Hüseyin GÖKÇE / ANKARA

Elektronik ticaret alanında regülasyon koşullarını düzenleyen, bu alanda faaliyet gösteren şirketlere reklam ve miktar kısıtlaması getiren kanun teklifi TBMM tatile girmeden yasalaşacak.

Düzenlemeyi DÜNYA’ya değerlendiren Rekabet ekonomisti Doç. Dr. Ekrem Kalkan, burada fiyata yönelik bir regülasyon bulunmadığını bildirdi. Kalkan, belli büyüklükteki platformların işlem hacminde azalmaya yol açacak kısıtlamalar bulunan teklifte getirilecek miktar kısıtlamasının sektördeki oyuncular arasındaki eşitsizliği gidermeye yetmeyeceğini belirtti.

E ticaret piyasasının rekabetçi bir yapısı olduğunu vurgulayan Kalkan, online kanallarda satılan ürünlerin geleneksel kanallara göre daha düşük olduğunu söyledi. Aradaki farkın zaman içinde açıldığını da kaydeden Kalkan, “Özellikle genel fiyat artışlarının yaşandığı son dönemlerde dahi online göreli fiyatların düştüğü görülmektedir.” dedi.

Düzenlemede tüketici refahını etkileyecek bazı yönlerin dikkat çektiğini ifade eden Kalkan, belli iş hacminin üzerin kalan platformlara yapısal ve davranışsal kısıtlamalar getirildiğini, bunlar içinde her yıl yenilenmesi gereken lisans ücreti ödeme zorunluluğu bulunduğunu bildirdi.

Tüketicilere sunulacak indirim anlamına gelebilecek promosyon, ödül, puan, kupon, hediye çeki ve benzeri imkânların ya da menfaatlere de limit getirildiğine dikkat çeken Kalkan, “E-ticaret düzenlemesinde doğrudan bir fiyat regülasyonu yok, daha çok dolaylı yoldan belli büyüklükteki aracı platformların işlem hacimlerinde azalmaya yol açacak nitelikte dolaylı miktar kısıtlaması tarzında bir düzenleme görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Rekabet Kurumu’nun e-pazaryerlerine yönelik yayınladığı bir sektör incelemesi bulunduğunu hatırlatan Kalkan, “Bu incelemeden; Türkiye e-pazaryeri piyasasındaki satıcı tabanı ile nihai tüketici tabanı genişliğinin birbirini önemli derecede etkilemediği, pazarın her iki tarafındaki talep ilişkisinin varsayıldığı kadar güçlü olmadığı, satıcı tabanı genişliğinin işlem hacmi yaratmadaki etkisinin sanıldığından daha zayıf olduğu sonuçlarına varılabilir.” diye konuştu.

“Kısıtlama eşitsizliği ortadan kaldırmaz”

Miktar kısıtlamasının oyuncular arasındaki pazar payı eşitsizliğinin eşitliğe dönüştürmeyeceğini ifade eden Kalkan, “Büyük oyuncudan kayan talebin çoğu ikinci oyuncuya gelecek, daha küçük oyuncular küçük kalmaya devam edecek diye bir tahminde bulunabiliriz.” dedi.

Bunun da düzenleme gerekçesinde yer alan ‘eşitlikli bir pazar yapısına’ götürmediğini dile getiren Kalkan, herhangi bir düzenlemeyle oyuncuların pazar paylarını eşitlemeyi hedeflemenin de sıra dışı bir politika önermesi olduğunu söyledi.

Rekabet Kurumu’nun dijital ekonominin her segmentinde yürüttüğü inceleme ve soruşturmalar bulunduğuna dikkat çeken Kalkan, çevrim içi arama, reklam, fiyat karşılaştırma piyasalarındaki soruşturmaları örnek verdi.

Rekabet Kurumu’nun elinde bu sektörde soruşturma yapma, idari para cezası verme ve davranışsal tedbirlerle piyasayı düzenleme imkanı varken şimdi birkaç alanda doğrudan yapısal tedbirler getirildiğinin altını çizen Kalkan, “E-pazaryerlerinin, kendi özel markalı ürünlerini (private label) kendi platformlarında satışa sunamamaları, platform üzerindeki satışlar için kurmakta oldukları kargo ağlarını platform dışında kullanamamaları, platformları üzerinde e-para, dijital cüzdan gibi ödeme sistemlerini kullanamamaları gibi kısıtlamalar getirilmesi söz konusu.” diye konuştu.

“Özel markalı ürünlerin satış yasağı rekabete aykırı”

Kalkan, rekabet kurullarını uygulamada ihtisas sahibi bir kurumun aktif biçimde çalışırken, böylesine ciddi yapısal tedbirlerin kanun düzeyinde gündeme getirilmesinin gerekli olmadığına işaret etti. Avrupa Birliği’nde piyasayı düzenleyen platformların kendi ürünlerini rakip ürünler karşısında kayırmaması olarak özetlenebilecek bir düzenleme bulunduğunu, Türkiye’de ise özel markalı ürün satışında yasaklama getirildiğini ifade eden Ekrem Kalkan, “Platformlarda özel markalı ürünlerin satılmasının yasaklanmasını rekabete aykırı bir düzenleme olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Lisans ücreti en yüksek rekabet cezasından bile fazla”

Kanun teklifinde platformlara aracılık ettikleri işlemlerin net değerinin 10 binde 3’ü ile yüzde 25’i arasında lisans ücreti getirildiğini anlatan Kalkan, Rekabet Kanunu’nda ise en yüksek rekabet ihlali cezasının yüzde 10 olduğunu ancak bu oranda bir ceza bile verilmediğini hatırlattı. Kalkan, bu düzenlemeyle büyük şirketlerin Rekabet Kurumu’nun en yüksek rekabet ihlali cezasından bile daha yüksek lisans ücreti ödemek durumunda kalacaklarını kaydetti. Kalkan, başka bir ifade ile bu firmaların rekabet ihlale yapmışçasına idari para cezası ödemek durumunda kalacaklarını ifade etti.

Düşük lisans ücreti için firmaların iş hacimlerini daraltmak zorunda kalacağını dile getiren Kalkan, bunun da pazar küçülmesi anlamına geleceğini söylerken, bunun pazara yeni oyuncu girişine de caydırıcı etkisi olacağı öngörüsünde bulundu.

Getirilmesi planlanan reklam kısıtlamasının da satış hacmini düşüreceği gibi marka değerinin korunmasına yönelik çabaları da zorlaştıracağına vurgu yapan Kalkan, “Reklam harcamalarına kısıt konulduğunda kaçınılmaz olarak belli büyüklükteki e-pazaryerlerinden talep kayması yaşanacağını tahmin etmek zor değil.” dedi.

E-pazar yerlerinin kendi platformları üzerinden yapılan alışverişler dışındaki işlemlere kendi kargo organizasyonlarıyla hizmet veremeyeceklerini anlatan Kalkan, “Bu düzenlemeyi, kargoculuk sektöründeki rekabeti sınırlayan bir düzenleme olarak görmek mümkün.” değerlendirmesini yaptı.