İmam GÜNEŞ / İSTANBUL

Mal ve döviz kazandırıcı hizmet ihracatında bulunan firmalara Merkez Bankası’nca (TCMB) getirilen reeskont kredisi kullanmak için yeni şartlara ihracatçı tepki gösterdi. Merkez Bankası’nın aldığı kararlarla da yurda getirilen dövizlerin bozdurulmasıyla rezervlerin güçlenmesi amaçlanırken, ihracatçıların ihtiyaçtan doğan döviz problemleri büyüdü. İhracatçı yeni koşulların talebi de olumsuz etkilediğini belirtiyor. Yurda getirdiği dövizin yüzde 40’ını TCMB’ye bozduran, TL reeskont kredisi almak için de ayrıca bir bankaya yüzde 30 döviz bozdurmak durumunda kalan ihracatçılar, ithal girdileri için dövize ihtiyaç duyuyor. Ayrıca, kur korumalı mevduat için de dövizini bozduran ihracatçılar, işletme sermayesi ihtiyaçlarının her gün büyüdüğüne dikkat çekerek, “bankalar kredi verirken firmaları A, B, C grubu diye ayırıyorlar. Ama krediler hep A grubuna gidiyor. Bu grup artık ‘ağa grubu’ oldu” diyor.

Kamu da fedakarlık yapmalı

İhracatçılar uygulamadan önce de döviz bozdururken, ihracat ağırlıklı çalışan firmaların ise döviz ihtiyacı daha fazla. Yıllardır finansmana erişim sorunlarından bahseden ihracatçılar, çözüm olmadığı gibi fedakârlık gösterdiklerini ifade ediyor. Uygulamaların kendileri için yararlı olmadığını, ülkeye katkı için fedakârlık yaptıklarını kaydeden ihracatçılar, finansman ihtiyaçlarının her geçen gün arttığını, bunun için de artık kamu tarafının fedakârlık yapmasını gerektiğine dikkat çekiyor.

“Finansmana erişimi kolaylaştırmak isterken döviz bozdurmaya kadar geldik”

DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan ihracatçılar, “Bizim finansmana erişim sorunumuz yeni bir konu değil. Ancak durum daha da zorlaştı. Finansmana erişime kolaylaştırmak, uygun faizle uzun vadeli krediler temin etmeyi sağlamak için adımlar atarken ihtiyacımız olan dövizi bozdurmaya kadar geldik. Ancak Merkez Bankası da bir yandan döviz satıyor. Bu dövizi de kimler alıyor belli değil. Dövizi getiren ihracatçılar ama TL kredisi alarak döviz tutmayla da suçlanan yine ihracatçılar. Bu durumda yapılması gereken tek uygulamanın ülkeye döviz getiren ihracatçılara yeni yatırımlar için bahsettiğimiz şekilde kredi sağlanması olduğudur” dedi.

“Yatırım projelerimiz aylardır kredi bekliyor”

Firmaların işletme sermayesi ihtiyaçlarının her gün büyüdüğüne dikkat çeken bir ihracatçı şunları söyledi: “Bir yandan da siparişler geldiği için yeni yatırımlara ihtiyaç var. Kendi kaynaklarımız bir yere kadar yetiyor. Bizlere kredi vermiyorlar. Bugün kredi verseler yarın 10 milyon dolarlık yatırım yaparım. Ancak bu krediyi ihtiyacı olmayan firmalar alıyor. Bankalar, A, B, C grubu diye firmaları ayırıyorlar. Ama krediler hep A grubuna gidiyor. Bu grup artık ‘ağa grubu’ oldu. Biz proje finansmanı için kredi istiyoruz. Ödeme yapacağımız kurumlar belli. Bankalar ödemeyi onlara yapsınlar, biz kendimize de istemiyoruz. Muhataplar ve bu işin uygulaması oldukça net. Proje aylardır bekliyor. GES yatırımı için bile kredi alamıyoruz. Firmalar GES yatırımı yapsa, kendi enerjilerinin belli bölümünü karşılasa devlete de katkısı var. Enerji ithalatının bir bölümü de düşmüş olacak.”

