Türk Lirasına destek paketi kapsamında açıklanan ‘Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı’na ilgi sürerken; İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık’ın açıkladığı ‘Kur Garantili Hesabı’ projesi dikkat çekti.

Kur korumalı mevduat hesapları, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan’ın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamaya göre, 107,6 milyar TL’ye yükselirken; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), şirket ve kurumların da döviz hesabını TL mevduata dönüştürebileceğini açıkladı. Tebliğde yapılan değişikliğe göre; amacının yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin döviz tevdiat hesaplarının ve döviz cinsinden katılım fonlarının Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüşmesi halinde mevduat ve katılım fonu sahiplerine sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtildi.

Aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığının, yastık altındaki altınların finansal sisteme aktarılması yönünde yaptığı çalışmalar sürerken; İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması için ‘Kur Garantili Altın Hesabı’ projesi geliştirdiklerini duyurdu. Atayık, projelerini Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştüklerini belirtirken; projesine ait detayları hurriyet.com.tr’ye değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, yastık altında 280 milyar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğunun tahmin edildiğini belirtmişti.

Türk Lirasındaki birikimleri, kurdaki değişimlere karşı koruma amaçlı çıkarılan ‘Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat’ yatırımcıların gündeminde kalmayı sürdürüyor. Bunun yanında yastık altı altınların, ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili yapılan çalışmalar da mevcut. Sizin de bu konuyla ilgili geliştirdiğiniz ‘Kur Garantili Altın Hesabı Projesi’nin detaylarını sizden öğrenebilir miyiz?

İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık: Yastık altı altınlarının ekonomiye kazandırılması konusunda yıllardır çalışmalar yapılıyor, sistemler geliştiriliyor; ancak istenilen düzeyde bir sonuç alınamıyor. Burada yatan değer hiç de küçümsenmeyecek bir değer, dünya yıllık altın üretiminin 2-3 katı yaklaşık 300 milyar dolar civarı ve üzerinde bir değerden söz ediyoruz. Bankalar-Rafineriler-Borsa ve organize piyasalar bu işin temel bileşenleri; ancak değirmene su taşıyacak olan en önemli mekanizma kuyumcular-mücevherciler. İstanbul Kuyumcular Odası olarak yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması noktasında çıkış noktamız budur.?YAY-SİS olarak adlandırdığımız Yastıkaltı Altın Yatırımları – Sistemi’nin 3 temel çıkış noktası bulunmaktadır.

TEMELİNDE ‘GÜVEN’ OLAN SİSTEME İNANIYORUZ

Altın ve mücevherle ilgili bir konuda hangi yöntem, hangi sistem olursa olsun içinde kuyumcular olmadan başarıya ulaşmasının mümkün olmadığına inanıyoruz.

İçinde kuyumcuların olduğu sistemlerin kuyumcu hassasiyetinde; ama bir o kadar pratik kurgulanması gerektiğine inanıyoruz.

Bizim kurguladığımız sistem de bu üç temel öğe üzerine kurulmuştur. Türkiye’nin her yerinde, her ilçe, her kasabasında, yerel, yöresel, bölgesel güvenin adresi olan 35 bin kuyumcu meslektaşımızın içinde olduğu ‘Güven’ temelinde bir sistem öneriyoruz.

Vatandaşın yatırım amaçlı altınlarının getiri sağlayacak şekilde ekonomiye kazandırılmasıyla, hırsızlık, kaybolma, fiyat risklerinden korunması, saklama maliyetlerinden kurtarılmasını sağlayacak ‘Pratik’ bir sistem kurgulanmıştır.

Kuyumcu meslektaşlarımızın uzmanlık alanı olan bir konuda onlardan yararlanılması YAY sahipleri için de büyük bir avantaj kaynağı, rahatlık, güven unsuru olacaktır.

Bu kurgulanan sistem içinde Bankalarla-Kuyumcular arasındaki ilişkide tesis edilecek entegrasyon, teknoloji tabanlı ve bir o kadar da pratik olmasına önem verdiğimiz çözüm yolları konusunda çalışmalar devam etmektedir.

SİSTEMİN İŞLEYİŞİ ŞÖYLE OLACAK

Altın sahipleri, yatırım amaçlı altın birikimlerini, yöresinde, kasabasında, ilçesinde en güvendiği kuyumcuya getirir. Burada bu altınlar, kendi gözü önünde, kamera kaydı altında kuyumcu tarafından ayarlarına göre tasnif edilir, daha sonra bunların hassas terazide tartılmasına geçilir.

Sisteme ayar ve menşei ayrımı ve tartısı yapılan altınların girişi yapılır. Sistem tarafından otomatik olarak kaç gram brüt ağırlığı olduğu, kaç gram has altın karşılığına denk geldiği hesaplanır ve liste halinde çıktı sağlanır.

