Eray ŞEN / ADANA

İnsan haklarına aykırı ve çevreye zararlı yöntemlerle üretilen ürünler, Almanya’da 1 Ocak 2023 tarihinde uygulanmaya başlanacak ‘Tedarik Zincirinde Özen Yükümlülüğü Yasası’ nedeniyle bu ülkeye giremeyecek.

Almanya’da aldığı hukuk eğitiminin ardından Adana’da avukatlık yapan İstem Bektaş Görücü, Türk iş dünyasında henüz yeterince bilinmeyen ancak Almanya’ya ihracat yapan şirketleri yakından ilgilendiren yeni yasanın dış ticarette getireceği değişiklikleri DÜNYA’ya anlattı.

Federal Meclis’te kabul edilen yasanın yürürlüğe girmesine 6 ay kaldığını vurgulayan Görücü, “Ürünleri doğrudan ya da dolaylı olarak Almanya pazarına giren, dünyadaki bütün şirketlerin karşısına 1 Ocak 2023’ten itibaren bu yasanın hükümleri çıkacak.” dedi.

Tedarik Zincirinde Özen Yükümlülüğü Yasası’nın 2023’de ilk olarak Almanya’da 3 binin üzerinde işçi çalıştıran şirketler için başlayacağını, 2024’de 1000’in üzerinde çalışanı olanların da dahil edileceğini ve kademeli olarak birkaç yıl içerisinde ülkedeki bütün şirketleri kapsayacağını anlatan Görücü, “Almanya’ya ihracat yapan, tedarik ilişkisi içerisinde olan, üretim, mal veya hizmet sunan dünyadaki bütün şirketlerin bu kanuna uyması gerekiyor. En büyük dış ticaretini Almanya ile yapan Türkiye’deki şirketleri de bu nedenle yakından ilgilendiren bir konu” diye konuştu.

Türkiye’de ilk okulu bitirdikten sonra eğitimine Almanya’da devam eden İstem Bektaş Görücü, Bielefeld Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Türkiye’de Ankara Hukuk Fakültesi’nden denklik alan Görücü, Adana Barosu’nda stajımı yaptı. 2012’den bu yana avukatlık yapan Görücü, ticaret hukuku üzerine şirketlere danışmanlık veriyor.

“İnsan hakları ve çevreye uygun üretim şartı getiriyor”

Tedarik Zincirinde Özen Yükümlülüğü Yasası’nın ‘insan hakları’ ve ‘çevresel haklar’ olmak üzere iki temel üzerine kurulduğunu vurgulayan Av. Görücü, “Üretim sürecinde bu hakların ihlal edilmemiş olması gerekiyor. Örnek olarak; zorla çalıştırma, çocuk işçi çalıştırma, eşitlik ilkesine aykırı iş ortamı, iş sağlığı ve güvenliğini ihlal etme gibi insan hakları ihlalleri ile birlikte, çevreyi kirleten maddelerle üretim, tehlikeli atıklara yol açma gibi çevresel kirliliğe yol açan yöntemlerden de uzak durulması gerekiyor.” bilgisini verdi.

“Uymayan tedarikçiler, Almanya’ya ihracat yapamayacak”

Yasanın, Alman firmasının bu koşullara uymasını yeterli kabul etmediğini dile getiren Görücü, “Tedarikçilerinin de uymasını istiyor. Almanya dışında bir tedarikçi buna uymaz ise iş yaptığı Alman firmasını sorumlu tutuyor ve cezai yaptırım uyguluyor. Bu cezalar da oldukça yüksek; 800 bin ile 8 milyon euro arasında değişen para cezaları, yıllık cirosu 400 milyon euroyu geçen şirketlerin cirosunun yüzde 2’si gibi yaptırımları var. Bu cezalar tabi ki Türk şirketlerini bağlayıcı değil ancak yasa hükümlerine uygun üretim yapmayan Türk şirketleri Almanya’ya mal satamayacak.” diye konuştu.

Yasada sözü edilen konuların, aslında mevzuat olarak Türkiye’de olduğunu ve ilgili kanunlarla düzenlendiğini kaydeden Görücü, “Ancak bundan sonra Almanya ile iş yapan şirketlerin bu mevzuata uyduğunu belgelemesi gerekecek. Bunu yapanların rekabet gücü artacak, diğerleri Almanya’ya ihracat yapamayacak.” ifadesini kullandı.

Sürecin, Türk ve Alman şirketleri arasında yapılan iş sözleşmelerini de etkileyeceğine dikkat çeken Av. Görücü, bu nedenle şirketlerin Ocak 2023’ten önce önlemlerini alıp, hazırlık yapması uyarısında bulundu.

Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında ilk sırada

Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi 2021 yılında 41 milyar dolar olarak gerçekleşti. Almanya, Türkiye’nin ticaret partnerleri arasında 19,3 milyar dolarlık ihracat ile birinci, 21,7 milyar dolarlık ithalatla da dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye toplam ihracatının yüzde 8,6’sını Almanya’ya gerçekleştiriyor. Bu ülkeye ihracatta; tekstil-hazır giyim, otomotiv, temel tarım ürünleri, makine aksam-parçaları, elektrikli cihazlar ve teçhizatlar, metal eşyalar gibi ürün grupları öne çıkıyor.