Seçimden sonra iş başına gelen hazine ve maliye bakanı Sn. Mehmet Şimşek’ten ilk açıklama bundan böyle rasyonel(akılcı) para politikası izleneceği yönünde olmuştu ve bu bağlamda %8,5 a kadar indirilen politika faiz oranı haziranda %15 e temmuzda %17.a ve son olarak da ağustos ayında 750 baz puanlık artışla %25 e kadar yükseltildi. Yapılan açıklamalara bakılınca faiz artışlarının önümüzdeki süreçte de devam edeceğini tahmin etmek zor değildir.

Faiz konusunda hepimiz en aza indirilmesi, hatta sıfıra düşürülmesi konusunda tahmin ediyorum hemfikiriz. Çünkü Sn. Cumhurbaşkanımızın savunduğu “faiz sebep enflasyon neticedir” tezi doğrudur. Kullandığımız veya ihtiyaç duyduğumuz her ürünün üretimi sırasında kredi kullanılmaktadır ve bunun için bir bedel ödenmektedir. İşte ödenen bu bedel faizdir. Üretim işletmelerinin kullandıkları kredinin maliyeti zorunlu olarak üretim maliyetlerine eklenmekte bu da enflasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.Sn. Cumhurbaşkanımızın tezinin anlamı budur.

Politika faizi, diğer bankaların paraya ihtiyaç duyduğu dönemlerde genelde bir haftalık süre ile merkez bankasından aldıkları paranın faizidir ve bankalar kâr amacı ile merkez bankasından aldıkları bu parayı ihtiyaç sahibi kurum ve kişilere kerdi olarak satarlar. Bu işlemi yaparken aldıkları faiz oranının üzerinde faiz uygulamalıdır ki kazanç elde edebilsinler. Dolayısıyla politika faizleri yükselince kredi faizleri de yükselecektir. Mevduat faizleri de aynı sistemden dolayı yükselme eğilimine girecektir.

Merkez Bankası’nın sürpriz bir şekilde politika faizini yüzde 17,5’tan yüzde 25’e çekmesi sonrası bankalar da dün mevduat faizini yüzde 40 düzeyine yükseltti. Başta ticari kredi faizleri olmak üzere yasal düzenlemelere göre bazı faiz oranları politika faizine bağlı olduğu için şimdi ticari kredi faizi üst limiti yıllık yüzde 37,5’ten yüzde 56’ya kredi kartı nakit çekimi ve KMH yüzde 53’e (aylık yüzde 3,6) kredi kartı azami faiz oranı da aylık yüzde 2,8 ve yıllık yüzde 40 olacak.

Merkez Bankası’nın sürpriz faiz artırımı ekonomide Ortodoks politikalara dönüşün artık kesin olduğunun kanıtı olurken diğer yandan önceki gün Merkez Bankası’nın bankalara tavsiye ettiği Kur Korumalı Mevduat ‘tan (KKM) Türk Lirası mevduata dönüşü hızlandıracak adamı da beraberinde getirdi. Bankalar kredi faizleri mevduat faizinin altında kaldığı için KKM düzenlemesi sonrası TL mevduat faizlerini artırmaya yaklaşmazken yüzde 25’e çıkarılan faiz sonrası dün harekete geçti. Politika faizinin yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çekilmesi sonrası bankalar da dün mevduat faizini yüzde 40 düzeyine yükseltti.

Peki bankalar neden KKM düzenlemesi sonrası Merkez Bankası’nın KKM’yi yüzde 50 azaltma tavsiyesine neden uymadı da faiz artırımının ardından hayata geçirdi? Çünkü bankaların verdiği krediler başta ticari kredi faizleri olmak üzere yasal düzenlemelere göre politika faizine bağlı.

KKM kararı alındığında politika faizi yüzde 17,5 olduğu için politika faizine bağlanan ticari kredi faizleri yasal düzenlemeler gereği yüzde 36,5’e denk geliyordu. Bu da yüzde 30’un altında olan mevduat faizini artırmayı olanaksız kılıyordu. Şimdi politika faizi yüzde 25’e yükseltilince ticari kredi üst limiti yaklaşık yüzde 56’ya çıktı. Böylece bankalar da mevduat faizini rahatça yüzde 40’ın üstüne attı. Uzmanlar yüzde 40’lık TL mevduat faizinin kurun daha fazla yükselmeyeceği varsayımı ile yüzde politika faiz olan yüzde 25 kadar getiri sağlayan KKM’den çözülmeyi sağlayabileceğini ve vatandaşın böylece TL mevduata dönebileceğini ifade ediyor.

Sadece mevduat faiz değil yasal olarak politika faizine bağlanan kredi kartı, kredili mevduat (KMH) ve kredi kartı nakit çekim faizleri de politika faizinin artması ile artırıldı. 1 Eylül itibarıyla geçerli olmak üzere referans oran, yüzde 1,58’den yüzde 2,26’ya çıkarıldı. Kredi kartı azami akdi faiz oranı yüzde 2,13’ten yüzde 2,81’e yükseldi. Kredi kartı azami gecikme faiz oranı da yüzde 2,43’ten yüzde 3,11’e çıktı. Ağustosta yüzde 2,89 olan nakit çekim veya kullanım işlemlerinde uygulanacak azami akdi faiz oranı yüzde 3,57’ye çekildi.

Önümüzdeki süreçte kur korumalı mevduattan TL ye geçişin cazip duruma getirilmesi için çalışmalar yapıldığını hepimiz biliyoruz. Bu bağlamda mevduat faizlerinin yükseltilmiş olabileceği olası nedenler arasında olabilir. Ancak enflasyonun %50 ye yakın olduğu bir ortamda mevduat faizinin en az enflasyon oranı kadar veya birkaç puan üzerinde olması gerekir ki tasarrufçular TL’yi tercih eder duruma gelsin.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar