ABD İLE İLİŞKİLERİN EKONOMİYE ETKİSİ

23 Eylül 2021 tarihinde sayın Cumhurbaşkanımızın New York’ tan dönüşte yaptığı açıklamalar hepimizi derin düşüncelere götürdü. Açıklama, ABD ile ilişkilerimizin iyi olmadığı ve kötü bir başlangıç yapıldığı yönünde idi.

ABD başkanı Joe Biden seçilmeden önce yaptığı ve kamuoyuna yaklaşık 7 ay sonra yaptığı açıklamada

Türkiye’de iktidarın başka yollarla değil, seçimle değişmesi gerektiği yönünde sözle sarf etmişti.

Ve bu açıklama ülkemizde haklı olarak hepimizin tepkisine yol açmıştı. Çünkü her ne sebeple olursa olsun her kim olursa olsun bizim yönetimimize, yöneticilerimize, ülkemize söz söylemeye hakkı yoktur. Bu hakkı kendisinde görenler millet olarak hepimizi karşısına alır. Bizim birlik ve beraberliğimizi de kimse bozamaz ve bozmayı da düşünemez.

Biden’den önceki başka Trump döneminde bir rahip krizi yaşadık. Fetö olaylarına karışan ve yasalarımız çerçevesinde cezalı durumda olan rahibin salıverilmesini ve ABD ye geri gönderilmesini bizzat Trump istemişti ve biz de yasa gereği iadesinin mümkün olmadığını belirtmiştik.

Ancak bir müddet sonra ABD yönetimi, bize yaptırım uygulamaya başladı ve dolar 4 TL’den 7 TL ye çıkmıştı. Yaşadığımız olumsuz gelişmelerden sonra rahip ABD ye uçtu.

ABD’den satın aldığımız S400 uçaklarının bize teslim edilmemesi ve parasını da ödediğimiz halde iadesinin yapılmaması da başka bir krizdir. Ekonomik zorlukların yaşandığı dönemde 2,5 milyar parayı peşin ödedik ama ne malı ne de parayı alabiliyoruz. ABD bize burada da yaptırım uygulamak niyetinde gözüküyor. Biz, söz konusu savaş uçaklarını gerektiğinde kullanmak üzere satın aldığımız bir gerçektir.

Hükümet yetkililerinin açıklamalarına gör ABD bu uçakları vermediği taktirde Rusya’dan alabileceğimizi beyan edince ABD bundan rahatsızlık duymuş olmalı ki engel olmak istiyor. Ve ekonomik yaptırımların gündeme gelebileceğinden bahsediyor.

Biz ,Türk milleti olarak milli değerlerimize bağlı, birlik ve beraberliğimizi bozmamak  gibi temel değerleri olan bir milletiz ve bunun örnekleri tarihte görülmüştür. Son gelişme ise ABD’nin Suriye sınırında yaptığımız teröristle mücadele sürecinden rahatsız olduğu yönündedir. Sayın Dış işleri bakanımız tarafından gereken cevap verilmiştir. Yukarıda da bahsettiğim gibi hiç kimsenin bizim iç işlerimize karışma yetkisi yoktur ve buna seyirci kalmamız mümkün değildir.

Ancak dış politikada izlediğimiz yolu belirlerken son derece dikkatli olmak zorundayız. ABD vermediği taktirde S400 uçaklarını Rusya’dan almak istememiz savunmamız açısından doğrudur ama ekonomik olarak dışa bağımlı bir ülkeyiz. Yani ekonomik göstergelerimiz dış gelişmeler karşısında kırılganlık gösterebilir. Dolayısıyla izlediğimiz fış politika çok önemlidir.

ABD ile yaşadığımız ilişkiler sonucu döviz kurlarının nasıl etkilendiğini yukarıda anlatmaya çalıştım. Bundan sonra yaşanacak gelişmeler için ince eleyip sık dokumalıyız. Çünkü ülkemizde döviz kurlarının yükselmesi maalesef enflasyonu da körüklüyor.

Terörle mücadelede elde ettiğimiz başarı ortadadır. ABD yetkililerin istekleri için bu konudan taviz veremeyiz ve vermemeliyiz. Çünkü toprak bütünlüğümüzü korumak zorundayız.

Rahip konusunda yaşadığımız döviz yükselmesini bir müddet sonra Trump kendisinin yaptığını itiraf etmişti O dönemde yaşadığımız olumsuz ekonomik gelişmeleri dikkate alarak ilişkilerimizi gözden geçirmeli ancak temel ilkelerimizden taviz vermemeliyiz. Çünkü ABD yönetimi güven vermediği gibi bizim terörle mücadelemize engel olmak istiyor ve teröristlere yardıma devam ediyor.

T.C. Merkez bankasının enflasyonun üzerinde faiz taahhüdüne rağmen çekirdek enflasyonu baz alarak faizleri düşürmesiyle birlikte dolar kuru 9 TL. ye dayandı. Bu kararın sonrasında da yabancı yatırımcılar ülkemizden çekilmeye başladılar. Hâlbuki merkez bankası döviz rezervlerini artırabilmek için yabancı yatırımcıların ülkemize gelmesi son derece önemlidir. Merkez bankası para politikaları kurulu, alınan bu karardan sonra döviz kurlarının yükseleceğini bilmiyorlar Mı? Elbette biliyorlar. Döviz kurlarını yükselterek ihracatı cazip hale getirmek, politika faizlerini düşürerek de üreticinin kredi maliyetlerini azaltarak, yurtiçi üretim hacmini genişletmek, arz fazlası yaratarak enflasyonun önüne geçmek için faiz indirimi yapılmış olabilir. Gelişmeleri takip edeceğiz ve önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Ayrıca merkez bankası başkanının faiz düşürme sinyali vermesi, sonuç ta da döviz kurlarının yükseleceği gelen bilgiler arasında bulunuyor. Döviz kurları da bildiğimiz gibi çok kırılgan değişim gösterebiliyor. ABD ile ilişkilerin kötü olabileceği açıklamasıyla birlikte Suriye sınırımızda yaptığımız terörle mücadeleye olumsuz yaklaşımları yüzünden de dolar kuru artmıştır.

Yarın ne yaşayacağımızı bilmiyoruz. Ama ABD ile ilişkilerimizi tekrar gözden geçirmek zorundayız. Çünkü en küçük olumsuz bir gelişme karşısında dolar hareketlenir ve biz zarar görürüz.

Saygılarımla

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist