Duygu GÖKSU/İZMİR

● Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) ve DÜNYA Gazetesi iş birliğiyle İzmir’de gerçekleştirilen Anadolu Buluşmaları’nda karbon emisyonunun ciddi bir biçimde azaltılması ve iklim değişikliği ile tam anlamıyla mücadele edilebilmesinin, finansman ihtiyacı dikkate alınarak ülke genelinde oluşturulacak kapsamlı bir strateji ile mümkün olacağı belirtildi

● Anadolu Buluşmaları’nın ev sahiplerinden TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, enerji krizine rağmen, Türkiye piyasasına neredeyse dünyanın en ucuz çimentosunu sunduklarını vurgulayarak, sektörün önümüzdeki dönemde önemli teknolojik değişikliklere gitmek zorunda olduğunu söyledi. Yücelik, “Yeşil finansman modelleri sektör özelinde oluşturulmalı” dedi.

İzmir’de gerçekleştirilen Anadolu Buluşmaları’nda, çimento sektöründeki son gelişmeler ve hedefl er paylaşıldı. Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİ- MENTO) ve DÜNYA Gazetesi işbirliğiyle Moderatörlüğünü Suat Özyaprak’ın yaptığı panelde TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, TÜRKÇİ- MENTO Yönetim Kurulu Üyeleri Cenker Mirzaoğlu ve Gülant Candaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay ve DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ panelist olarak yer aldı.

Buluşmada panelistler, dünyanın ikinci en büyük çimento ihracatçısı, aynı zamanda Avrupa’nın lider, dünyanın beşinci büyük üreticisi olan Türk çimento sektörünün temsilcileri, üretimde karbon emisyonunun azaltılması için ülke genelinde kapsamlı bir strateji oluşturulmasını isteyerek, alternatif yakıt kullanımının artırılması gerektiğine dikkat çektiler.

Fatih Yücelik:

Sektörümüz teknolojik değişikliklere gitmek zorunda

■ Çimento sektörünün büyük değişimlerin eşiğinde olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Yılın ilk 8 aylık döneminde Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre çimento sektörünün toplam ihracatı değer bazında %29 artarak 1 milyar 79 milyon dolara çıktı. Toplam ihracat miktarı %5,4 gerileyerek 19,6 milyon tona indi. Bu ihracatın 13 milyon tonu çimento; 6,6 milyon tonu klinkerden oluştu” diye konuştu. Enerji krizine rağmen, Türkiye piyasasına neredeyse dünyanın en ucuz çimentosunu sunduklarının altını çizen Yücelik, “Bugün 1 litre su, binlerce derecede işlenen ve sayısız işlemden geçerek üretilen 1 kilo çimentodan daha pahalı. Rusya’nın Avrupa’ya uygulamaya başladığı gaz kesintileri, Avrupa’da elektrik ve kömür fiyatlarını artırdı. Çimento sektörü önümüzdeki dönemde önemli teknolojik değişikliklere gitmek zorunda. Yani tüm bu zorluklara rağmen yatırım yapmak zorundayız. Sektörümüzün tüm kesimlerce desteklenmesi, değerinin anlaşılması ve bir haksızlığa uğramaması gerekiyor” dedi. Düşük karbonlu çimento üretimi yolundaki stratejik adımlardan ilkinin, firmaların bir sürdürülebilirlik dönüşüm programına sahip olmaları olduğunu söyleyen Yücelik, “Geçtiğimiz yıl hazırlanan ‘Düşük Karbonlu Çimento Üretimi Yol Haritası’nın kilometre taşları arasında, sürdürülebilirlik dönüşüm programının oluşturulması, alternatif yakıt kullanımının artırılması, düşük klinker faktörlü ve alternatif hammaddeli çimento üretilmesi, yeni teknolojilerin uygulanması gibi çeşitli yöntemleri sayabiliriz. Emisyonların ciddi bir biçimde azaltılması ve iklim değişikliği ile tam anlamıyla mücadele edilebilmesi, ancak ve ancak finansman ihtiyacı dikkate alınarak ülke genelinde oluşturulacak kapsamlı bir strateji ile mümkün olur. Devlet teşvikleri yanında yeşil finansman modellerinin çimento sektörü özelinde oluşturulması stratejik önemde” değerlendirmelerinde bulundu.