“Ayağımızı gazdan çektik, yatırımları yavaşlattık”

İthal girdisi yüksek, ülkeye iyi döviz kazandıran firmaların uygulamalardan şikayetçi olduğunu belirten bir başka ihracatçı ise şöyle konuştu: “Biz sorunlarımızı anlatınca sadece not alınıyor. Hiçbir yapıcı açıklama yapılmıyor. Sorunlar çözülmüyor. Uygulamalar dolarizasyonu engellemek içindi. Bunun için ihracatçılar kullanılıyor. Uygulamayı kötü niyetli kullanan firmalar var. Ama bunu denetlemesi gereken ihracatçılar değil. Her 10 firmadan 8’i krediye ulaşamıyor. Finansman ihtiyacımız varken dövizimizin yüzde 30’unu bozdurarak reeskont kredisi almak bizim için bir şey ifade etmiyor. Emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklı olarak işletme sermayemiz olduğu yerde iki katına çıktı. Dolayısıyla herkes bankalara yükleniyor, limitler doluyor. Bankalar kusura bakmayın diyor. 10 dolar ihtiyacın varsa 3 dolar vereyim, o da sen olduğun için diyor. Biz de ayağımızı gazdan çektik. Yatırımları yavaşlatmak durumunda kalıyoruz.”

Hammadde stoku, ithalatı da patlattı

Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 70’i ithalata dayanıyor. Firmaların üretim yapabilmesi için hammaddeye ihtiyaçları var. Bir müşterisinden ödeme alan ihracatçının, yeni üretim yapabilmesi için gerekli hammaddeyi dolarla tedarik etmesi gerekiyor. Ancak dolarını Merkez Bankası’na bozdurarak zamanında uygun kurla geri alamayacağını düşünen ihracatçılar, bunun yerine gerektiğinden fazla hammadde alarak stok yapıyor. Bu durum da ithalat rakamlarını ciddi şekilde yükseltiyor. Geçen yılın ilk 6 ayında 105 milyar dolar ihracat ve 126 milyar dolar ithalat yapılmış, dış ticaret açığı 21 milyar dolar olmuştu. Bu yılın ilk 6 ayında ise 126 milyar dolar ihracat ve 177 milyar dolar ithalat yapıldı. Dış ticaret açığı da 51 milyar dolar oldu. Bu artışta her ne kadar emtia ve enerji fi yatlarının yükselmesi önemli etken olsa da ihracatçıların hammadde stokuna yönelmesinin de katkısı olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan ağırlıklı olarak ithalatı dolarla ihracatı ise Euro ile yaptığımız için parite kaynaklı yaşanan sorunlar dış ticaret açığını daha da büyütecek.

İGE’de kredi başvuruları 31 Temmuz’a kadar devam edecek

Geçen yıl ihracatçılar için 22,5 milyar dolar kredi desteği sağladığını açıklayan ihracatçıların bankası Türk Eximbank, bu yılın ilk 5 ayında ise 20 milyar dolarlık destek oluşturduğunu ifade etti. İhracatçılar ise kredi başvurularının uzun sürdüğünü, dönüşlerin zamanında yapılamadığını ve kredi almanın çok zor olduğunu belirtiyor. Diğer yandan Eximbank’ın yüzde 5, ihracatçıların 95 ortaklığında mart ayında faaliyete geçen İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE), bugüne kadar 3,4 milyar TL’lik kredi kefaleti verdi. 22 milyar TL’lik kredi hacmine ulaşmayı hedefleyen İGE, 31 Temmuz’a kadar başvuru yapacak KOBİ’lere İGE öz kaynaklarından verilecek kefaletler yoluyla Eximbank tarafından kredi kullandırılmasını sağlayacak.