Altın sahibi ile gözden geçirilen bu liste karşılıklı imzalandıktan sonra has altın karşılığı olan miktarın kuyumcunun bankadaki tanımlı hesabından düşülür, müşterinin tanımlı hesabına anında aktarılır.

Daha sonra bu altın sahiplerine, adına hesap açılan banka tarafından “Altın Kart” verilerek bu birikimlerini takip etmesi sağlanır.

Kurgulanan sistemin, kuyumcu-banka adımında gerekli olan alt yapı çalışmaları, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili birimleriyle, Darphane Genel Müdürlüğü ve Bankalar ile entegrasyon, teknoloji ve diğer prosedürler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin önerdiğiniz sisteme bakışı nasıl oldu? Görüşme nasıl geçti?

Mustafa Atayık: Bakanlığımız ile ilişkilerimiz her zaman olumlu bir düzeyde, karşılıklı görüş alışverişleri şeklinde süregelmektedir. Önerdiğimiz sisteme de bu anlamda olumlu yaklaşılmıştır.

Kuyumcu meslektaşlarımızın uzmanlık alanı olan bir konunun içinde yaygın olarak yer almasının işleyişe katkıları olacağı karşılıklı olarak teyit edilmiştir. Geçen pazar günü, Darphane Genel Müdürlüğünde, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Sayın Murat Zaman, Gelir İdaresi Başkanı Sayın Bekir Bayrakdar, Darphane Genel Müdürü Sayın Abdullah Yasir Şahin ve Genel Müdür Yardımcıları Sayın Dr. Ahmet Güven Pado ve Sayın Fatih İçin ve diğer yetkililerin katıldığı toplantıda önerdiğimiz sistem üzerinde çalışma yapılmış, bu hafta sonu bu kapsamda Ankara da bir toplantı daha planlanmıştır.

Bu kurgulanan sistem içinde Bankalarla-Kuyumcular arasındaki ilişkide tesis edilecek entegrasyon, teknolojik ve bir o kadar da pratik olmasına önem verdiğimiz çözüm yolları konusunda çalışmalar devam etmektedir.

Bu sistem ile ekonomiye kazandırılması hedeflenen altın miktarı ne kadar?

Mustafa Atayık: Burada yatan değer hiç de küçümsenmeyecek bir değerdir, dünya yıllık altın üretiminin 2-3 katı yaklaşık 300 milyar dolar civarı ve üzerinde bir değerden söz ediyoruz. Bu değer hesaplama yöntemlerine göre değişmekle birlikte 5 bin ile 7 bin 500 ton arasında bir büyüklüğü işaret etmektedir. İnsanlarımızın bu konuda diğer ülke insanlarından farklı olan alışkanlıkları örf ve adetlerimiz, tarihsel geçmişimizin dikkate alınması halinde bu değerler hesaplanabilir, akılcı değerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kuyumculuk ve mücevhercilik sektörünün yıllık üretim kapasitesi 400 ton/yıldır. Bu değerin ortalama yüzde 70 Türkiye kapasite kullanım oranı ile fiili değeri 280 ton civarındadır. İAB’nin ve sonrasında BİST Kıymetli Maden ve Kıymetli Taşlar Piyasası olarak yaklaşık 26-27 yıllık süreçte ortalama ithalat miktarı (bazı yıllar dışında) ortalama 160-180 ton civarındadır.

Sektörün toplam ihtiyacı 280 ton/yıldır. Bunun bir kısmı hurda dönüşü ile 60 ton/yıl, bir kısmı da yurt içi altın üretimlerinden 40 ton/yıl sağlanıyor, geriye kalan ihtiyaç miktarı hammadde olarak ithal ediliyor. İşte, bu 180 ton/yıl civarındaki ihtiyacın YAY-SİS sistemi ile karşılanıyor olması çok önemsenmektedir. Bu hem sektörümüz, hem de ülke ekonomimiz için büyük önem taşımaktadır.

Yastık altındaki altınların ekonomiye dönüşüne işlerlik kazandırılması halinde gereksinimlerin ithalat yerine ülke değerleriyle karşılanması kendi içimizde bir döngünün kurulmasını sağlayacaktır.

Altın fiyatlarındaki yükseliş, nişan ve düğün takıları için kişileri alternatif arayışına yöneltti. Bazı kuyumcular gümüş takı satma hazırlığında… Sizce bunun sürdürülebilirliği nedir, altın takılarının yerini alabilir mi, fiyatları ne düzeyde?

Mustafa Atayık: Gelişen şartlara göre tüketiciler başka arayışlara girmekte, talepleriyle üreticileri yönlendirmektedirler, benzer şekilde tersi de mümkündür. Ancak, bunlar tarihsel süreçlere baktığımızda altın takı ve mücevherin yerini tutmaz, kalıcı olmaz, gümüş takının da kullanım alanları var, tutku halinde kullananlar var, onun da bir alıcısı var. Altın takı ve mücevherin de alıcı kitlesi yine olacaktır.