Alternatif yakıtla ithal yakıt tasarrufu sağlanıyor

Sektörde enerji verimliliği yatırımları, biyokütle kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi, katkılı çimento üretimi konularında önemli yatırımlar yapıldığını vurgulayan Yücelik, “Alternatif enerji kaynaklarına ihtiyacımız var. Bunun için çözüm önerilerimizden biri; biyokütle içeren alternatif yakıt ithalatı. TÜRKÇİMENTO üyeleri 2021’de 2,8 milyon ton alternatif hammadde, 1,5 milyon ton alternatif yakıt kullanarak; 740 bin ton petrol koku eş değerinde ithal yakıt tasarrufu sağladı. Ayrıca, atık ısıdan elektrik üretiminde 16 fabrikada, 25 hatta kurulu atık ısı geri kazanım tesisleriyle 141,5 MW kurulu güce ulaştık. Bu sayede 570 bin hanenin günlük tüketimine denk gelen elektrik enerjisi ihtiyacı sadece prosesten çıkan atık ısı ile karşılanıyor. Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefinin ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının belirlenmesinde sektör adına katkı vermeye devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu. Her yıl asfalt yol inşası için milyonlarca ton petrol türevi ithal eden Türkiye’nin, yol ihtiyacının önemli bir kısmını tamamen yerli çimento ile karşılayabileceğine dikkat çeken Yücelik, TÜRKÇİMENTO olarak ‘Beton Yollar’ konusunun üzerinde önemle durduklarını belirtti.

Volkan Bozay:

Düşük karbonlu yol haritamızı güncellememiz gerekecek

■ Dünyadaki karbon emisyonunun yaklaşık yüzde 50’sine Çin, Amerika, Hindistan ve Avrupa Birliği’nin neden olduğunu söyleyen TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, “Türkiye için planlama çok önemli. Akılcı olmamız ve konunun stratejik önemini fark etmemiz lazım. Sadece ihracata yönelik önlemlerin alınması yeterli değil. Türkiye’nin kalkınma modelinde çimentonun gerçekten önemli bir payı olacağının bilincindeyiz. AB yeni alternatif yakıtlar konusunda ilerliyor. Bizim de konuyu iyi analiz etmemiz lazım. Karbon emisyonuna bakınca, Çin’de 9.7 ton, Amerika’da 19.8 ton, Avrupa Birliği’nde 6.1 ton ve Türkiye’de 6.3 ton. Ancak gelişmekte olan bir ülke olarak bizde artış trendi var. Ekonomik modelimizi de buna göre oluşturmalıyız. Büyük resmi görmek önemli” dedi. Türkiye’nin alternatif yakıt potansiyelinin çok yüksek olduğunu ifade eden Bozay, “Geçmiş dönemlerde Avrupa alternatif yakıt ve hammadde için çalışmalarına erken ve teşviklerle başladı. Karbon yakalama ve içeriye koymanın önemini anlayacağız. Bizler de TÜRKÇİMENTO olarak bunların planlarını yaptık. Türkiye’nin ulusal emisyon ticaret sistemini iyi bir şekilde organize etmesi gerekiyor. Avrupa’da 2021’de yaratılan fonla sektörün ödemesi gereken yaklaşık 5,9 milyar euroydu. Sektör sadece 750 milyon Euro ödedi. Gerisi projelerin finansmanı için kullanıldı. Türkiye’nin de böyle bir finansman sistemini kurmaya ihtiyacı var. Önümüzdeki dönemde düşük karbonlu yol haritamızı güncellememiz gerekecek. Karbon emisyonunun nasıl azaltılacağına dair ev ödevimizi iyi yapmış bir sektörüz” ifadelerini kullandı.

