Naki BAKIR

Son 20 yılda Türkiye, küresel sermaye açısından gelişen ekonomiler içinde en cazip doğrudan ve finansal yatırım alanlarından birini oluşturdu. Anılan dönemin özellikle ilk yarısında yüksek miktarlarda dış sermaye çeken Türkiye ekonomisi, uluslararası yatırımcılar, finans kurumları ve sıcak para fonlarına rekor düzeylerde getiri sağladı.

2003 başından bu yılın Eylül sonuna kadar olan dönemde Türkiye ekonomisine doğrudan yatırım, sıcak para ve mevduat-kredi olarak toplam 802 milyar dolarlık yabancı kaynak girişi yaşanırken, aynı dönemde yabancı yatırımcıların bu alanlardan elde ettikleri 266,3 milyar dolarlık kar ve faiz transferi gerçekleştirdiği belirlendi.

Doğrudan yatırımlardan 52,6 milyar dolar

2003 başı ile bu yılın Eylül sonu arasındaki dönemde doğrudan yatırımlardan yapılan toplam kar transferi 52,6 milyar dolara ulaştı. Söz konusu kar transferlerinin 2003’te 643 milyon dolar olan yıllık tutarı, 2004’te 1 milyar doları, 2007’de 2 milyar doları, 2013’te 3 milyar doları aştı, 2021 itibariyle 4,4 milyar, bu yılın ilk dokuz ayında ise 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Sıcak paraya 85 milyar dolar

Aynı dönemde; “sıcak para” olarak adlandırılan kısa vadeli spekülatif yabancı sermayenin portföy yatırımlarından kazanıp yurt dışına aktardığı tutar ise 85 milyar dolara ulaştı. Buna göre sıcak paracılar doğrudan yatırımcılardan daha fazla kar transfer ettiler. Başka deyişle, parayla para kazanmak için getirdikleri sermaye ile Borsa ve tahvil, bono gibi borçlanma senetlerine yatırım yapanlar, Türkiye’de katma değer ve istihdam yaratan ve cari açığın finansmanı açısından önem taşıyan doğrudan yatırımları yapanlara göre daha karlı çıktı. Sıcak paracıların 2003’te 2,6 milyar dolar olan yıllık kar transferleri 2005’te 3 milyar doları, 2014’te 4 milyar doları, 2017’de 5 milyar doları, 2020’de 6 milyar doları aştı. Anılan yıl tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaşan transfer tutarı, bu yılın ilk dokuz ayında da 5,2 milyar dolar oldu.

Yabancıya 8,6 milyar dolar ücret ödemesi

Bu arada; Türkiye’nin yurt dışındaki elçilik, konsolosluk ve diğer birimlerinde görev yapan yabancı uyruklu personele de aynı dönemde toplam 8,6 milyar dolar ücret ödemesi gerçekleşti. Böylece; dış borç faiz ödemeleri, doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarından kar transferleri ve yabancı uyruklulara ödenen ücretlerle birlikte Türkiye’den yurt dışına toplam kaynak transferi 266,3 milyar dolara ulaştı.

Aynı dönemde büyük bölümü özelleştirilen kuruluşları satın alma ve şirket evlilikleri yoluyla olmak üzere yabancıların doğrudan yatırım kapsamında getirdikleri toplam net sermaye girişinin ise 166,5 milyar dolar olduğu belirlendi. Özellikle AB ile müzakerelerin başladığı 2005’ten itibaren hızlanan doğrudan yabancı sermaye girişleri, Türk ekonomisine canlanma ve hızlı büyüme ivmesi getirdi. Özelleştirmeler kapsamında birçok kuruluşu satın alan, şirket evlilikleri gerçekleştiren yabancılar, bu yatırımlarından rekor karlar elde ederek ülkelerine transfer ettiler. Yabancılar bu dönemde 56,2 milyar dolarla en fazla bankacılık/finans ve sigorta sektörüne yatırım yaptılar. Bunu 42,8 milyar dolarla imalat sanayii, 18,4 milyar dolarla enerji, 15,9 milyar dolarla ticaret, 15,4 milyar dolarla bilgi ve iletişim sektörleri izledi.

En çok Avrupa’dan

Doğrudan sermaye yatırımlarının 129,3 milyar dolarla büyük bölümünü Avrupa ülkeleri sermayesi gerçekleştirdi. Bu dönemde en çok doğrudan yatırımın geldiği ülke 27,7 milyar dolarla Hollanda oldu. Bu ülkeyi 13,2 milyar dolarla İngiltere, 11,2 milyar dolarla İspanya, 11,1 milyar dolar Almanya, 10,9 milyar dolarla Avusturya izledi.

