İş dünyası Cumhuriyetin 100’üncü yılına, global ekonomide durgunluk beklentilerine rağmen yüksek motivasyonla girdi. Sanayiciler üretim ve ihracat artışıyla küresel bir ekonomik güç olma vizyonuna odaklanmış durumda. 2023 seçim yılı ve iş dünyası bu önemli sürecin ekonomide yaratacağı etkiyi 2023 planlamalarına dahil ediyor. Seçim nedeniyle yılı ilk 6 ay ve ikinci 6 ay şeklinde değerlendirmek gerektiğine işaret eden iş insanları, 100’üncü yılda ‘güçlü ekonomi’ vurgusu yapıyor. Türk iş dünyası, lokomotif ve stratejik sektörlerde bu yıl Ankara’dan tam destek bekliyor. İş dünyası “Ekonomi belirsizliği sevmez” diyor ve proaktif hamlelerin yılın kaderini değiştireceğine işaret ediyor.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Küresel güç olma konumumuzu güçlendirmeliyiz

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, daha fazla ticaret ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumunu kuvvetlendirmesi gerektiğini belirtti. Hisarcıklığlu, “Bu coğrafyadaki ülkeler küresel ekonomiye daha çok entegre olmak, küresel değer zincirleri içinde yer almak istiyorlar. Geçmiş tecrübelerimiz, hızlı adapte olan dinamik yapımızla ve yeni ortaklıklar kurarak, bu süreçte en büyük payı alabiliriz” dedi. Türkiye’nin, bu coğrafyada en büyük sanayi üretim kapasitesini kuran ülke olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Dolayısıyla eksenimizi genişletmeli, daha fazla ticaretle ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumumuzu kuvvetlendirmeliyiz. Geleceği şekillendirmeye başlayan iki önemli gelişme dijital ve yeşil dönüşüm. Dolayısıyla en çok bilişim ve enerji sektörlerinin ön plana çıkması bekleniyor” dedi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Makro dengeler bozulmadan büyümeliyiz

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, “2023’te öngörülerimizi enflasyonun tek haneye inmesini hedefleyen politikaların uygulandığı, TL’nin istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük sırf mevzuat değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı, satın alma gücünün yeniden toparlanıp iç talebin canlandığı, büyümenin de hızlandığı bir konjonktür süslüyor” dedi. Orhan Turan, şunları söyledi: “2023, seçim yılı olacak. Büyümedeki hızlanma cari açığın bozulmasına, bu da kur üzerinde baskı ve kur üzerinden enflasyonun hızlanmasına yol açma riski yaşıyor. Bu nedenle ekonomi politikalarının büyük bir dikkat ve beceriyle uygulanması gereken bir yıla girdik. 2023’te büyümenin hızlandırılması gerekiyor fakat makro dengeleri bozmadan büyümenin hızlandırılabilmesinin önünde de çeşitli kısıtlar yer alıyor.”

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: Dünya ortalaması üzerinde büyüme yakalayacağız

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla küresel ekonominin yavaş yavaş toparlanmaya başlayacağını belirterek, “Böylece 2023 yılında sanayi ve ihracat rakamlarının Türkiye’de büyümeye destekleyici yönde daha fazla etki edeceğini öngörüyoruz” dedi. 2023 yılının 2022 yılından çok daha olumlu bir seyir izlemesini bekleyen Asmalı, şunları söyledi: “Enflasyonun inişe geçmesiyle tesis edilecek makroekonomik istikrar, Türkiye’nin uzun vadeli ekonomik hedeflerine ulaşmasına destek olacak. Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili risklerde bir artış gözlemlenmez ise 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla küresel ekonominin toparlanmaya başlaması söz konusu olacak. Türkiye böylece Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı yakalayacaktır.”

