İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) bünyesindeki 55 meslek komitesinin gruplandığı 10 ayrı sektör için küresel pazarda yüksek katma değer üretmek ve sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla hazırladığı rehberlerden 5’incisini “kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri sanayi grubu” için açıkladı.

İSO’dan yapılan açıklamaya göre, İSO küresel iklim değişikliği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi sürdürülebilirlik çerçevesinde uluslararası ticarette yaşanan yeni sistemleri göz önünde bulundurarak belirlediği Sürdürülebilirlik Vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırladığı yol haritalarını açıklamaya devam ediyor.

Rehber, İSO bünyesinde faaliyet gösteren ve temel ve muhtelif kimya sanayi, boya, vernik, reçine sanayi, temizlik ürünleri, kozmetik ve esans sanayi, ilaç, tıbbi cihaz ve araç-gereç sanayi, kauçuk ve kauçuk teknolojileri sanayi, plastik ambalaj sanayi, plastik inşaat malzemeleri sanayi ve plastik ham maddeleri ve plastik enjeksiyon mamulleri sanayi meslek komitelerini kapsayan “kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri sanayi grubu”nun gelecek dönem sürdürülebilirlik çalışmaları için sektöre özel yol gösterici öncelikleri ve takip göstergeleri sunmak amacıyla hazırlandı.

Kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri sanayi sektörü rehberinde, milyarlarca insanın hayatını kolaylaştırmaya devam eden kimyasal ürünler sektörünün, COVID-19 salgını gibi insanlığın direncini zorlayan krizlere hızlı cevap verebilme kapasitesi ve çevikliğinin sektör adına değer yaratmak için ne kadar kritik olduğunun görüldüğü vurgulandı.

“Toplum paketlemelerle bilinçlendirilmeli, KOBİ’ler harekete geçmeli”

Rehberde, kimyasal ürünler sektörünün öncelikleri arasında hızla yürürlüğe giren çeşitli regülasyonlarla beraber toplumun bilinçlendirilmesi ve tüketim ürünlerinde yer alan kimyasallar konusunda paketlemeler, etiketler gibi çeşitli yollarla bilgilendirilmesi olduğu belirtildi.

Rehbere göre, özellikle KOBİ tarafında toplum ile beraber şirketlerin değer zincirlerinde yer alan tedarikçilerinin sürdürülebilirlik performansının ölçümlenmesi ve bu doğrultuda iyileştirilmesi için harekete geçilmesi gerekiyor.

Rehberde ayrıca tedarik zincirinin desteklenmesi ve gelişiminin de endüstriyi çeşitli yükümlülükler ile karşı karşıya getireceği belirtilirken, insan sağlığına zararlı kimyasalların kullanımına yönelik yasaklı ürün listelerinin genişlediği, Ar-Ge çalışmaları kapsamında mevcut çözümlere olumsuz çevresel etkisi düşük ve çalışan/tüketici sağlığına dikkat eden alternatiflerin geliştirilmesinin kaçınılmaz olduğu ve hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen testlere yönelik yasal düzenlemelerin genişlemesi konusunda sorumlu adımlar atılması gerektiği vurgulandı.

Bu kapsamda sektörde yer alan çalışanlara güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları sunmak, kapsayıcılığı ve çeşitliliği artırmak, sorumlu satın alma ve tedarik zinciri izlenebilirliği artırarak değer zincirindeki insan hakları ihlallerinin ve olumsuz çevresel etkinin önüne geçebilmek, toplumu kimyasallar konusunda bilinçlendirmek ve canlı yaşamına karşı sorumlu adımlar atmak gerektiği kaydedildi.

“AB’de kimyasalların toksik olmayan yeşil dönüşümü sağlanacak”

İSO Kimyasal Ürünler, Plastik ve Kauçuk Ürünleri Sanayi rehberinde, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (AYM), 2050 yılına kadar Avrupa Birliği’ni (AB) net sera gazı emisyonlarının olmadığı, kaynak açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürme stratejisi olduğu ve Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim-nötr kıtasına dönüştürülmesi hedefini ortaya koyduğu hatırlatıldı.

Rehberde, AB’nin, AYM çerçevesinde, bireysel tüketicilerin günlük hayatlarının büyük bir kısmında yer alan ve sanayinin çeşitli ihtiyaçlarına cevap veren kimyasalların topluma katkılarını en üst düzeye çıkaran, gezegene zarar vermeyen ve toksik olmayan yeşil dönüşümü sağlamak için bir çerçeve geliştirdiği belirtildi.