Cenker Mirzaoğlu:

Karbon ayak izimizi yüzde 30 azaltıyoruz

■ Çimentaş’ın enerji piyasalarında enerji krizlerinde nasıl adapte olduğunu aktaran TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi ve Çimentaş Grup CEO’su Cenker Mirzaoğlu, “Uluslararası bir kurum olmamız, trendleri merkezinde takip etmemize büyük katkı sağlıyor. Alternatif senaryolar üretiyoruz. Çok atik davranıyoruz. Global arz-talep dengesizliklerinden kaynaklanan bozulmaları minimize edebiliyoruz. 2030’a kadar çimentodaki karbon ayak izimizi yüzde 30 azaltmayı hedefliyoruz. Hedefimize teknolojik alt yapımız, yenilikçi ürün ve teknolojilerle ulaşacağız. Patentli ve geleceğin çimentosu niteliğinde bir ürün geliştirdik. Yakın zamanda faaliyette olduğumuz bölgelerde yeni ürünlerin lansmanını yapıyor olacağız” açıklamalarında bulundu. Dünyanın her tarafında kullanılan klinkerin, fırında yüksek sıcaklıkla birlikte kimyasal reaksiyon sonucunda karbondioksit meydana geldiğini, bunun da karbondioksitin toplam salınımın yüzde 65’ini oluşturduğunu aktaran Mirzaoğlu, “Biz de ayak izimizi azaltmak için yakıt tarafından yani geri kalan yüzde 35’ten bahsediyoruz. Daha az klinker kullanarak aynı çimentoyu ortaya çıkarabilmek, daha az yakıt kullanarak ya da daha çok alternatif yakıtla bunu engellemek önemli. Bugünkü teknoloji ile karbondioksiti tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil. Dünya, artık karbondioksitin yakalanması ile ilgili teknolojiler üzerinde çalışıyor. Düne kadar teoride olan yöntemler bugün artık pratikte var. Ancak bütün dünyada bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Biz de yakıt optimizasyon ve ürün çeşitliliği boyutunda şirket olarak aksiyonlarımızı aldık. Ayrıca, 3 yıl içerisinde yaklaşık 100 milyon Euroluk yatırımı bütçeledik ve adımlarımızı atıyoruz” ifadelerini kullandı.

Gülant Candaş:

300 bin ton karbondioksit emisyonu engellendi

■ Doğal kaynakların bilinçli kullanılmasına azami gayret gösterdiklerine dikkat çeken TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi ve Batı Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülant Candaş, “Düşük karbon salınımına odaklanarak TS EN 197-5 standardı kapsamında Türkiye’nin ilk akredite sertifikalı CEM II/C çimentosu üretimini gerçekleştirdik. Çok düşük karbon salınımlı bu çimentoyu yapısal beton üretimlerinde kullandık. Bu adımlara yenilerini eklemek adına çalışmalarımızı soluksuz sürdürüyoruz. Sadece geçen yıl kuruluşumuza ait döner fırınlarda yakılarak bertaraf edilen alternatif yakıtlar sayesinde yaklaşık 11 bin ton fosil yakıt kaynaklı karbondioksit tasarrufu sağlandı. Ayrıca 2012’den bu yana kullanmakta olduğumuz atık ısıdan enerji üretimi ile elektrik tüketiminin İzmir fabrikamızda %30,u, Söke fabrikamızda %17,5’i geri kazanımla karşılandı, yaklaşık 300 bin ton karbondioksit emisyonu engellendi” diye konuştu. Dünyada 2020’de yaklaşık 4,2 milyar ton çimento ve 14 milyar m3 beton üretimi gerçekleştirildiğini aktaran Candaş, “Türkiye’de ise 2021’de yaklaşık 60 milyon ton çimento iç satışı, 29 milyon ton çimento ve klinker ihracatı gerçekleştirildi. Ege Bölgesi’nde ise ihracat dâhil toplamda yaklaşık 9 milyon ton satış oldu. Ege’deki satışın %45’inden fazlasını Batı Anadolu Grubu olarak sağladık” dedi.