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Enflasyon temel mücadele konumuz olacak

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, “Enflasyon tıpkı 2022’de olduğu gibi 2023 yılında da ekonomimizin en temel mücadele konusu olacak. Olmalı da. Çünkü fiyat istikrarı ve finansal istikrar bir ekonominin bel kemiğidir. Bunun sağlam tutulması gerekir” dedi. 2022’de dünya ve Türkiye açısından en önemli sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Bahçıvan, “Fiyat istikrarı ve finansal istikrar bir ekonominin bel kemiğidir. Yüksek enflasyon, yüksek büyüme görüşü ülkemizin yararına değil, asla kabul etmemeliyiz” dedi. 2023’ün ilk yarısında seçim ekonomisinin uygulanacağı ve sonrasında seçime dönük bir sene olacağı gerçeğinin görmezden gelinemeyeceğine işaret eden Bahçıvan, “2023 için seçim sonrasında uygulanacak olan doğru ekonomik politikalarla tekrar bir sermaye girişi başlarsa, cari açık noktasında 2022’den daha olumlu bir 2023 görebiliriz” diye konuştu.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Finansmana erişim hayati önem taşıyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatı 2 yıl içinde en az 300 milyar dolara çıkarmayı ve uzun vadede ise Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına sokmayı hedeflediklerini belirterek, “Hedeflerimize ulaşabilmemiz için ihracatımızı her yıl en az yüzde 10 artırmamız gerekiyor. 2023’e de bu hedefle başlayacağız” dedi. 2022’ye ihracattaki ivme ile başladıklarını ve yıl sonu için 250 milyar dolarlık bir hedef koyduklarını aktaran Gültepe, paritenin olumsuz etkisine rağmen ihracatı çift haneli oranlarda büyütmeyi başardıklarını söyledi. Gültepe, şunları kaydetti: “Ancak yılın ikinci yarısı ile birlikte Avrupa’daki enerji krizi ve resesyon beklentisi nedeniyle bazı sektörlerin siparişlerinde düşüş başladı. Hazır giyim ve tekstil gibi sektörlerde fiyat tutturma konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle pandemi döneminde gelen siparişlerin önemli bir kısmı Hindistan ve Pakistan gibi ülkelere kaydı. Birtakım olumsuzluklar olmakla birlikte 11 ayı hedeflerimizin üzerinde bir performansla geçirdik.” Uygun koşullarda ve yeterli finansmana ulaşabilmelerinin önemine dikkati çeken Gültepe, “Son haftalarda Eximbank kaynakları kısmen de olsa yeniden açılmakla birlikte finansmana erişim konusunda ihracatçılarımızın sıkıntıları devam ediyor. Firmalarımızın yatırım iştahını canlı tutmak, ihracatı sürdürülebilir kılmak ve istihdamı artırmak için bu büyümenin ivmelenerek süreceğini ümit ediyoruz. Ekonomimizin lokomotifi haline gelen ihracatın hız kesmemesi ve geleceğe en iyi şekilde hazırlanabilmemiz için finansmana erişim hayati önem taşıyor” dedi. Kurun da mevcut seviyesinin ihracatçılara yardımcı olmadığını söyleyen TİM Başkanı Gültepe, “Biz kurun istikrarlı ve öngörülebilir olmasını istiyoruz. Her yıl enflasyon seviyesinde veya az üzerinde bir kur artışının ihracatçı ve ihracatçımız için ideal olduğunu söyleyebilirim. 2023’ün ilk çeyreği için net bir tablo çizmek kolay değil” şeklinde konuştu.

DEİK Başkanı Nail Olpak: AB’de daralmayı uzak pazarlarda aşacağız

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Türkiye’nin geçtiğimiz yılda dünyadan pozitif ayrıştığını görüyoruz. Küresel olumsuzluklara rağmen yılın ilk 11 ayında 231 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı başardık” dedi. 2023 yılında ise, ihracat hedefi kapsamında küresel resesyon beklentisini ve ihtimalini de göz önünde bulundurarak daha dengeli bir artış oranı öngördüklerini aktaran DEİK Başkanı Olpak, 2023 yılı için ihracat hedefinin 265 milyar dolar olarak belirlendiğini aktardı. Olpak, şunları söyledi: “DEİK olarak, 2022 yılının ikinci yarısından itibaren başlayan küresel yavaşlamanın, 2023 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. 2023 yılına ilişkin ihracat hedefimizde Avrupa’yı tüm dinamikleriyle ele alarak çok daha yakından takip etmeli ve alternatiflerimizi de bu bakış açısıyla hızla belirlemeliyiz. 2023 yılı ülkemiz için her alanda yeni bir yüzyılın başlangıcı olacak.”

