Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İstanbul’da düzenlenen ‘Finansın Geleceği Zirvesi’ programına katıldı. Nebati, programda yaptığı konuşmada kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasının finansal istikrara katkısı, selektif kredi politikası, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm konularında değerlendirmelerde bulundu.

‘KKM İLE DENGELENDİ’

Finansal mimari ve altyapının geliştirilmesi için ilgili olan tüm kurumlar ile yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyleyen Nebati, ‘’Bu kapsamda atacağımız yeni adımları yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağız. Bu yeni adımlarımız da Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi finansal istikrara katkı sağlayacaktır. Hepinizin bildiği gibi KKM uygulamaya girmeden önce kurlarında ortaya çıkan yüksek oynaklık, uygulama sonrasında dengelenmiştir. Ayrıca, önümüzdeki dönemde ülkemizde girişimcilik ekosisteminin yaygınlaştırılmasını teminen yeni finansal iş modelleri de geliştireceğiz’’ ifadelerini kullandı.

4 DİJİTAL BANKA

Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm alanında yapılan çalışmalardan bahseden Nebati, ‘’Dijital Bankacılık lisanslamalarına başladık. Şu ana kadar üç tanesi katılım bankası olmak üzere toplamda dört dijital bankanın kuruluşu için BDDK tarafından onay verilmiştir. Dijitalleşmenin yanı sıra çağımızın bir diğer önemli trendi olan yeşil dönüşüm alanında da finansal sektörümüzün etkin rol almasını sağlamak amacıyla gerekli adımları atıyoruz. Nitekim, BDDK tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Bankacılık Strateji Belgesi” geçtiğimiz yıl yayımlandı’’ diye konuştu.

‘TROY’U YAYGINLAŞTIRACAĞIZ’

Yerli ödeme sistemi TROY ile ilgili de konuşan Nebati, ‘’Kartlı ödeme sistemleri alanında ülkemizin markası olan “TROY”un kurumsal yapısını güçlendirerek kullanım yaygınlığını artırmayı hedefliyoruz. Bankacılık ve banka dışı finans sektörüne ilişkin adımların yanı sıra sermaye piyasaları, katılım finans ve fintek alanlarında hayata geçireceğimiz reform ve politika adımları ile finansal sektörün bir bütün olarak sağlıklı şekilde gelişmesini hedefliyoruz’’ dedi.

‘KREDİLERİ ÜRETİME YÖNLENDİRİYORUZ’

Selektif kredi politikasının istikrarlı bir şekilde uygulandığını söyleyen Bakan Nebati, ‘’Uyguladığımız politikalar neticesinde, ekonomimiz son sekiz çeyrektir büyümesini kesintisiz sürdürürken vatandaşlarımıza yeni iş imkanları sunmaya da devam ediyor. Ekonomimizin daha fazla katma değerli üretim potansiyeline ulaşabilmesi amacıyla Türkiye Ekonomi Modelimizin sac ayaklarından biri olan selektif kredi politikasını istikrarlı şekilde uyguluyoruz. Böylece, reel sektörün finansmana kesintisiz erişimini sağlarken kredilerin de tüketimden ziyade üretken alanlara yönlendirilmesini sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

KOBİ’LERE DİKKAT ÇEKTİ

“21 Ekim itibarıyla toplam kredi hacmi yıl sonuna kıyasla 2 trilyon lira artarak 6.9 trilyon liraya ulaştı” diyen Nebati, “Bu artışın yaklaşık yüzde 83’lük kısmının reel sektörümüze açılan ticari kredilerden kaynaklanıyor olması oldukça önemlidir. 

Ticari kredilerde ihracat, işletme ve yatırım kredilerindeki artışlar ile imalat sanayine kullandırılan kredilerin payının yüksek seyretmesi de son derece olumlu bir göstergedir. Bunlara ek olarak, kredilerinin tarihsel ortalamasının üç katından fazla büyümesini ekonomimizin geleceği ve sağlığı açısından çok önemli buluyoruz. 2022 yılında, selektif kredi anlayışıyla, Hazine Destekli KGF Kefalet Sistemi’nde 111,3 milyar liralık kredi hacmi oluşturmuş durumdayız’’ şeklinde konuştu.

‘MAKRO İHTİYATİ TEDBİRLER KALDIRILMALI’

2. Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, geçici olduğu ifade edilen makro ihtiyadi tedbirlerin Türkiye’nin yeni ekonomi modelini destekleyecek şekilde bir an evvel kaldırılması ve gevşetilmesi gerektiğini söyledi. Aran, bankacılık sektörünün büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için kredilendirmenin seçici yapılabiliyor olması ve verimli yatırımların finanse edilebilmesi gerektiğini belirtti. Yurtdışından kaynak bulmanın zorlaştığını da belirten Aran, bir yıl vadeli yenilemenin yüzde 7.25 gibi bir oranla yapılabildiğini kaydetti. Aran, şöyle devam etti: 

Hakan Aran

‘ZORLAYACAK NOKTAYA GETİRMEYELİM’

“Eğer kredinin fiyatlaması ucuzlamasına rağmen krediye erişim güçleşiyorsa bunun kimseye bir faydası yoktur. Bankacılık sektör ekonomi modelini desteklemek için hangi alana kredi vermeyi ve hangi alana ucuz kredi vermek gerektiğini kendi içerisinde belirleyip ülkenin büyümesini desteklemek için temel fonksiyonlar verimli alanları seçmek ve bu kredileri seçme konusunda zaten mahirdir. Yeter ki bunu tedbirlerle müşteri tercihlerini de zorlayacak noktalara getirmeyelim. Biz müşterilerimizin tasarruf tercihlerine saygı gösteriyoruz. Tasarruf tercihlerinde Türk lirası kur korumalı mevduat var. Çok cazip mevduat ürünü hemen hemen tüm bankalarda yüzde 20’nin üzerinde bir dönüşüme konu oldu. Ama bunun ötesinde tercihine ihtiyacından dolayı yabancı para bulunan müşterileri bankalar üzerinden bu tercihlerini değiştirmeye zorlamanın ve bu tercih değişmezse de bununla ilgili bankaların finansal sistemin istikrarını riske atacak şekilde uzun vadeli menkul kıymet tesis etmeye zorlamanın ne yeni ekonomi modeline, ne üretime, ne ihracata, ne istihdama katkısı vardır.”