İbrahim Gökçüoğlu:

Fiyat artışları yatırım kararlarını erteletti

■ Her bir sektörün artan maliyetler nedeniyle ciddi baskı altındayken beton, çimento ve demirdeki fiyat artışlarının yatırım kararlarını ötelediğini söyleyen EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. İbrahim Gökçüoğlu, “İzmir’de ihracat 2021’de yıllık bazda %27 artışla 14,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken; ithalat ise %29 artışla 10,9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu açıdan, önemli bir avantaj olarak İzmir, 2021’de 3,8 milyar dolar dış ticaret fazlası ile net ihracatçı bir şehir. Türkiye toplam ihracatının da %6,5’ini gerçekleştirerek, İstanbul’dan sonra en çok ihracat yapan ikinci ildir. İzmir, vergi gelirlerinin toplam tahsilat içindeki payında da %11,4’lük oranla, İstanbul’dan sonra ikinci il konumunda bulunuyor” dedi. Enflasyonun üretimin önündeki en önemli problemlerden biri olduğunu vurgulayan Gökçüoğlu “Kanunen enflasyon iki yıl üst üste yüzde 100’ün üzerinde çıkarsa bilançolarda enflasyon muhasebesine geçilmesi gerekiyor. Ancak bu uygulanmıyor. Bu nedenle sanal karlar ve sanal vergilerle teknik iflasların eşiğinde birçok firma bulunuyor. Bu sürdürülebilir değil” diye konuştu. Gökçüoğlu, Türkiye’nin ilk ve tek bölge sanayi odası kimliğiyle öne çıkan EBSO’nun, 53 sektörden 5 bin 500 üyeyle kent ve bölge sanayisinin geliştirilmesi için hizmet verdiğini vurguladı.

Hakan Güldağ:

Adımlar bütünlükle atılmalı

■ Atlantik’in iki yakası açısından yeşil anlaşmayla beraber yeni bir ticaret ve sanayi üssü oluşturulmaya başlandığını ifade eden DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ, “Dünya ekonomisinin yüzde 50’sine sahip olan Amerika ve Avrupa uymamız gereken kuralları koyuyor. Batı, kendisini yeşil teknolojilerle dönüştürmeye çalışıyor. Özellikle hidrojene büyük yatırımlar yapıyorlar” dedi. Dünya Bankası’nın, Almanya ve Fransa’nın katkılarıyla 2,3 milyar dolarlık krediyi Türkiye için hazırladığını söyleyen Güldağ, “Toplumsal yapı olarak döngüsel ekonomiye uzak değiliz. Herkes bir şeyler yapıyor ancak yapılanlar bütünlükle düzenlenmeli. Türkiye döngüsel ekonomi üzerinden yeni projeler ortaya koymalı. Dünyadan bunun için her türlü kaynağı bulmak mümkün görünüyor. Aklımızı başkasına emanet etmeden, kendi omuzlarımız üzerinde taşırsak ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz” dedi. Sudan sonra en çok kullanılan ikinci meta olan çimentonun gücüne dikkat çeken Güldağ, inşaat ve sanayinin karşı karşıya getirilmesinin doğru olmadığını, akıllı şehirleri teşvik eden bir sistemin gündeme getirilmesi gerektiğini ve inşaat malzemeleri sektörünün böylece dünyadaki liderliğini koruyacağını sözlerine ekledi.

SAKIZ AĞACI PROJESİ BAŞLADI

TÜRKÇİMENTO Sakız Ağacı Ağaçlandırması Projesi’nin lansmanı gerçekleştirildi. Ege Orman Vakfı desteğiyle TÜRKÇİMENTO’nun Foça’da yaptığı 250 ağaçlık proje ile yerel halk ve özellikle kadınlar için istihdam sağlanacak. Lansman toplantısında konuşan Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Yasemen Bilgili, “Sakızın önemini hepimiz biliyoruz. Sakız, Ege ve Akdeniz’in en önemli endemik bitki türlerinden bir tanesi. Bu bölgede maalesef sakız ağaçlarını yok etmişiz. Şimdi çoğaltmak için çalışıyoruz. Bu ağaçlar bu sene 3 yaşındalar. Bir ağaçtan 300 ile 500 gram arasında verim alınıyor ve 1 kilogram sakız 100 Euro. Sakız her alanda kullanılan değerli bir ürün” dedi.