Bu örneklerden biri Bingöl’deki Kaleköy Barajı ve Hidroelektrik Santralı. Yaptıkları yeni yatırımla hidroelektrik santralına güneş santralını da eklediklerini belirten Cengiz Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Cengiz, “Buradaki HES’in kurulu gücü 500 megavat. Yılın her döneminde bu gücü çalıştıracak su olmuyor. Sürekli değişiyor. Ancak yılın başında HES’in yanına 80 megavatlık güneş santralı ekledik. Su ve güneş arasında ters orantı var. Yazın kurak dönemlerde sudan kaybettiğimiz üretimi güneş santralından sağlayabiliyoruz. Üstelik bu iki kaynak da kesintisiz üretim için yeterli değil. Mesela kurak dönemde geceleri güneşten enerji sağlayamıyoruz. İşte burada da rüzgâr enerjisi devreye giriyor. Rüzgar ölçümlerinin ardından bu konuda da adım atacağız ve burası 3 kaynaklı bir santral haline gelecek.

BİR AR-GE MERKEZİ OLACAK

Üç kaynaklı hibrit enerji santralının sektör için Ar-Ge çalışmalarının yapılabileceği bir merkez olacağını söyleyen Ahmet Cengiz, “Farklı kaynakları aynı üretim noktasında bir araya getirerek enerji üretim uyumlarını görebileceğiz ve bu bilgilerimizden hem sektör oyuncuları hem de üniversiteler faydalanabilecek. Üç doğal kaynağın bir arada olacağı santralın elektrik üretiminde gelişen teknolojilerin gelecekteki kullanımı açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

FIRSATA DÖNÜŞEBİLİR

Sınırda Karbon Vergisi Uygulaması’nın hayata geçirilmesi durumunda, karbon mevzuatları zayıf olan veya bu konuda hiçbir düzenlemesi olmayan ülkelerin bundan etkileneceğini söyleyen Cengiz, “Enerji yoğun sektörlerdeki bazı ürünlerin ithalatı aşamasında, ilave karbon vergisi gelecek. Türkiye’nin en büyük ticaret ortağının AB olması da dikkate alındığında ilgili ürünlerde rekabetçiliğimizi azaltacak bir vergi riski ortaya çıkabileceği gibi gerekli önlemleri zamanında alabilirsek bu durum bizim için bir fırsata da dönüşebilir” dedi.