ek ödemelere maruz kaldığını savunuyor:

-Acentenin gümrüğe yaptığı, yükün geldiğine dair yazılı bildirim için alınan manifesto ücreti, acentenin kendi gideridir. Fakat bu ücreti her acente firmalardan almamakla birlikte, bazı acenteler 25-35 dolar arasındaki manifesto ücretlerini firmalardan tahsil etmektedir.

-Terminal Güvenlik Ücreti (Isps) liman tarafından acentelere kesilmektedir. Liman acentelere 9 dolara kesmektedir. Acenteler ise 10-14 dolar arasında ihracatçı firmalara bu ücretleri yansıtmaktadır.

-Konteynerin gemiden indirme ücreti olan tahliye ücretinde de 120 dolar olarak acenteye kesilen meblağ, ithalatçı firmalara 145-175 dolar arasında yansıyor. Herhangi bir konteyner için 25-50 dolar arasında haksız tutar elde ediliyor.

-Ekipman denetim ücreti olarak kesilen ve her bir konteynerin hasar olup olmadığına dair kontrol edildiği işlemde ise haksız yere, 12-14 dolar ücret talep ediliyor. Bu ücretin zaten ücretsiz olarak sunulması gerekir.

-Konteynerin boşaltılması amacıyla gümrüklü alan dışına çıkarılıp, boşaltma işlemi bittikten sonra tekrar gümrüklü alana girebilmesi için yapılan geçici kabulde de firmalara 15 dolarlık maliyete karşın 35-65 dolar arasına maliyet yansıtılıyor.