Türkiye ve dünyada özellikle gıda fiyatları yükseliş trendinde. En dikkat çekici fiyat artışları ise kırmızı ette yaşandı. Hatta geçtiğimiz günlerde Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin arz sıkıntısı ve yüksek maliyetler nedeniyle bir ay içinde kırmızı ete yüzde 24 zam yapılması gerektiğini duyurdu. Bu açıklamaya Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Başkanı Nihat Çelik’ten itiraz geldi. Çelik, kuşbaşının kilogram fiyatının 110 TL’yi geçmemesi gerektiğini savundu. Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ da, Nihat Çelik’in açıklamasına karşılık maliyetlere vurgu yaptı.

Bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Nihat Çelik, bütün gıda ürünlerinde fahiş fiyat artışı olduğunu, fiyatların günlük değiştiğini belirterek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Üreticiler için maliyet yüksek. Tüketicinin alım gücü yok. Hal böyleyken tarla ile market arasındaki fiyat farkları bizi üzüyor. Markete satanla markete satın alanların durumları araştırılmalıdır. Hepsi değil, ama önemli bölümünün varlığı ortaya çıkacaktır. Market 1 TL, satın alma müdürü 5 TL kazanıyorsa bunun mutlaka araştırılması lazım. Üretici zarar ediyor; tüketici alım gücünü kaybetmiş zorda; market sahibi ‘kazanamıyorum’ diyor. O halde bu işten kazanan kim? Bir de satış müdürlerine bakılsın bakalım onlar bu işten ne kadar kazanıyor? Bu iş fatura ile olmuyor; aracının aradan aldığı paranın faturası olmaz.”

Nihat Çelik

‘ZAMMA GEREK YOK’

‘Ramazandan sonra et fiyatları yüzde 24 zamlanacak’ açıklaması ile ilgili olarak da konuşan Çelik, “Bunu kim diyor; aracılar, et lobicileri, baronlar diyor. Oysa Türkiye genelinde 58 milyon hayvan varlığımız var. Kimi bölgelerden kuzuyu kilosunu karkas 60-70 liradan alıyor, Balıkesir’den 100 liradan. Ama tüm illerde marketler aynı fiyata satıyor, sanki alım maliyetleri aynı; sanki ülkede tüm kuzular aynı tornadan çıkıyor, sanki hepsinin maliyeti aynı gibi hepsi pirzolayı 200 liraya, kuşbaşını 150 liraya satıyorlar. Bölgelere göre marketlerin alım maliyetleri farklı olduğuna göre Türkiye ortalaması, İstanbul, Ankara gibi nüfusun fazla, hayvan sayısının az olduğu yerler dahil, incik, pirzola, gerdan, kol gibi üst kalite etin fiyatı 130 liranın üzerinde olmamalıdır. Kuşbaşı da 110 lirayı geçmemelidir. Bu durum kafamızı karıştırıyor? Soru işaretleri oluşturuyor. Bu soruların aydınlığa çıkarılması lazım. Patates tarlada 1 TL, markette 5 TL ise, tarladaki 3 liralık domates markette 30 TL ise burada bir sorun var demektir” ifadelerini kullandı.

‘10 TONDAN HESAPLANMALI’

Masa başında tarımın yönetilmeyeceğini vurgulayan Nihat Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım Bakanlığı’nın taşra elemanları her gün tarlada olmalı ki markete gidene kadar fiyatın nasıl değiştiğini bizzat görsün. Evet, üretim maliyetleri arttı; doğalgaz akaryakıt arttı. İyi de bir kamyon 100 kilo domates taşımıyor ki, 10 ton taşıyor. Sanki 100 kilo domates taşıyormuş gibi nakliye masrafı yazıyorlar. Vicdandan uzaklaşmışlar, paraya gözleri doymuyor.”

ESK mağazalarının sayısının da artması gerektiğini dile getiren Çelik, “Milletin menfaati biz üreticilerden de kasaplardan da önceliklidir. Bu nedenle devlet gerektiği yerde gereken müdahaleyi yapmalıdır; ESK’nin ucuz et satması yerinde bir uygulamadır ve mutlaka mağaza sayısı piyasaya müdahale edebilecek seviyelere çıkarılmalıdır. 18 mağazayla bu müdahale olmaz” diye konuştu.

BARON VARSA ŞİKÂYET ETSİN

Fazlı Yalçındağ

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, Nihat Çelik’in “Bizden 60-70 liraya alıyorlar; 150 liraya kuşbaşı, 200 liraya pirzola satıyorlar” sözlerine tepki gösterdi. Çelik, “Canlısını 60 liraya satıyorlar, bunu söyleyenin dili yamulur. O koyununu yetiştirsin. Aklını başına al, diye daha önce de uyardım. Kimsenin muhasebesi ona kalmamış. Üretici, kasap kazanacak ki işini sürdürsün. Vatandaş da satın alabilecek ki kasap ona satabilsin. Kasap satamazsa, üreticiden de almaz. Ben o paraya veriyorum da o bu paraya satıyor da; sana ne? Varsa sıkıntı haksız fiyat değerlendirme kuruluna şikayet et. Esnafın kazandığı üç kuruşa göz dikeni doğru insan olarak görmüyorum. Et alındığı gibi satılmıyor. Danaysa kemiksiz yapılıyor; yüzde 20 kemik firesi var, satış süresi firesi var; bugün 100 kiloysa yarın 98 kilo gelir. İşletme maliyeti var. Satın aldığınız paranın üzerinde yüzde 50 maliyet yükü var; işletme masrafı, elektrik masrafı, dükkân kirası var. Çok hevesliyse, çok kazanç varsa bir dükkân da o açsın. Baron varmış, bildiği bir şey varsa gitsin bakanlığa şikayet etsin. Bizim bildiğimiz ortada baron yok; herkes yeterli gördüğü fiyata et satıyor. Kurtlar Vadisi dizisi mi çekiyoruz? Ortada kim var, adını söylesin” dedi.