AB’de kullanımı temel olmayan kimyasallar kaldırılacak

Rehberde yer alan bilgilere göre, Avrupa Yeşil Mutabakatı çağrısı kapsamında ortaya koyulan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı (Circular Economy Action Plan- CEAP) ve Sürdürülebilir Kimyasallar Stratejisi ile kullanımı temel olmayan zararlı kimyasalları aşamalı olarak kaldırılması ve sürdürülebilir, güvenli ürünlerin tüm paydaşlarca ortak perspektifte kullanımı hedefleniyor. Böylelikle, kimya endüstrisini uygulamada desteklemek için çeşitli yenilik ve yatırım önlemleri de yaratılıyor.

Rehberde, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın, sürdürülebilir üretim yöntemlerinin geliştirilmesini ve kaynakların verimli kullanılmasını temel alarak döngüsellik yaklaşımını özellikle kaynak kullanımı yoğun sektörlere entegre etme hedefiyle oluşturulduğu, planda ambalaj ve plastik sektörlerinin de bu kapsamda etkilenecek sektörler arasında yer aldığı vurgulandı. Bu çerçevede CEAP’ta tek kullanımlık plastik ambalaj kullanımından çıkılarak yeniden kullanılabilir ürünlerle ikame konusunda yeni yasal girişimler ve ambalaj atıklarının azaltılmasına yönelik hedefler geliştirilmesi önerildiği belirtildi.

Öte yandan, KOBİ’lerin daha güçlü politika ve mali desteğin yanı sıra tavsiye ve yardıma ihtiyacı olduğu, ek olarak AYM kapsamında yayımlanan “Eylem Planı: Hava, Su ve Toprakta Sıfır Kirliliğe Doğru” aksiyon planında, atıkları, denizdeki plastik çöpleri ve çevreye salınan mikroplastikleri azaltarak su kalitesini iyileştirme net hedefi belirlendiği vurgulandı.

Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği koordinasyonunda çalışmalar yürütülüyor

Rehberde, olumsuz çevresel etkiyi azaltma yönünde 2015 Paris İklim Anlaşması’nın ardından çoğu devletin 2050 yılına kadar net sıfır salımlı bir ekonomiye ulaşmak için hedefler belirlemeye başladığı, bunu desteklemek için de AYM gibi düzenlemeler ve mevzuatların hayata geçirildiği ve aralarında kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri sanayi şirketlerinin de yer aldığı bazı büyük şirketlerin 2050 yılına kadar sektörde net sıfır salımlı ekonomiye geçişe öncülük etmek için yol haritalarını uygulamaya koyduğu belirtildi.

Bu doğrultuda, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmamasının doğa üzerinde baskı ve ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturacağı göz önünde bulundurulduğunda, kimyasal ürünler sektörünün olumsuz çevresel etkiyi en aza indirmek, yaşam kaynağı olan toprak, su ve biyoçeşitliliği korumak, enerji ve su verimliliğini artırmak, karbon salımlarını azaltmak ve sıfır atık hedefiyle faaliyet göstermesinin büyük önem taşıdığı ifade edildi.

Rehberde verilen örnekte, döngüsel bir ekonomiye geçişte plastik geri dönüşüm süreçlerinin zorunluluk haline gelmekte olduğu, AB’de plastik kullanımının istikrarlı bir şekilde arttığı, çalışmalara göre Avrupa’da her yıl yaklaşık 25,8 milyon ton plastik atık üretildiği ve bu atıkların yüzde 30’dan daha azının geri dönüşüm için toplandığı belirtildi.

Küresel kimya endüstrisinde yürütülen çalışmalardan biri olan “Üçlü Sorumluluk (Responsible Care)” taahhüt programına göre, firma, STK ve paydaşların, kaynak verimliliği, döngüsel üretim yöntemleri, yeşil üretim teknolojileri kullanımı ve politika yapıcılar ile mevzuat geliştirilmesine destek sağlanması konularında iş birliği yapılması gibi çalışmaların yürütülmesinin taahhüt edildiği not düşüldü.

Türkiye’de ise Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği’nin (TKSD) koordinasyonluğunda çalışmalar yürütüldüğü ve çevresel önceliklerin, hızla değişen yasal mevzuatlara, müşteri ve yatırımcı taleplerine uyum ve küresel rekabet gücü açısından da büyük önem taşıdığı vurgulandı.