YÖK Başkanlığı’ndaki imza törenine YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir katıldı. Özvar ve Demir’in imzaladığı protokol ile; tarafların sorumluluk alanındaki alt yapı ve personel imkanları kullanılarak savunma sanayi ihtiyaçlarına yönelik uygulama yapılması, ihtisas gruplarının oluşmasını ve güçlenmesini teminen programlar oluşturulması, üniversite-sanayi iş birliği modellerinin güçlendirilmesi, üniversite öğrencilerinin ve akademik personelin savunma sanayi alanında yüksek katma değerli işlere odaklanmaları, alana ilişkin motivasyon artırıcı faaliyetler düzenlenmesi ve sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinin amaçlandığı belirtildi.

‘ÜNİVERSİTELERİMİZ BİLGİNİN KAYNAĞIDIR’

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, savunma sanayisinin güçlü bir ekosistemi olduğunu belirterek, “Bu ekosistem; vakıf şirketlerimizden özel firmalarımıza, ‘lerimizden kümelenmelerimize, üniversitelerimizden araştırma kurumlarımıza, iş ve hedef birliği yaptığımız önemli bir yapıdır. Üniversitelerimiz bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Çünkü temeli sağlam, geleceğe yönelmiş bir savunma sanayi ekosistemi kurmak istiyorsak, bunun temelini bilimin merkezi olarak gördüğümüz üniversitelerimizde atabiliriz. Üniversitelerimiz bilginin kaynak noktasıdır. Bu kaynaktan ne kadar iyi beslenirseniz geleceğinizi de o kadar iyi şekillendirebilirsiniz. ‘Türkiye’nin en büyük gücü nedir’ denildiğinde; ‘iyi eğitilmiş, genç ve dinamik nüfus’ olarak bu soruyu cevaplayabiliriz. Bu alanda gençlere ve eğitime yatırım yapmak, olabildiğince insanımızı bu alandaki işlerle, tecrübeyle ve teknolojiyle buluşturmak çok önemli” ifadelerini kullandı.

‘HER BİR ÜNİVERSİTE BİR SAVUNMA SANAYİ ARENASI OLACAK’

Demir, ‘Türkiye Yüzyılı’nın lokomotifi olacağına inandıkları savunma sanayinin büyümesi ve gelişmesi için üniversiteler başta olmak üzere tüm paydaşların gayretinin çok önemli olduğunu kaydederek, “Bu protokolün en önemli hususlarından biri, gelişen ve güçlenen bir savunma sanayi ile üniversitelerimizde müfredat konusunda güçlü bir eş güdümü sağlamak ve üniversite hocalarımız ve öğrencilerimizle, iştirak şirketlerimizin başta alt yapı olmak üzere her alanda daha yakın çalışmasını sağlamak olacaktır. Böylece her bir üniversite bir savunma sanayii arenası, her bir savunma sanayii şirketi ve teknoparklarımızda, uygulamanın yanı sıra öğrenme ve araştırmanın da güçlü bir şekilde devam ettiği arenalar haline gelecektir. Esasen SSB-YÖK iş birliği protokolümüz, karşılıklı olarak kaynak ve imkanlarımızı ‘Türkiye Yüzyılı’ için kullanmanın özel bir ifadesi, iş birliği iradesi ve metni olarak tarihe geçecektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

ÖZVAR: ÖĞRENCİLERİMİZE SUNULAN İMKANLAR ARTTIRILDI

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, savunma sanayisindeki yerlileşme hamlesinin ülkenin uluslararası ölçekte söz sahibi olmasını sağlamanın yanı sıra, ekonomik ve uluslararası ilişkilerin gelişmesine, dışa bağımlılığın azalmasına, yerli sanayileşmeye yarar sağlamasına ve yerli iş gücünün geliştirilmesine katkı sunduğunu söyledi. Özvar, “Askeri harcamaların Türkiye’de her geçen gün artmasına rağmen bu harcamaların milli gelire oranındaki düşüş ise yerlileşme hamlesinin bir başka olumlu sonuçlarından birisi olarak değerlendirilebilir. Savunma sanayisinde gücü olmayan hiçbir devlet ekonomik bağımsızlığını sürdüremez. Savunma sanayisinde elde edilebilecek güç, ülkenin sadece dışarıdan askeri teçhizat, araç, savaş uçağı, helikopter ve savaş gemileri almasıyla mümkün değildir. Yükseköğretim Kurulu olarak, uzun vadeli stratejilerin, ülkemizin kalkınmasını sağlayacak uygulamaların ve katma değeri yüksek milli teknolojilerin geliştirilmesi hedefiyle, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında yaptığımız çeşitli protokoller ile de öğrencilerimize sunulan imkanları artırdığımızı söylemeliyim. Örneğin, bu akademik yılda ilk kez temel bilimlerin yanı sıra yapay zeka mühendisliği bölümlerini tercih edeceklere de lisans bursu verilmesini kararlaştırdık. Yükseköğretim kurumundan mezun olacakların, piyasalarda aranan becerilere sahip, değişen koşullara uyum sağlayabilecek şekilde analitik ve teknik becerilerinin gelişmiş bireyler olarak yetişmesini önceliyoruz. Savunma sanayisinde küresel ölçekte söz sahibi olmaya başlasak da rekabet ettiğimiz ülkeler savunma sanayii pazarının büyük bir bölümünü ellerinde tutmaktadır. Bu bizlerin daha çok çalışarak yaptığımız ve yapacağımız işlere el birliği ile sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğine işaret etmektedir. Savunma sanayimizdeki başarıların artırılarak daha sürdürülebilir hale gelmesi ve nitelikli iş gücünün çoğalması açısından kamu, üniversite ve özel sektörün iş birliği halinde olması büyük önem arz etmektedir” diye konuştu.