Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, bu hafta Şans Sohbetleri’nde Fed’in 75 baz puanlık faiz artırımı kararını ve mesajlarını değerlendirdi. Güldağ, Fed’in daha yüksek enflasyon ve daha düşük büyüme projeksiyonuna dikkat çekerken, Ağaoğlu ekonomik gidişat ve bankaya yönelik soru işaretlerinin süreceğini vurguladı.

İkili, ‘sıkılaştırma’ sürecini piyasaların nasıl fiyatlayacağını da konuştu. Ağaoğlu, dolar endeksinde 120 kapısının aralandığına işaret ederken, Türkiye açısından paritenin de yakından izlenmesi gerektiğini ve 1,04’ün kritik seviye olduğunu kaydetti. Ağaoğlu, altın için de 1870’e dikkat çekti.

Güldağ: Fed, piyasaların fiyatladığı şekilde, faizi 75 baz puan artırdı. Güncellediği projeksiyona baktığımızda, daha yüksek enflasyon ve daha düşük büyüme bekliyor. Büyüme tahminini yüzde 2,8’den yüzde 1,7’ye düşürdü. 2023 için de yüzde 1,7 bekliyor. Enflasyon beklentisinin ise yüzde 4,3’ten yüzde 5,2’ye çıkarıldığını gördük. Powell, faiz oranlarını da yaz döneminde yüzde 2’nin üzerinde bir yerlerde göreceğimizi söyledi. Tüm bunların rüzgarlarını hem ABD ekonomisinde hem küresel ekonomide görürüz diye düşünüyorum.

Ağaoğlu: Son toplantı öncesinde piyasaya öyle bir yön verildi ki, 75 baz puan bekleyenler yüzde 98’e, 50 baz puan bekleyenler neredeyse sıfıra geldi. Biz neyi yanlış okuyoruz da bizden daha iyi biliyor dediğimiz çok şey vardır belki ama, enflasyon geçici, kalıcı tartışmasında çok önemli hata yaptılar ve bütün dünyaya bir soru yaşatıyorlar şu anda. Şubat ayında başlamış Ukrayna-Rusya savaşıyla tetiklenmiş bir hata da değil bu. Daha önceden çok uzun süre bedava para politikasını sürdürdüler. Parasal genişlemeyi ısrarla devam ettirdiler. Sonra bunun yaratacağı enflasyonunun da geçici olduğuna inandırmaya çalıştılar. Yani daha az hata yapmasını bekleriz, çünkü tüm dünyayı etkiliyor. Yıl sonu faiz tahmini 1,9’dan 3,4’e revize edildi ki bana göre en kritik olan bu. Amerikan 10 yıllıkları 3,50’lere kadar geldi. Kısa vadeli fonlamalar da oraya çıkar mı sorusu var.

Güldağ: Düğmeyi yanlış mı ilikledi diyorsun?

Ağaoğlu: Mükemmel tasvir. İlk düğmeyi yanlış ilikleyince üstüne maalesef yanlış gelmeye başladı. Euro/dolar paritesi ve doğal olarak Amerikan dolar endeksinde kritik seviyelere geldik. Dolar endeksinde 120’nin kapısı açılır diyeceğim. Bu bizim işimizi daha da zorlaştırır. Euro/ dolar paritesinde ikinci defa 1,04’ün altını gördük. Mayıs ayında 1,0350’ye gelmiştik. En son dün de 1,0360’lara geldik. Bu ikili dip olabilir mi, buradan toparlar mı? Çok kritik bir seviye. Eğer toparlarsa ne ala, ama toparlamazsa 0,90’lık seviyeleri konuşuyor olacağız. Bunun da bize etkileri olur.

Güldağ: Hatırlar mısın; bizi yakından takip eden bir okurumuz 2024 öncesinde 0,87 olacağını söylüyordu.

Ağaoğlu: Hatırlıyorum. Daha önce de ifade etmiştim, teknik analizde rakamlara yeterince işkence ederseniz size istediklerinizi söyler. İstersek 0,54’ü de buluruz. Ama 1’in altı bizi üzer.

Güldağ: Evet, çok çok önemli bir süreç.

Ağaoğlu: 1,04’lerin çok kritik olduğunu 1,07, 1,02 bölgesinde de konuşuyorduk. Önce bizi dış ticaret tarafında Euro paritesi üzerinden olumsuz etkiliyor. Beraberinde tüm fonlama maliyetlerimizin artması açısından bizi etkiliyor. Ve tabi ki bizi esas ilgilendiren konu CDS’lerimizin çok yükselmiş olması. Bizim CDS’lerimiz için de 850 dediğin anda, yüzde 12 dolar cinsinden fonlama maliyetinden söz ediyor oluyoruz artık. Hani bunun etkisi dışarıdan geliyor dediğimiz etki. Yani 1,5 ile 3,5 arasındaki 200 baz puan. Ama toplam Türkiye fonlamasına baktığımızda geçen sene 5,5-6’lar seviyesinden borçlanan Türkiye, bugün artık 12’li seviyelerde borçlanır hale gelir bu hesaba göre. Yüzde 12 dolar bazında kim kime faiz ödüyor? Yani bunu da bizim kazanmamız çok zor hale geliyor artık.