İKMİB Başkanı Adil Pelister: Seçim sonrası yeni fırsatlar doğabilir

IMF’nin 2023 yılına dair küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürdüğünü hatırlatan İstanbul Kimyevi Maddeler İhracatçı Birlikleri (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, “Özellikle enerji maliyetleri sektörümüz açısından önemli bir sıkıntı oluşturuyor. En çok ihracat yaptığımız Avrupa Birliği’nde yaşanacak enerji ve ekonomi krizi bu yıl da bizim için risk oluşturuyor. Ülkemizde 2023 yılının seçim yılı olmasından dolayı seçim sonrası Türkiye’ye dair umutların beslenmesi, yeniden yatırımların hızlanması açısından fırsat oluşturabilir” dedi. İKMİB olarak 2023’te ihracatçıların rekabet gücünü artırmak için çalışmalara hız vereceklerini kaydeden Pelister, “Yeşil dönüşüm önemli. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz Avrupa’nın yeşil mutabakat kapsamında uygulayacağı sınırda karbon vergisi gibi uygulamalar için hızla hazırlanmamız gerekiyor” diye konuştu.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: Az zamana büyük işleri sığdırmak zorundayız

Türk iş dünyasının motivasyonu için çok önemli ve herkes için büyük anlamı olan yeni bir yıla girildiğini söyleyen İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “2023’te bizim için demokrasi, özgürlük ve güven içinde bir vatan anlamına gelen Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağız. Hiç kuşku yok ki, sadece ekonomik açıdan baktığımızda bile Cumhuriyetin 100’üncü yılında ulaştığımız büyüklük, azımsanacak bir büyüklük değildir. Bizim için Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı’na nasıl başlayacağımız ve bu yeni yüzyılın ilk yıllarında nasıl bir temel atacağımız çok stratejik bir anlama sahip. Atatürk’ün Cumhuriyet’in 10. yılında söylediği ‘Az zamanda çok ve büyük işler yaptık’ sözünden ilhamla, asıl bundan sonraki yıllarda az zamanlara çok ve daha büyük işleri sığdırmak zorundayız” dedi. Türkiye’nin küresel yarışta yer alan yükselen ve gelişen bir ekonomi olarak şansı olduğunu söyleyen Avdagiç, şunları kaydetti: “Yarışa üç adım geriden başlayanların yarışın içinde kalabilmeleri için dikey değil yatay sıçrama yapmaları elzem. Bunun için gerekli zeminleri oluşturmaları şar. Türk iş dünyası olarak kendi gücümüze, girişimcilerimizin gücüne, Milletimizin gücüne inanıyoruz.” 2002’de artan küresel risk ve baskılanan ekonomik aktiviteye rağmen, Türkiye ekonomisinin birçok ülkeye göre daha yüksek bir büyüme gösterdiğini kaydeden Avgadiç, “AB ülkeleri başta olmak üzere genel olarak ihracatımız, 2023’ün ilk yarısından itibaren yeniden bir ivme trendine girecek. Bu ise büyüme rakamlarına çok daha güçlü bir katkı verecek” dedi. Enflasyonda hala olumlu bir tabloya erişilmediğini ancak kurların sakin seyri ve baz etkisinin olumlu katkısıyla enflasyonun önümüzdeki aylarda düşüşe geçeceğini bekleyen Şekib Avgadiç, “Tarım girdi ve üretici fiyatlarındaki artışlar hâlâ yüksek seyrediyor. Bu sebepten gıda enflasyonunda ortalamanın üzerinde seyreden fiyatların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Ayrıca büyük bir tarım potansiyeline sahip ülkemizin bu alandaki avantajlarını ortaya çıkarmalıyız. Tarım ve hayvancılık, üstün olduğumuz alanlara dönüştürülmeli” dedi.

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN