Ekonomik krizle yaşamaya başladığımız yaklaşık bir yıldan bu yana işsizlik ve istihdam oranları gündem olmaya devam ediyor. Bir ekonomide işsizliğin azalması, diğer ekonomik konularda olduğu gibi üretim hacminin genişlemesi ile mümkündür.

Türkiye istatistik kurumu (TÜİK) temmuz ayı işsizlik verilerini açıkladı. TÜİK’in Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre 113 bin kişi azalarak 3 milyon 445 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 10,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,6 iken kadınlarda yüzde 13,1 olarak tahmin edildi. TÜİK in verilerine göre;

İşsizlik oranı =%10,1

Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı=%15,1

İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı=%18

Âtıl iş gücü oranı=%22,5

TÜİK tanımına göre işsizlik, iş aramayı dört haftayı geçen sürede sürdüren vatandaşlar hariç, son dört haftada iş arayan vatandaşların sayısıdır. Bu tanıma göre 2 ay,5 ay,3 sene,5 seneden bu yana iş aramaktaysanız siz işsiz sayılmıyorsunuz. Son dört haftada içinde iş arama başvurusu yaptıysanız işsiz sayısına dahil oluyorsunuz.

İşgücü potansiyelinin belli kategorilere göre ayrılması eksik istihdam olarak tanımlanır. Bir ekonomi üzerindeki işgücünün eğitim, tecrübe, yetenekli müsaitlik açısından ne kadar verimli olduğunun değerlendirilmesini inceleyen yapı eksik istihdam olarak bilinir.

TÜİK verilerine göre İstihdam edilenlerin sayısı 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre 148 bin kişi azalarak 30 milyon 608 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 47,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 64,6 iken kadınlarda yüzde 30,3 olarak gerçekleşti.

Yukarıdaki bilgilere baktığımız zaman hem işsizlik azalmış hem de istihdam azalmıştır. Bu durum hesap ve mantığa aykırıdır. İşsizlik azaldı ise istihdamın artması gerektiği aşikardır. TÜİK enflasyon hesabı gibi burada da belirgin şekilde bir hata yapmıştır. Vatandaşlarımızın TÜİK in yaptığı enflasyon hesaplarına güvenmemesinin nedeni bir kez daha ispatlanmış durumdadır.

İşgücü 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre 262 bin kişi azalarak 34 milyon 52 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,5 puanlık azalış ile yüzde 52,6 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,7, kadınlarda ise yüzde 34,9 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,8 puanlık azalış ile yüzde 19,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 16,2, kadınlarda ise yüzde 24,7 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre 1,2 saat azalarak 43,1 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan âtıl işgücü oranı 2022 yılı temmuz ayında bir önceki aya göre 2,0 puan artarak yüzde 22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,1 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,0 olarak tahmin edildi.

Kamuoyunda arada bir gündeme gelen ülkemizde işsizlik var veya yok tartışmaları da doğru değerlendirilmelidir. Çünkü bazı vatandaşlarımız (istisnalar kaideyi bozmaz) kendilerine verilen işi beğenmemekte, verilen ücretin az olduğu gerekçesiyle işi reddetme, yorucu veya sıkıcı gibi işlere sıfat takarak iş müracaatında elenmektedir.

Ülkemizde sanayicilerimizin ifadesine göre en çok eleman sıkıntısının yaşandığı grup ara eleman kesimidir. Tekniker, teknisyen gibi teknik elemanlar son derece az olduğundan bu grupta sıkıntı olduğu doğrudur. Ülkemizde 200 ün üzerinde üniversitemiz olmasına rağmen endüstri meslek liselerinin yetersiz olduğu aşikardır. Üniversite sayımızın daha da yükselmesi hepimiz için önemlidir ama ara eleman yetiştiren eğitim kurumlarına da ihtiyacımız olduğu kesindir.

İşsizlik oranlarının artmasının bir sebebi de teknolojinin getirdiği yenilikler olabilir. Örneğin eskiden işletmelerde fatura yazan ile irsaliye yazan ayrı kişilerdi, şimdi ise tuşlar bu konuların hepsini çözmektedir. Teknolojinin geliştiği ülkelerde işsizliğin olmaması bireylerin kendilerini yetiştirmelerine bağlıdır. İstanbul’da yıllardan bu yana süren şehir içi ulaşımında minibüsler, otobüsler hizmet vermekteydi. Ancak son yıllarda açılan tramvay, hızlı tren, metrobüs olayları trafiği rahatlatamasa da toplu ulaşım hizmetine büyük katkı sağlamıştır. Durum böyle olunca minibüslerin seferlerden men edilmesi ileriki dönemlerde gündem olabilir. Çünkü şehir trafiğini de rahatlatmak gerekir.

Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere bireylerin kendilerini yetiştirmesi, işsizlik açısından olmazsa olmaz kuraldır. Yabancı dil bilmeyen, bilgisayar kullanamayan, dijital programlardan haberi olmayan bir kişi işletmelere hiçbir fayda sağlayamaz ve işsiz kalmaya mahkumdur.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist