Schulz, “Rus hükümeti, Ukrayna’ya yönelik askeri saldırı ile dünyanın gözleri önünde uluslararası düzenin ve uluslararası hukukun en temel kurallarını eşi görülmemiş bir şekilde çiğnemektedir. Rus hükümetinin bunu bir ‘barış koruma’ misyonu olarak tanımlaması, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni saptırıyor. Belarus’un da buna katılması utanç vericidir” ifadelerini kullandı. Schulz, “Bu tek taraflı saldırı yolunu Rus hükümeti tek başına seçmiştir. Ne Ukrayna, ne NATO, ne de başka biri bu şekilde kan dökülmesini haklı çıkaracak hiçbir adım atmamıştır. Başkan Putin, tarihi gerçekleri çarpıtarak, Ukrayna’nın var olma hakkını açıkça sorguluyor. NATO’nun, Rusya’nın etrafını sardığı ve bu adımı atmaya zorladığı iddiası kaba bir yalandır. Putin’in iddia ettiği gibi doğu Ukrayna’da soykırım yok” dedi.  

‘RUSLAR YANIT VERMEDİ’ 

Krize diplomatik yollarla barışçıl bir çözüm bulmak için son aylarda bütün yolları denediklerini kaydeden Schulz, “Rus hükümeti görüşme tekliflerimize yanıt vermedi. AB çerçevesinde, NATO bünyesinde, G7 çerçevesinde ve tabii ki Ukrayna ile yakın koordinasyon içinde olacağız. Rusya’ya karşı en sert yaptırımlardan oluşan kapsamlı bir paketi yola koyacağız. Güvenliğimizi ve müttefiklerimizi güçlendireceğiz” diye konuştu. Söz konusu olanın sadece Avrupa olmadığını vurgulayan Schulz, “Dünyadaki hiçbir ülke, başkalarının, kendilerinden daha güçlü olan komşusu istediği için, egemenliğinin ele geçirilmesini kabul edemez. Uluslararası toplum, başta kuvvet kullanma yasağı olmak üzere Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ilkelerinin haksız şekilde ihlal edilmesini kabul edemez” dedi. Schulz, “Türk hükümetine, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni ve AGİT’in temel ilkelerini korumaya bizim kadar bağlı olduğu ve bu saldırganlığa bizimle birlikte karşı çıktığı için minnettarız. Türkiye ile Almanya bugün de Rusya’nın Ukrayna’ya uluslararası hukuka aykırı bir şekilde saldırısını birlikte kınıyorlar” diye konuştu.
 
ALMANYA VE TÜRKİYE

Saldırının ekonomik yansımaları hakkında da değerlendirmede bulunan Schulz, “Rusya’ya yönelik yaptırımlar, yükselen fiyatlar ve düşen borsalar Almanya’ya ve Türkiye’ye de yansıyacaktır. Şimdi bu konuya kararlılıkla sahip çıkmazsak daha da yüksek bedeller ödeyeceğiz. Bizim için BM Sözleşmesi, refah ve barış içinde yaşamanın temelini oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.