Aynı dönemde yabancılar, Türkiye’de gayrimenkul alımları için de net 67,2 milyar dolar ödediler. Yabancı alımları, ekonominin lokomotifi olarak öne çıkan inşaat sektöründeki büyümede etkili oldu. Yurt dışında yerleşik grup şirketlerinin Türkiye’deki şirketlerine kullandırdıkları krediler de 14,2 milyar dolar oldu. Böylece anılan dönemde toplam doğrudan yatırım girişi 247,9 milyar dolara ulaştı.

173 milyar dolar sıcak para girişi

Anılan dönemde Türkiye’ye portföy (sıcak para) girişleri ise 172,9 milyar dolara ulaştı. Bunun 22,4 milyar doları Borsa’ya gelirken, Türk kamu menkul kıymetleri alımı yoluyla gelen kaynak ise 150,4 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde sıcak para fonların yaptığı 85 milyar dolarlık kaynak transferi dikkate alındığında portföy yatırımcılarının yüksek bir karlılık oranına sahip olduğu görülüyor.

Yabancının eski iştahı yok

AB ile müzakere sürecinin ve büyük özelleştirme programlarının başlaması ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında; o dönem izlenen “düşük kur-yüksek faiz” politikası ile dolar bazında dünyada en yüksek getiriyi sağlaması nedeniyle de sıcak para yatırımlarında yaşanan ivmenin son yıllarda ise hız kestiği belirlendi.

Özellikle 2006 ve 2007’de yıllık 17-18 milyar dolarlık rekor düzeylere ulaşan, küresel krizin etkisiyle 2009’da 6 milyar dolar dolayına gerilemekle birlikte izleyen yıllarda yüksek tutarlarla devam eden doğrudan yatırım girişleri, özelleştirme portföyünün boşalmasının ardından azaldı. Son dönemde siyasi alanda yaşanan radikal değişimler, bölgesel savaşlar, küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar, Türkiye’nin sürekli düşerek dibe inen kredi notu ve son iki yıla damgasını vuran küresel pandemi de bunda etkili oldu. 2003 yılında 688 milyon, 2004’te ise 1,1 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişi, 2005’te 8 milyar doları bulmuş, 2006’da 17 milyar dolarla ikiye katlanmış, 2007’de 18,4 milyar dolarla tüm yılların rekorunu kırmıştı. İzleyen dönemde özelleştirme portföyünün boşalmasının da etkisiyle azalan girişler, 2015’te 11,8 milyar dolarla yeni bir pik yaptı. Sonraki dönemde ise yıllık giriş tutarı 4-6 milyar dolar arasında seyretti, bu yılın ilk dokuz ayında da 4,2 milyar dolar oldu.

Sıcak parada çıkış var

Sıcak para yatırımları, 2003’teki 3,9 milyar dolarlık düzeyinden, yıllara göre iniş çıkışlı bir seyre rağmen 2012’de büyük bölümü tahvil-bonoya olmak üzere toplam 38,4 milyar dolara ulaşarak tarihi zirveyi gördü. Son yıllarda bozulan görünüme rağmen, portföy yatırımı girişleri 2017 yılında da 23,9 milyar dolarla ikinci en yüksek düzeyi kaydetti. Sonraki dönemde ise ülke riskinin (CDS) aşırı yükselmesinin de etkisiyle sıcak paranın Türkiye iştahı kesildi. Özellikle bu yılın ilk dokuz ayında 3,3 milyar doları Borsa’dan, 7,8 milyarı tahvil-bonodan olmak üzere portföy yatırımlarından 11,1 milyar dolarlık çıkış yaşandığı dikkati çekiyor.

Anılan dönemde Türkiye ekonomisine en büyük kaynak girişi, mevduat ve krediler yoluyla gerçekleşti. Dış finans kurumlarının kullandırdığı krediler ile yurt dışı yerleşiklerin Türk bankalarına açtığı mevduat hesapları yoluyla girişler 20 yılda 381,4 milyar dolar düzeyine ulaştı. Bunun 179,8 milyar dolarını özel sektör kuruluşları, 176,8 milyar dolarını bankalar, 20,5 milyar dolarını Merkez Bankası, 4,2 milyar dolarını da genel hükümete bağlı birimler kullandı. Son 20 yılda Türkiye’ye 802,1 milyar dolar kaynak getiren ve burada kazandığı 266,3 milyar doları ülkelerine transfer eden yabancılar, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan 2023’e girerken Türkiye’de 519,2 milyar dolarlık bir varlık ve alacağa sahip.

Buna göre yabancıların Merkez Bankası, bankalar, hükümet ve özel sektöre açtığı kredilerden ve mevduatlarından dolayı toplam alacağı 315,5 milyar, uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki doğrudan yatırımlarının hacmi 119 milyar, sıcak para fonlarının portföy büyüklüğü de 17,6 milyar doları Borsa’da hisse senedi ve 67 milyar doları tahvil, bono gibi borçlanma senetlerinde olmak üzere toplam 84,5 milyar dolar düzeyinde.