ANKARA (DÜNYA)- Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda yaptığı konuşmada, yüksek enflasyon ve cari açığın yanı sıra kredi hacmindeki daralmanın ekonomik aktiviteleri zorlaştırmaya devam ettiğini belirten ASO Başkan Nurettin Özdebir, bunun krediye bağımlı olan sanayide üretim kaybı ihtimalini güçlendirdiğini kaydetti.

Özdebir, “Küresel tarafta enflasyon ve faiz eğilimlerinin yükseldiği bir dönem yaşanırken, içerde ise enflasyon eğilimlerinin bozulmaya devam ettiği bir dönemdeyiz.” ifadesini kullandı.

Birçok ülkenin bozulan enflasyon eğilimleri karşısında büyümeden feragat edip faiz artışına devam ettiğine dikkat çeken Özdebir, “Türkiye ise küresel ekonomilerden ayrışarak, büyümeyi önceliklendirip enflasyona razı olan faiz seviyesinde bir değişikliğe gitmiyor.” dedi.

Mevcut durumda para-maliye politikasında doğru eşgüdüm gerektiğini ifade eden Özdebir, “Eşgüdümü sağlayan sıkı para, genişleyici maliye-gelirler politikası olmadan Merkez Bankasının alacağı kararlar, istikrara katkı sağlamamaktadır. Yani Para politikası tek başına yetersiz kalmıştır ve diğer politikalarla desteklenmesi gerekmektedir.” diye konuştu.

Türkiye’nin büyük altyapı yatırımlarını büyük ölçüde tamamladığına değinen Özdebir, bundan sonraki süreçte cari açığa yol açan ürünler başta olmak üzere kaynakların üretime kanalize edileceği bir seferberlik başlatılması gerektiğini vurguladı. Özdebir, büyümenin sürdürülebilirliği için kredi genişlemesinden ziyade sanayi ve ihracat üzerinden gerçekleşmesinin çok önemli olduğuna değindi.

Büyüme dinamikleri yüksek olmakla birlikte bunun istihdama katkılarının görülemediğini ifade eden Özdebir, “İstihdamsız büyüme yaşanan bir ekonomide, gelirin toplum bireyleri, sosyal sınıflar ve bölgeler arasındaki dağılımı da bozulmakta ve böylece ‘kalkınmasız büyüme’ söz konusu olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek katma değerli üretimin doğru işgücü ile yapılabileceğine işaret eden Özdebir, çok sayıda istihdam edilemeyen üniversite mezunu yerine daha az ama istihdam edilebilir mezunların daha önemli olduğunu belirtti.

“İşyeri yoksa iş de yok”

Asgari ücret tartışmalarına da değinen Özdebir, hiçbir işverinin çalışanını mağdur etmek istemeyeceğini söyledi. Özdebir, “İmkânı olan, ürünlerine enflasyon oranında zam yapabilen işletmeler çalışanlarının ücretlerini de zaten herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç kalmadan artırmaktadırlar. Ama diğer yandan, ürün ve hizmetlerinin ücretlerini kendi belirleyemeyen, maliyetlerinin büyük bölümünü işçilik ücretleri oluşturan firmalarımız da bulunmaktadır. Bu firmalarımızın yapılacak yüksek artışları karşılaması da oldukça zordur.” değerlendirmesini yaptı.

Yapılacak artışta da yükleri kaldıramayacak işletmelerin dikkate alınmasını isteyen Özdebir, “Yapılacak artış, zaten yüksek borçluluğa sahip reel sektörün istihdam yaratma kapasitesini azaltacak bir sonuca yol açmamalı. Devletimiz bu yükü reel sektörle paylaşarak, işletmelerimizin varlığını sürdürebilmesi için destek olmalıdır. Çünkü iş yeri yoksa iş de yok.” şeklinde konuştu. Özdebir, kendi işyerinde ücretlere ara zam yapıldığı bilgisini de verdi.

Ticari kredi hacminin 500 milyar lirayı geçtiğine de değinen Özdebir, “Yarın (bugün) kredilerimizin devre faizlerinin son ödeme günü ve maalesef bunu ödeyemeyecek firmalarımız var. Bankalar da şu anda kredi musluklarını iyice kısmış durumdalar. En azından devre faizlerini ödeyecek kadar kredi kullandırmaları lazım.” dedi.