Güldağ: Fed’in yankıları devam edecek, bize dönersek. Önce Kayseri’ye özel bir parantez açmak isterim. Maşallah diyelim, çok güzel gidiyor. Dördüncü OSB’yi bitirmişler, beşincisi için hazırlık yapılıyor. Yani yatırım yapılamaz dediğimiz ortamda bile yatırım yapmaya devam ediyorlar. Beni etkiledi. Ancak genele bakarsak Türkiye’de talepte durgunluk başlamış vaziyette. Hemen herkes bunu ifade ediyor. Artan maliyetler, yatırım yapabilmek için finansman sorunu. Rotatifler yükseldi…

Ağaoğlu: Rotatifler 25 ile 45 arasında. Haziran sonunda yeni munzam karşılık cetvelleri geldikten sonra dünya farklı akmaya başlayacak ki onun bir kısmı zaten fiyatlara yansıdı. Bütün yatırımlar en basitinden fizibilite hesabı ile başlar. Fizibilite hesabı da en temelinde bir faize ihtiyaç duyar, ki onun üzerine siz bütün hesaplamalarınızı yapabilesiniz. Benim sıkça söylediğim şey odur. Aslolan faizdir dediğim zaman piyasada, bu hesapların yapılabilmesi için bazı fazlar olması lazım. Bu yok, ortadan kaybolmuş durumda.

Güldağ: Aslında sadece şirketleri de değil artık bankaları da ciddi şekilde etkiler hale geldi bu durum. Bankaların dolaylı maliyetleri artıyor ve artırılıyor. Net etkilerini üç vakte kadar görürüz.

Ağaoğlu: Bankalara dolaylı gelen maliyet artışları kredilerin fiyatlarının artırılması için. Aslında kredi verilmesini yavaşlatıp azaltmak için de dolaylı, arkadan dolaşarak alınan önlemler gelip duruyor.

Güldağ: Bireyselde 2,20’ler, 2,5’leri buldu aylık.

Ağaoğlu: Kredi maliyeti artsın amaçlanıyor. Bu da doğal olarak talebi düşürüyor. Talep düştüğünde bu sefer yatırım yapan veya üretimdekiler tam kapasite üretimlerini yapamayacaklar. Kapasite düştüğü takdirde ölçek problemi çıkacak. Ölçek problemi maliyet artıracak. Maliyet yeniden enflasyon olacak… Ne olur birileri hakikaten kabul etsin. Tek parametreli faiz deyip her şeyi bırakırsanız gerisi olmuyor. Bir bütüncül olarak ele alınması lazım. Çünkü bu palyatif önlemlerle bir yere varılmıyor.

Güldağ: Israrın nereye götürdüğü belli.

Ağaoğlu: Yani deneye yanıla görelim demiştik, gördük, daha fazla ısrara gerek yok. Bizim jenerasyonun en ünlü oyunlarından biriydi tetris. Seviye arttıkça, blokların geliş hızı artar ve bir süre sonra siz o blokları bir yerlere yerleştirmeye çalışırken son 4-5 satıra kadar gelirsiniz artık orada çaresizsiniz. Bir yerlere atıştırırız blokları daha fazla puan alayım, rekor kırayım. Biz sanki o 4-5 satırda gibiyiz. Oraya buraya bir takım önlemler serpiştiriyoruz, umuyor ve diliyoruz ki bir tane uzun çubuk gelecek her şey yoluna girecek. Benim oynadığım oyunların yüzde 99’unda uzun çubuk tam zamanında asla gelmedi.

Güldağ: Güzel bir benzetme oldu gerçekten. Son gelen GES oldu. Büyük bir beklenti oldu ama piyasa hiç tatmin olmadı. Ki TL’deki baskının da sürdü.

Altın için 1870 seviyesi halen kritik

Güldağ: Altında Fed sonrası kısa vadede bir trend değişikliği bekliyor musun?

Ağaoğlu: Bu hengamenin arasında daha fazla düşmüyor altın. Hem altın hem de gümüş bir önceki diplerinin üzerinde kalmayı başardılar. Bu kadar katastrofik bir ortamda, ki bedava para da çok yukarıya çıkmışlardı. Bir ara ilginin kaybolup yerine kriptonun geçtiğini söylemiştik. O zamanlar hatırlarsan neden çıkmıyor konusunda altın ve gümüşün artık majör bir rakibi var, o da kripto dünyası demiştik. Kriptodan dayak yiyenler güvenli bir limana gidelim dedikleri için de altın ve gümüş çok düşmedi. Majör bir toparlanma olmasını şu anda beklemiyorum. Altın için halen kritik seviye 1870. Haziranın 10’unda da o seviyelere geldik. Gümüşte de bu seviye 22,90’lar. Gümüş için bu seviyeyi geçmeden çok fazla yukarı yönlü bir hareket olmaz. Aşağı yönde sınırlı bir bantta kalırız diye düşünüyorum.

Petrolde 4 Temmuz sonrası sınırlı gerileme görürüz

Güldağ: Petrol fiyatlarındaki yön arayışı için ne düşünüyorsun?

Ağaoğlu: Brent petrol 120 doların altına indi. Önemli iki sebepten biri 75 baz puan fiyatlaması. İkincisi ABD’de 4 Temmuz tatil dönemine yaklaşılıyor olması. Ona hazırlık yapıyor piyasa. Sonra majör bir gerileme için İran’la ilgili olumlu haberlerin gelmesi lazım. Alttan alta görüşmeler bir noktaya kadar getirildi. Bir de Rusya tarafından izlemeye çalışıyorum. Rusya kışın gerçek anlamda gaz silahını masaya koyacak. O yüzden ben bu fiyatlarda kolay kolay geri çekilme beklemiyorum. Ama 4 Temmuz sonrasında bir miktar gerileme olabilir. Bunun İran’la desteklenmesini bekliyorum. Ama halen 85 -95 doların altının hayal olduğunu düşünüyorum.