TÜFE ve ÜFE enflasyon oranlarında olduğu gibi tarımda da üretim enflasyonu her ay TÜİK tarafından açıklanmaktadır. Bir yılı aşkın devam eden enflasyon yükselişi hepimizin bildiği gibi tarım ürünlerinde daha çok belirgin durumdadır.

Tarımda üretici fiyatlarındaki artış, her ay yükselerek devam ediyor. Yılbaşından günümüze aylık tarım üretici enflasyon oranlarına bakacak olursak;

Ocak=%52-Şubat=%68.49-Mart=%84,11-Nisan=%118,53-Mayıs=%154,97-Haziran=%148.90-Temmuz=%157,89 -Ağustos=%142 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu 2022 Eylül dönemi Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre tarım ÜFE oranları

Bir önceki aya göre=%7,14

Bir önceki yılın aralık ayına göre=%113,98

Bir önceki yılın aynı ayına göre=%156

12 aylık ortalamalara göre=%99,82 oranında artmıştır.

Tarımda üretici fiyatları temmuz ayında en çok oranda artmış, ağustos ayında %142 ye kadar gerilemişti. Ancak eylül ayında belirgin bir yükselişle %156 ya kadar yükseldi.

Özellikle tarım ürünlerinde yaşadığımız fiyat artışları yıllardır devam eden ve bir türlü çözüme ulaşılamayan bir konudur. Hükümet bu konuda gerekli destekleri vermesine rağmen birtakım eklemeler yapılması gerektiği açık olarak gözükmektedir.

Çiftçilerimiz üretim maliyetlerini karşılayamayacağı endişesiyle ekim alanlarını boş bırakmayı tercih etmişler, bazıları ise mevcut borçlarını ödeme sıkıntısına düşmüşlerdir bu konuda tarım kredi kooperatifleri her ne kadar yardımcı olmaya çalışsa da sürdürülebilir bir tarım politikamızın olmaması nedeniyle plan ve program yapılamamaktadır. Örneğin bu yıl patates iyi para yaptı diye birçok çiftçimiz gelecek yıl patates ekmekte ancak ürün bolluğu nedeniyle arz ve talep kanununa göre fiyatlar düştüğünden olan gene çiftçiye olmaktadır. Aynı şekilde bu yıl soğan para etmedi diye gelecek yıl birçok çiftçimiz soğan ekmediği için bu defa da ürün kıtlığı yaşandığından arzı az olmakta ve fiyatları yükselmektedir. Tamamen bilim dışı yapılan bu tür tahminler sonucunda ise istenen gelir bir türlü elde edilememekte, üretici ve son tüketiciler zarar görmektedir.

Bir başka konu ise çiftçinin kullanmak zorunda olduğu tarım ilacı, fide, tohum, gübre, mazot fiyatlarının astronomik şekilde artmasıdır. En azından mazottan alınan KDV ve ÖTV çiftçiden alınmamalıdır.

Öte yandan yükselen gıda ürünleri fiyatlarını önlemek için hemen ithalat kolaylıkları sağlanmaktadır. İthalata vereceğimiz parayı üreticilere destek vererek yerli üretici kalkınabilir, ekim alanları boş kalmaz. Bu konuda söylenecek çok söz var ama biz TÜİK verilerine devam edelim.

Sektörlerde bir önceki aya göre, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 9,32 azalış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,30 azalış ve tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 7,94 artış gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 2,16, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 6,90 ve çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 20,36 artış gerçekleşti.

Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 78,80 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları ve yüzde 94,80 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 297,29 ile lifli bitkiler ve yüzde 215,70 ile çeltik oldu.

Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, yüzde 1,36 ile üzüm ve yüzde 1,33 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt grup ise yüzde 29,45 ile lifli bitkiler ve yüzde 21,05 ile tropikal ve subtropikal meyveler oldu.

Eylül 2022’de, endekste kapsanan 84 maddeden, 31 maddenin ortalama fiyatında azalış, 48 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.

Küresel gıda fiyatları 6 aydan bu yana düşerken Türkiye’de ise Eylül 2020’den itibaren 2 yıldır artış eğiliminde. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı gıda fiyat endeksleri arasındaki fark, Türkiye’nin “yeni ekonomik modele” geçtiği Kasım 2022’den itibaren giderek büyüyen bir makasa dönüştü. Ağustos ayında yüzde 90.3 olan gıda enflasyonu eylülde yüzde 92’yi geçti.

Türkiye’de resmi yıllık enflasyon Eylül 2022’de yüzde 83’ü aşarken ulaştırmadan sonra en çok fiyat artışı gıdada oldu. Türkiye’de gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 92 artış gösterirken küresel gıda fiyatlarındaki yıllık artış oranı ise yüzde 4 oldu. Ağustos ayı itibarıyla Avrupa Birliği (AB) yıllık gıda enflasyonu ortalaması yüzde 14 olurken Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ortalaması ise yüzde 15 olarak gerçekleşti. Öte yandan OECD ülkelerinde gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke açık ara Türkiye oldu. Türkiye’ye en yakın artış yüzde 33 ile Macaristan’da yaşanırken gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarının en az yükseldiği ülkeler ise yüzde 3 ile İsviçre oldu. Ağustos 2022 itibarıyla yıllık gıda enflasyonu Almanya’da yüzde 16, İsveç’te yüzde 14, ABD’de yüzde 14, İngiltere, Avusturya ve Hollanda’da yüzde 13; Fransa’da ise yüzde 8 olarak gerçekleşti. Türkiye’de 2019-2021 arasında yıllık gıda enflasyonu yüzde 15-20 civarında seyrederken 2022 yılından itibaren yüzde 80-90 civarında gerçekleşiyor.

FAO Gıda Fiyat Endeksi ile TÜİK Gıda Fiyat Endeksini Eylül 2021’de 100’e eşitleyerek Euronews’in yaptığı hesaplamalara göre fiyat değişimi net olarak ortaya çıkıyor. Temmuz 2021’de dünya ve Türkiye’de gıda fiyatları eşit ve 100 birim olarak alınarak yapılan hesaplamayla ekim ve kasım aylarında fiyatlar birbirine yakın seyrederken Aralık 2021’den sonra fark açılmaya başlıyor. Bir sene önce dünyada ve Türkiye’de gıda fiyatları 100 iken Eylül 2022’de dünyada 103.8 birime; Türkiye’de ise 192.4 birime çıkıyor. Farkın “Yeni ekonomi modeli” sonrası ortaya çıkması da dikkat çekiyor.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist